17 ARALIK KARARINA CHP'DEN PROTESTO

CHP, 17 Aralık soruşturmasının takipsizlikle sonuçlanmasını ülke genelinde Adliye...

17 ARALIK KARARINA CHP'DEN PROTESTO
CHP, 17 Aralık soruşturmasının takipsizlikle sonuçlanmasını ülke genelinde Adliye Sarayları önüne siyah çelenk bırakarak protesto etti. CHP Muğla İl Teşkilatı da Muğla Adliye Sarayı önüne siyah çelenk bıraktı.

CHP Muğla İl Örgütünün eylemine Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir de katılarak destek verdi.

Adliye önünde bir açıklamada bulunan CHP Muğla İl Başkanı Mustafa Öztürk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"17 ve 25 Aralık 2013’te yaşananlar hala hafızalarımızda. O günlerde televizyonlar ve basın bu olayları kendilerine göre anlatmış, 4 bakan istifa ederek birçok tutuklamalar olmuştur. Yine televizyon ve gazetelerde para kasaları, milyon dolarlar ve bu paraların akıbetleri hakkında yorumu, bilge kişiler açıklamıştı. 17 Ekim 2014’de her iki günde yaşananlar hakkında Türk Adaleti takipsizlik kararı vermiştir. Bugün soruyoruz; neydi bu yaşananlar' Ayakkabı kutusundaki paralar' Devletin polisi, Cumhuriyet savcıları, mahkemeler' Yaşananlar rüya mı' Yaşananlar bir komedi miydi' Yoksa akıl tutulması mı' Öğrenmek istiyoruz" dedi.

Daha sonra bir açıklamada bulunan CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir ise Türkiye’de son yıllarda adaletin utanç içinde olduğunu, sokağa çıkacak yüzünün kalmadığını savundu. Milletvekili Demir, konuşmasını söyle sürdürdü:

"Dolayısıyla bu Türkiye’de bitmiş olan adaleti, hep beraber sokak sokak aramak zorundayız. Bu bizim yurttaşlık görevimizdir. 17 ve 25 Aralık’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin savcıları; olayları ve belgeleri ortaya koydular. Sonra yeni atanan ve rüşvet karşılığında atanan yeni savcı artık Türkiye Cumhuriyeti savcısı değildir. O sil-pak savcısıdır. Silip ve paklayan bir savcıdır maalesef bugün o işi de tam yapamamıştır. Her kılıfı, kulpa bir şey bulmuştur ama şunu açıklayamıyor; 4,5 milyon dolar, bir banka müdürünün evinde neden duruyor' Bunu kapatamamıştır. Dolayısıyla biz soruyoruz; 4,5 milyon dolar bir banka müdürünün evinde neden niçin duruyor' En azından buna bir cevap vermesi lazım. Sil-pak savcısı da olsa bu savcının 4,5 milyon doları niçin orada bulundurduğunu ‘idari bir sorun’ diye, ‘idari bir konudur’ diye kapatamaz. 4,5 milyon dolar az para değil. ‘İmam Hatip Lisesi yaptıracağım diye topladığım para’ diyemez. Acaba bu para bir terör örgütüne mi gidiyordu' Bu para IŞİD’e mi gidiyordu' Bunu sorma hakkımız var. Bunları kim soracak'” dedi.

Adalet tarihimizde 100 yıldır bir savcının açtığı davanın bir başka savcı tarafından gelip kapatılmadığını iddia eden Demir, konuşmasını şu sözlerle tamamladı;

"Böyle bir usul yok, böyle bir vicdan yok. Dolayısıyla ilk defa oluşmuş bir durumdur. Bunun altındaki rüşveti açıklamaları gerekiyor. Özellikle bu adaletteki çürüme, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük ayrımıdır. Belki de çağın en büyük ayrımıdır. Ben bir banka müdürünün bu kadar parayı bulduktan sonra eğer o zaman ki Başbakan Recep Tayip Erdoğan bu konuyu bilmiyorsa neden bu adam tekrar bir bankanın üretim kuruluna atandı' Demek ki hükümetin ve ileri gelen bakanlıklarla birlikte mutlaka işin içinde kendileri de var. Rüşvet karşılığında atamış oldukları sil-pak savcıları tarafından bu dosya kapatılmaya çalışılıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz takipçisi olacağız. Özellikle bu dört bakan pam pak ise, bu dört bakan bu işin içinde bir tezgaha kurban gitmişse, Başbakan’a sesleniyorum; bu bakanları tekrar o görevlerine versinler. Türkiye’de adaletini bu kadar ayaklar altına düşürmesinler. Düşüremeyecekler biz bunların peşinde, takipçisi olacağız ve hukukumuza adaletimize yeniden tesis etmek için yollara çıkacağız" dedi.