ALİ SERVER YAZGAN'DAN, DİNÇBERK'E SERT YANIT
Turgutreis eski Belediye Başkanı Ali Server Yazgan suskunluğunu bozdu. Turgutreis...
Turgutreis eski Belediye Başkanı Ali Server Yazgan suskunluğunu bozdu.
Turgutreis eski Belediye Başkanı Ali Server Yazgan çarpıcı açıklamalarda bulundu.Seçim sonrasında yaşadığı süreci değerlendiren Yazgan komploya kurban gittiklerini,kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini iddia etti.
Cezaevinden çıktıkları gece basına verdiği demeçte dile getirdiği ve geçtiğimiz günlerde Turgutreis Belediye Başkanı Mehmet Dinçberk'in yalanladığı iddiasını tekrarlayan Yazgan yaşadıkları sürecin Mehmet Dinçberk'in bir komplosu olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
"Bilindiği gibi 1999-2009 yılları arasında belediye başkanlığı yaptım. 2009'da Mehmet Dinçberk seçimi kazandı ve belediye başkanı oldu.Seçim sonrasında seçimi kaybetmenin olgunluğu ile üzüntümü ailemle paylaştım.Hiçbir yerde konuşmadım.Ancak seçimi kazanan arkadaş,o olgunluğu taşıyamadığı için bizim dönemimize karşı çirkin bir komplonun içine girdi.Biz 51 arkadaşımla birlikte 4 Haziran'da cezaevine girdik.Dün izlediğim açıklamaların ardından konuşma gereği duydum.Seçimi kazanan arkadaş, konuları o kadar çarpıtarak gündeme getirdi ki açıklama yapma ihtiyacı duydum.'Komplo yapmadım' diyen arkadaşımız ne yazık ki 2009 yerel seçimlerinin hemen ardından 5 Nisan'da bizim dönemimize ait ihalelerle ilgili pek çok evrakı Turgutreis Jandarma Karakolu'na teslim etmiştir.Mehmet Dinçberk, bizzat vermiş olduğu talimatla hiçbir mahkeme kararı olmadan, hiçbir savcılık talebi olmadan tüm evrakları jandarma karakoluna teslim etmiştir.Burada teslim tesellüm belgeleri var.Şimdi bu belgeler jandarmaya gittikten sonra ne oluyor bilmiyoruz.Jandarmanın böyle bir yetkisi yok.Jandarma teşkilatımız güzide kurumlarımızdandır.Sonra bu evrakların tamamı Dinçberk'e ait Arçelik bayinin deposuna gidiyor.Orada bu evrakların başına ne geldiği bilinmiyor.Şu anda belediyede danışman olarak çalışan Orhan Hoca lakaplı bir arkadaşımızın dosyalar içerisinde tahrifatlar yaptığına dair çok ciddi duyumlarımız ve kanıtlarımız var.Biz bunu tespit ettikten sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduk.Savcılık bu konu ile ilgili gerekli işlemi yapmıştır. Bizim bu tespitimizden ve şikayetimizden sonra bu dosyalar bulunuyor ve dosyalar 20 gün sonra belediyeye geliyor.Bu sürecin ardından kimin tarafından yazıldığı belli olmayan 3 sayfalık bir ihbar mektubu ortaya çıkıyor.Bu mektubu da onun yazdırdığına inanıyorum.Ben onun eski arkadaşıyım, tarzını biliyorum.Bu şikayette ismi geçen herkes cezaevindeydi. Dosyalar kayboluyor, şikayet mektubu ortaya çıkıyor.Sonra 17.09.2009 tarihinde Mehmet Dinçberk imzalı bir şikayet dilekçesi var, bu dilekçe de ilginç.Dilekçede, "2009 yerel seçimlerinde seçilerek Turgutreis Beldiye Başkanlığı görevine geldiğim ilk günden beri, gerek çevrede söylenenler ve gerekse İçişleri Bakanlığına yapılan yazılı ihbar üzerine, görevi devraldığım dönemin hesap ve işlemlerinin tarafımdan incelettirilmesi sonucunda örgütlü ve birden fazla olarak ilişik dosyalarda tespit edilen yolsuzluklara rastlanmıştır.3628 sayılı yasanın 17. maddesinde resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma suçlarının işlenmiş olduğundan aynı yasanın 18. maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunmam hasıl olmuştur." İçişleri Bakanlığına yapılan yazılı ihbarı belediye başkanı değerlendiremez, onu bakanlık değerlendirir müfettişlerini göndererek.Sen kimsin' Sen inceleyemezsin bunları sen tarafsın.Bakın burası çok önemli "örgütlü ve birden fazla olarak" suç işlenmiş dosyalarda rastlanmıştır deniyor. Dosyalar hangi dosyalar' Belediyeden çıkartılan dosyalar.Burada Dinçberk, kendini önce savcı yerine koyuyor, sonra hakim yerine koyuyor ve "Bu suçların işlenmiş olduğundan" diyor.Ama dün "Bu işlerle ilgim, alakam yoktur.Ben komplo bilmem" diyor.İşte bunlar Mehmet Dinçberk'in komplosunun belgesidir.Bu hazırlanmış, uygulamaya konulmuş bir komplodur.Ben bu belgelerle gerekli suç duyurularında bulanacağım. Bence Dinçberk'in görevinden uzaklaştırılması lazım.Çünkü tüm dosyalar ellerinde.Ayrıca Dinçberk, Turgutreis halkı için görevden uzaklaştırılmalıdır.Şu anda Turgutreis'de huzur yok.Kendisi zaten makamına gitmiyor. Belediye, vekil başkanlarla yönetiliyor.Kendisi bir maaş alıyor, vekiller de onun maaşının aynısını alıyor.Kamu böylece zarara uğratılıyor.Müştekiler arasında kendisinin de ismi var.
Biz 17 Trilyon Borç Bıraktık
Seçim sürecinde ve sonrasında belediyenin borçlarının çok konuşulduğunu ifade eden Yazgan, "Seçimlerden önce bu arkadaş ev ev dolaştı belediyenin 80 trilyon, 100 trilyon borcu olduğunu söyledi. Her gittiği yerde "Borçlar yüzünden hiçbir şey yapamıyorum" diyor. 21.05.2010 tarihli kendi imzasıyla bir belge var. 30 Mart 2009'a kadar olan borçlar burada. Öyle uyanık ki 1999-2004 yılları arasında 11 trilyon borç var diye buraya koymuş. 31.12.2004 tarihinde bakanlar kurulu aldığı bir kararla belediyenin borçlarını kamuya devretmiştir. Bakın bu arkadaşımız 2004 yılına kadar olan bu borçları buraya yazmış, kamuoyunu yanlış yönlendirmiştir. 2004-2009 arasında benim bıraktığım borç 19 trilyon. Bakın burada da 2009 yılında 2.7 trilyon yazıyor. Ben 2009'da yoktum. Bunu da düşünün bakın, benim bıraktığım borç 17 trilyondur ayrıca belediyenin 10 trilyon civarında alacağı vardır. Biz, Türkiye genelinde bulunduğu konum itibarıyla iyi seviyedeyiz. 3200 belediyeden 2500'ünün ciddi borcu vardır. Bizim belediyemizin borcu atla deve bir borç değildir. Bu borçlar bahane edilerek hizmet edilmiyor. İş yapmamazlığı, tembelliği bu borçların arkasına saklamamak lazım" şeklinde konuştu.
"Gelin dostlar bir olalım, işi kolay kılalım"
Yaşanan gerginlikten dolayı belde halkının rahatsız olduğunu söyleyen Ali Server Yazgan, "Ben Turgutreis'te huzurlu bir ortam bıraktım. Bu benim son açıklamamdır. Eğer benimle ilgili bir açıklama yapılırsa hakkımı kullanırım. Yunus Emre'nin bir sözü var "Gelin dostlar bir olalım, işi kolay kılalım" demiştir. Belki yan yana bir arada olamayız ancak halkı gerecek olaylardan ve söylemlerden kaçınalım. Dava ile ilgili birşey söylemek istemiyorum. Orada da kendimizi savunuyoruz" ifadelerini kullandı.
Turgutreis eski Belediye Başkanı Ali Server Yazgan çarpıcı açıklamalarda bulundu.Seçim sonrasında yaşadığı süreci değerlendiren Yazgan komploya kurban gittiklerini,kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini iddia etti.
Cezaevinden çıktıkları gece basına verdiği demeçte dile getirdiği ve geçtiğimiz günlerde Turgutreis Belediye Başkanı Mehmet Dinçberk'in yalanladığı iddiasını tekrarlayan Yazgan yaşadıkları sürecin Mehmet Dinçberk'in bir komplosu olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
"Bilindiği gibi 1999-2009 yılları arasında belediye başkanlığı yaptım. 2009'da Mehmet Dinçberk seçimi kazandı ve belediye başkanı oldu.Seçim sonrasında seçimi kaybetmenin olgunluğu ile üzüntümü ailemle paylaştım.Hiçbir yerde konuşmadım.Ancak seçimi kazanan arkadaş,o olgunluğu taşıyamadığı için bizim dönemimize karşı çirkin bir komplonun içine girdi.Biz 51 arkadaşımla birlikte 4 Haziran'da cezaevine girdik.Dün izlediğim açıklamaların ardından konuşma gereği duydum.Seçimi kazanan arkadaş, konuları o kadar çarpıtarak gündeme getirdi ki açıklama yapma ihtiyacı duydum.'Komplo yapmadım' diyen arkadaşımız ne yazık ki 2009 yerel seçimlerinin hemen ardından 5 Nisan'da bizim dönemimize ait ihalelerle ilgili pek çok evrakı Turgutreis Jandarma Karakolu'na teslim etmiştir.Mehmet Dinçberk, bizzat vermiş olduğu talimatla hiçbir mahkeme kararı olmadan, hiçbir savcılık talebi olmadan tüm evrakları jandarma karakoluna teslim etmiştir.Burada teslim tesellüm belgeleri var.Şimdi bu belgeler jandarmaya gittikten sonra ne oluyor bilmiyoruz.Jandarmanın böyle bir yetkisi yok.Jandarma teşkilatımız güzide kurumlarımızdandır.Sonra bu evrakların tamamı Dinçberk'e ait Arçelik bayinin deposuna gidiyor.Orada bu evrakların başına ne geldiği bilinmiyor.Şu anda belediyede danışman olarak çalışan Orhan Hoca lakaplı bir arkadaşımızın dosyalar içerisinde tahrifatlar yaptığına dair çok ciddi duyumlarımız ve kanıtlarımız var.Biz bunu tespit ettikten sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduk.Savcılık bu konu ile ilgili gerekli işlemi yapmıştır. Bizim bu tespitimizden ve şikayetimizden sonra bu dosyalar bulunuyor ve dosyalar 20 gün sonra belediyeye geliyor.Bu sürecin ardından kimin tarafından yazıldığı belli olmayan 3 sayfalık bir ihbar mektubu ortaya çıkıyor.Bu mektubu da onun yazdırdığına inanıyorum.Ben onun eski arkadaşıyım, tarzını biliyorum.Bu şikayette ismi geçen herkes cezaevindeydi. Dosyalar kayboluyor, şikayet mektubu ortaya çıkıyor.Sonra 17.09.2009 tarihinde Mehmet Dinçberk imzalı bir şikayet dilekçesi var, bu dilekçe de ilginç.Dilekçede, "2009 yerel seçimlerinde seçilerek Turgutreis Beldiye Başkanlığı görevine geldiğim ilk günden beri, gerek çevrede söylenenler ve gerekse İçişleri Bakanlığına yapılan yazılı ihbar üzerine, görevi devraldığım dönemin hesap ve işlemlerinin tarafımdan incelettirilmesi sonucunda örgütlü ve birden fazla olarak ilişik dosyalarda tespit edilen yolsuzluklara rastlanmıştır.3628 sayılı yasanın 17. maddesinde resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma suçlarının işlenmiş olduğundan aynı yasanın 18. maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunmam hasıl olmuştur." İçişleri Bakanlığına yapılan yazılı ihbarı belediye başkanı değerlendiremez, onu bakanlık değerlendirir müfettişlerini göndererek.Sen kimsin' Sen inceleyemezsin bunları sen tarafsın.Bakın burası çok önemli "örgütlü ve birden fazla olarak" suç işlenmiş dosyalarda rastlanmıştır deniyor. Dosyalar hangi dosyalar' Belediyeden çıkartılan dosyalar.Burada Dinçberk, kendini önce savcı yerine koyuyor, sonra hakim yerine koyuyor ve "Bu suçların işlenmiş olduğundan" diyor.Ama dün "Bu işlerle ilgim, alakam yoktur.Ben komplo bilmem" diyor.İşte bunlar Mehmet Dinçberk'in komplosunun belgesidir.Bu hazırlanmış, uygulamaya konulmuş bir komplodur.Ben bu belgelerle gerekli suç duyurularında bulanacağım. Bence Dinçberk'in görevinden uzaklaştırılması lazım.Çünkü tüm dosyalar ellerinde.Ayrıca Dinçberk, Turgutreis halkı için görevden uzaklaştırılmalıdır.Şu anda Turgutreis'de huzur yok.Kendisi zaten makamına gitmiyor. Belediye, vekil başkanlarla yönetiliyor.Kendisi bir maaş alıyor, vekiller de onun maaşının aynısını alıyor.Kamu böylece zarara uğratılıyor.Müştekiler arasında kendisinin de ismi var.
Biz 17 Trilyon Borç Bıraktık
Seçim sürecinde ve sonrasında belediyenin borçlarının çok konuşulduğunu ifade eden Yazgan, "Seçimlerden önce bu arkadaş ev ev dolaştı belediyenin 80 trilyon, 100 trilyon borcu olduğunu söyledi. Her gittiği yerde "Borçlar yüzünden hiçbir şey yapamıyorum" diyor. 21.05.2010 tarihli kendi imzasıyla bir belge var. 30 Mart 2009'a kadar olan borçlar burada. Öyle uyanık ki 1999-2004 yılları arasında 11 trilyon borç var diye buraya koymuş. 31.12.2004 tarihinde bakanlar kurulu aldığı bir kararla belediyenin borçlarını kamuya devretmiştir. Bakın bu arkadaşımız 2004 yılına kadar olan bu borçları buraya yazmış, kamuoyunu yanlış yönlendirmiştir. 2004-2009 arasında benim bıraktığım borç 19 trilyon. Bakın burada da 2009 yılında 2.7 trilyon yazıyor. Ben 2009'da yoktum. Bunu da düşünün bakın, benim bıraktığım borç 17 trilyondur ayrıca belediyenin 10 trilyon civarında alacağı vardır. Biz, Türkiye genelinde bulunduğu konum itibarıyla iyi seviyedeyiz. 3200 belediyeden 2500'ünün ciddi borcu vardır. Bizim belediyemizin borcu atla deve bir borç değildir. Bu borçlar bahane edilerek hizmet edilmiyor. İş yapmamazlığı, tembelliği bu borçların arkasına saklamamak lazım" şeklinde konuştu.
"Gelin dostlar bir olalım, işi kolay kılalım"
Yaşanan gerginlikten dolayı belde halkının rahatsız olduğunu söyleyen Ali Server Yazgan, "Ben Turgutreis'te huzurlu bir ortam bıraktım. Bu benim son açıklamamdır. Eğer benimle ilgili bir açıklama yapılırsa hakkımı kullanırım. Yunus Emre'nin bir sözü var "Gelin dostlar bir olalım, işi kolay kılalım" demiştir. Belki yan yana bir arada olamayız ancak halkı gerecek olaylardan ve söylemlerden kaçınalım. Dava ile ilgili birşey söylemek istemiyorum. Orada da kendimizi savunuyoruz" ifadelerini kullandı.
