21 TEMMUZ'DA, FAYIN 40 KİLOMETRELİK KISMI KIRILDI!
Ünlü yerbilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Bodrum’da basın mensuplarının...
Ünlü yerbilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Bodrum’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Üşümezsoy, “Depremler Bodrum’dan uzaklaştı, Bodrum’dakiler rahat uyusunlar” diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof.Şener Üşümezsoy, Bodrum Milta Marina’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Üşümezsoy, Bodrum’da 21 Temmuz tarihinde yaşanan 6.6 şiddetindeki depremle ilgili şunları söyledi:
“2005 yılından bu yana Gökova Körfezi’nde yaşanan her depremden sonra buraya gelerek verdiğim konferanslarda 6.5 şiddetindeki bir depremin her zaman mümkün olduğunu vurguladım. Bu 6.5 Bodrum’u çok korkutur ama bu şiddet Bodrum’da hüküm yapmaz. 1933 yılında Ula ve Gökova Körfezi'nin doğu kesimi, yani Akyaka tarafı etkilendi. 1957 yılında ise Kos Adası'nın Güneydoğusuna giden bir kesimde yırtılma olmuştu. Bunun arasında boşluk kalan kesimde, 40 kilometre kadar bir bölüm ise yırtılmamıştı. İşte bu depremde olan yırtılma buydu. Bunu nereden çıkardık derseniz; 2005'te de 2010'da da sürekli bir kısmı Torba’ya doğru giden, bir kısmı da denize doğru giden depremler oluyor demiştik. Bunlar bu fayların üzerinde birikmiş stresin boşalmasını gösteriyordu.”
Bölgedeki artçı depremlerin bir süre devam ettiğini hatırlatan Prof.Şener Üşümezsoy, şöyle konuştu:
"Bodrum ve Datça arasındaki Gökova Körfezi'ndeki blok 1,5 metre kadar aşağı kaydı. Bu yaşanınca ana fayda bir dizi faylar oluştu. Onlar kırılgan ve sığ faylardı. Önemli bir deprem yapmazdı. Aynı şekilde Bodrum'da Körfez içindeki faylardan sonra karaya doğru geçen artçılar oldu. Ana fay düzlemi bir şekilde hareket ediyor. Bodrum'un karasındaki temel kırılgan kireç taşlarından oluşuyor. Bodrum bu yüzden şanslı. Bunun için de dere yatağı olan kesimler riskli olabilir."
Bodrum'da meydana gelen her depremle birlikte stresin biraz daha boşaldığını söyleyen Üşümezsoy, sözlerine şöyle devam etti:
“Bodrum'da aşağı yukarı 250-300 senede biriken stres boşaldı ama Ören’e doğru giden, Çökertme’ye giden artçıların oluşmadığını görüyoruz. Bunun da anlamı şu; Ören’e giden fayda bir stres yükselmiş değil. Buradan aldığı stresle küçük artçılar yapmamış. Bodrum'da sürekli ön depremler vardı. Ören ve Akyaka fayında önemli bir stres birikimi şu anda olmadığı için orada bu depremlerin artçılarını görmüyoruz. Ören'deki fayda bir artçı yok ama o fay 1933'te kırılmamışsa daha önce de orada stres birikmeleri gördüğümüz için Ören ve Gökova riskli bir bölge. Diğeri de Kos Adası'nın güneye giden kısmı riskli bölge. Mazı’dan Karaada'nın güneyine gelen kesim ile Kos ile Turgutreis arasındaki kesim bu iki depremde kırıldı. Gökova Körfezi’ndeki artçılar kırıldı. Daha sonra kuzeye doğru göçerek Bodrum üzerindeki kırık zonları buradan aldığı stresle kırıldılar.”
Afrika'daki hareketlenmenin bölgeyi gerdiğini anlatan Üşümezsoy, "Girit'in altına Afrika giriyor ama gerileyen bir girme. Akdeniz plakası ağır olduğu için sürekli Libya'ya doğru bükülerek gidiyor" ifadesini kullandı.
Meksika'daki depremden de bahseden Üşümezsoy, "Fayın uzunluğu ve genişliğini hesapladığımız zaman, 20 bin metrekarelik bir yüzey yırtılarak hareket ediyor. Bu çok uzun bir fay. Yaklaşık bin kilometreden daha uzun bir fayın yırtılmasıyla oluşan bir deprem. Pasifik plakası, kıtanın altına dalarak hareket ediyor. Bu dalmada pasta gibi hareket ediyor yılda 4 santim" dedi.
Midilli'nin depremlerle genişlediğini ifade eden Üşümezsoy, "Midilli, arkasından Sığacık ve Kuşadası genişliyor. Didim'in Güneyi, Bodrum genişliyor. Rodos'un Güneyi genişliyor. Bu genişleme yılda 30 milimetreyi buluyor" açıklamasında bulundu.
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof.Şener Üşümezsoy, son olarak “Bodrum'da yaşayan insanlar rahat uyusunlar. Kos ve Ören’de de buna benzer bir deprem yapabilir ama davulun sesi uzaktan hoş gelir. Tam Bodrum'un göbeğinde olan depremler uzaklaştı. İki tane büyük patlama, bomba Bodrum'un hemen yüreğinde patlamıştı. Zemini sağlam olduğu için, binalar iki katlı olduğu için onu yendi. Ama diğer taraftan Kos’a uzaklaştığı zaman Datça’nın güneyine doğru gidiyor. Ören’de zemini kötü olan yerler gelecek depremde riskli olabilir” dedi.
Üşümezsoy, gazetecilerin yine ünlü deprem bilimci Prof. Ahmet Ercan'ın Meksika depremi ile ilgili açıklamalarına dayanarak sordukları "10 gün içerisinde büyük bir deprem olabilir mi'" sorusunu ise, "Büyük depremlerden sonra hep öyle söylentiler oluyor" diye yanıtladı.
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof.Şener Üşümezsoy, Bodrum Milta Marina’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Üşümezsoy, Bodrum’da 21 Temmuz tarihinde yaşanan 6.6 şiddetindeki depremle ilgili şunları söyledi:
“2005 yılından bu yana Gökova Körfezi’nde yaşanan her depremden sonra buraya gelerek verdiğim konferanslarda 6.5 şiddetindeki bir depremin her zaman mümkün olduğunu vurguladım. Bu 6.5 Bodrum’u çok korkutur ama bu şiddet Bodrum’da hüküm yapmaz. 1933 yılında Ula ve Gökova Körfezi'nin doğu kesimi, yani Akyaka tarafı etkilendi. 1957 yılında ise Kos Adası'nın Güneydoğusuna giden bir kesimde yırtılma olmuştu. Bunun arasında boşluk kalan kesimde, 40 kilometre kadar bir bölüm ise yırtılmamıştı. İşte bu depremde olan yırtılma buydu. Bunu nereden çıkardık derseniz; 2005'te de 2010'da da sürekli bir kısmı Torba’ya doğru giden, bir kısmı da denize doğru giden depremler oluyor demiştik. Bunlar bu fayların üzerinde birikmiş stresin boşalmasını gösteriyordu.”
Bölgedeki artçı depremlerin bir süre devam ettiğini hatırlatan Prof.Şener Üşümezsoy, şöyle konuştu:
"Bodrum ve Datça arasındaki Gökova Körfezi'ndeki blok 1,5 metre kadar aşağı kaydı. Bu yaşanınca ana fayda bir dizi faylar oluştu. Onlar kırılgan ve sığ faylardı. Önemli bir deprem yapmazdı. Aynı şekilde Bodrum'da Körfez içindeki faylardan sonra karaya doğru geçen artçılar oldu. Ana fay düzlemi bir şekilde hareket ediyor. Bodrum'un karasındaki temel kırılgan kireç taşlarından oluşuyor. Bodrum bu yüzden şanslı. Bunun için de dere yatağı olan kesimler riskli olabilir."
Bodrum'da meydana gelen her depremle birlikte stresin biraz daha boşaldığını söyleyen Üşümezsoy, sözlerine şöyle devam etti:
“Bodrum'da aşağı yukarı 250-300 senede biriken stres boşaldı ama Ören’e doğru giden, Çökertme’ye giden artçıların oluşmadığını görüyoruz. Bunun da anlamı şu; Ören’e giden fayda bir stres yükselmiş değil. Buradan aldığı stresle küçük artçılar yapmamış. Bodrum'da sürekli ön depremler vardı. Ören ve Akyaka fayında önemli bir stres birikimi şu anda olmadığı için orada bu depremlerin artçılarını görmüyoruz. Ören'deki fayda bir artçı yok ama o fay 1933'te kırılmamışsa daha önce de orada stres birikmeleri gördüğümüz için Ören ve Gökova riskli bir bölge. Diğeri de Kos Adası'nın güneye giden kısmı riskli bölge. Mazı’dan Karaada'nın güneyine gelen kesim ile Kos ile Turgutreis arasındaki kesim bu iki depremde kırıldı. Gökova Körfezi’ndeki artçılar kırıldı. Daha sonra kuzeye doğru göçerek Bodrum üzerindeki kırık zonları buradan aldığı stresle kırıldılar.”
Afrika'daki hareketlenmenin bölgeyi gerdiğini anlatan Üşümezsoy, "Girit'in altına Afrika giriyor ama gerileyen bir girme. Akdeniz plakası ağır olduğu için sürekli Libya'ya doğru bükülerek gidiyor" ifadesini kullandı.
Meksika'daki depremden de bahseden Üşümezsoy, "Fayın uzunluğu ve genişliğini hesapladığımız zaman, 20 bin metrekarelik bir yüzey yırtılarak hareket ediyor. Bu çok uzun bir fay. Yaklaşık bin kilometreden daha uzun bir fayın yırtılmasıyla oluşan bir deprem. Pasifik plakası, kıtanın altına dalarak hareket ediyor. Bu dalmada pasta gibi hareket ediyor yılda 4 santim" dedi.
Midilli'nin depremlerle genişlediğini ifade eden Üşümezsoy, "Midilli, arkasından Sığacık ve Kuşadası genişliyor. Didim'in Güneyi, Bodrum genişliyor. Rodos'un Güneyi genişliyor. Bu genişleme yılda 30 milimetreyi buluyor" açıklamasında bulundu.
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof.Şener Üşümezsoy, son olarak “Bodrum'da yaşayan insanlar rahat uyusunlar. Kos ve Ören’de de buna benzer bir deprem yapabilir ama davulun sesi uzaktan hoş gelir. Tam Bodrum'un göbeğinde olan depremler uzaklaştı. İki tane büyük patlama, bomba Bodrum'un hemen yüreğinde patlamıştı. Zemini sağlam olduğu için, binalar iki katlı olduğu için onu yendi. Ama diğer taraftan Kos’a uzaklaştığı zaman Datça’nın güneyine doğru gidiyor. Ören’de zemini kötü olan yerler gelecek depremde riskli olabilir” dedi.
Üşümezsoy, gazetecilerin yine ünlü deprem bilimci Prof. Ahmet Ercan'ın Meksika depremi ile ilgili açıklamalarına dayanarak sordukları "10 gün içerisinde büyük bir deprem olabilir mi'" sorusunu ise, "Büyük depremlerden sonra hep öyle söylentiler oluyor" diye yanıtladı.
