CHP de klasik sol politikanýn eskimeyen temsilcisi Deniz Baykal, son günlerdeki açýklamalarýyla yine gündemde kalmayý baþarýyor.
Daha net anlaþýlmasý açýsýndan ”eyyamcýlýk” diyebileceðimiz; kimseyi karþýsýna almadan, kimsenin de yanýnda görünmeden, “durumu idare etme” ustasý, eski CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal, bir yandan Kýlýçdaroðlu’na inceden dokundururken, hemen ardýndan “Genel Baþkanýn yaptýklarýný da aslýnda saygýyla karþýlamak gerekir” diyerek bu konuda ne kadar usta olduðunu bir kez daha gösterdi.
Dün akþam konuk olduðu Ahmet Hakan’ýn programýnda saatlerce izleyenlere eyyamcýlýk dersi verdi.
Öyle sanýyorum CHP içerisinde yeniden daha aktif rol alma niyetinden kaynaklý bu orta yolcu tavrýnýn yanýnda çok doðru söylediði þeyler, çok yerinde tespitleri de vardý.
Keþke, ”ben artýk reel siyasette yoðum” diyerek kenara çekilse ve bir akil adam olarak geçmiþ deneyimlerden, birikimlerinden toplumu yararlandýrsa.
Politikaya devam ettiði sürece, ilerdeki hedefleri uðruna bugün yaptýðý gibi; ”hem nalýna, hem mýhýna” þeklindeki tavrýný sürdürecektir.
Oysa, politikadan beklentisi olmadan objektif deðerlendirmeler yapsa, öyle sanýyorum bu kadar zaman yaptýðý baþkanlýktan çok daha fazla ülkeye yararý olacaktýr.
Konuþurken yutkunmaya baþlýyor ve ”fakat, ama” diyerek sürdürüyorsa, bilin ki yine durumu idare etmeye çalýþýyordur. Halbuki, Baykal gibi feleðin çemberinden geçmiþ, her türlü siyaset hamlelerini bilen, deneyimli siyasetçilere ne çok ihtiyaç var.
Ama þu siyasi hýrsýn gözü kör olsun!
Þu an tutuklu bulunan Ahmet Türk ve ailesine yaptýðý anlamlý ziyaret ve onun hakkýnda söylediði tarihe geçecek sözler, siyasi kaygýlarla ifade ettiði faydacý konuþmalarýn arasýnda kayboldu gitti.
Ne diyordu oysa Deniz Baykal “Ahmet Türk, geçmiþte demokrasi mücadelesi uðruna bedel ödemiþ, iþkencelerden geçmiþ, acý çekmiþ bir arkadaþýmýz. Bir dönem birlikte siyaset yaptýðýmýz bu deðerli arkadaþýmýzýn terörü destekleyen bir zihniyette olmadýðýný, son dönemde hendek siyasetine karþý çýktýðýný da biliyorum. Ancak içinde bulunduðu ortam ve koþullar gereði HDP de siyaset yapmak zorunda kalmasýný anlamaya çalýþmak gerek. Elbette yaptýklarýndan dolayý, suçu varsa yargý önünde yargýlanacaktýr ama Ahmet Türk, Þerafettin Elçi, Tahir Elçi gibi insanlara karþý biraz daha hoþgörüyle yaklaþmak gerekir. Terörün sona ermesinde milyonlarca teröre itiraz eden Kürt kardeþlerimizin rolü ve katkýsý olacaktýr.”
Keþke yalnýzca bunlarý söylemiþ olsaydý!
Adana mitinginde Kýlýçdaroðlu’nun tutuklu gazetecilerin isimlerini okuyarak alkýþlatmasýný ”böylesine hassas bir dönemde, doðru bulmuyorum” dedikten sonra ufuktaki hedeflerine ulaþmada karþýma almayayým gerekçesiyle ”yine de Sayýn genel baþkanýmýn yaptýklarýný saygýyla karþýlamak gerekir” gibi çeliþik ifadeler kullanmasý, Ahmet Türk ziyareti konusundaki olumlu tavrýna gölge düþürdü.
Þimdi düþünüyorum da siyaset yaþamýnda bu kadar birikimli, hitabeti yüksek, kitleye hakim, örgütçü yaný güçlü bir Deniz Baykal’ýn baþarýlý olamamasýnýn nedenleri de bunlar mýydý acaba?
Ülkemizin içte ve dýþta þu an yaþadýðý en büyük sorun olan teröre yönelik çözüm önerileri arasýnda belki de en kayda deðer olanýydý Baykal’ýn söyledikleri.
Siyasi kaygý olmadan, beklentilere yenik düþmeden yapýlmasý gereken bu tür açýklamalar, belki de en çok ihtiyaç duyduðumuz þeyler.
Bir yanýyla terörle ve teröre destek verenlerle mücadele sürdürülürken, öte yandan siyasi konjoktür gereði açýktan tavýr alamamýþ, karþý koyamamýþ ya da sessiz kalmak zorunda olmuþ kiþi ve gruplarý hepten dýþlamak, yok etmeye çalýþmak, onlarý ve çevrelerini de terörün kucaðýna atmak anlamýna gelmez mi?
Yaptýðý bir dolu laf kalabalýðýnýn arasýnda en azýndan uzlaþý ve diyaloða çaðrý anlamýna gelecek açýklamalarý için yine de Baykal’a teþekkür etmek gerek.
Verilen bunca þehide, acýya, gözyaþýna raðmen, terörün bitmesi ve kalýcý bir barýþýn saðlanmasý için, düþmanca tavýrlardan vazgeçmek, inadýna ve ýsrarla toplumun her kesimine bu barýþ dilini yaymak, sevgi tohumlarýný yeþertmek zorundayýz.
Bence Deniz Baykal, bir kývýlcým yakmýþ, önemli bir mesaj vermiþtir.
Tüm HDP'lileri ve kimilerinin yaptýðý gibi tüm Kürtleri terörist ilan ederek bir yere varýlamayacaðýný artýk görmemizin tam zamanýdýr.
Ýç barýþý saðlamadan, komþularýmýzla ve dýþ dünyayla barýþýk kalmamýz pek de mümkün görünmüyor.
Unutmamak gerekir ki; barýþ, kavga edenler arasýnda olur.
“Bana yumruk atanla nasýl barýþýrým” diyemiyorsak, geçmiþte fikir ayrýlýðý yaþadýðýmýz ve kavga etmek zorunda kaldýðýmýz kiþi ve gruplarla da barýþmanýn yolunu bulmalýyýz.
Nasýl Rusya ile, Ýsrail’le ve belki yarýn Suriye ile barýþýyorsak, Kürtlerle de barýþmak, barýþ içinde, bir arada yaþamak zorundayýz.