BALIKÇILAR İÇİN SEMPOZYUM DÜZENLENDİ

Bodrum Denizciler Derneği, balıkçılık ile ilgili sektörel ve toplumsal bilinci arttırmak,...

BALIKÇILAR İÇİN SEMPOZYUM DÜZENLENDİ
Bodrum Denizciler Derneği, balıkçılık ile ilgili sektörel ve toplumsal bilinci arttırmak, 2012 Su Ürünleri Tebliği için öneriler oluşturmak açısından, 17 Aralık, Cumartesi günü Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi’nde, balıkçılık sektöründe yer alan kişi, kurum ve kuruluşlarının da katılımıyla, deniz canlılarının tükenişi, “Balıkçılığın Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu bir sempozyum düzenledi.

Evsahibi Bodrum Denizciler Derneği tarafından davet edilen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müşaviri Vahdettin Kürüm, Muğla Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet Dallı, Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Halit Filiz, Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yar. Doç Dr. Tülin Çoker, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Genel Sekreteri Yard. Doç. Dr. Bülent Topaloğlu, Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birlik Başkanı Ramazan Özkaya, IMEAK Deniz Ticaret Odası Merkez Meclis Üyesi Arif Yılmaz, Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Deda konuşmacı olarak katıldı. Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz’ün yöneticiliğini yaptığı sempozyumda konuşmacı olarak katılan Su Ürünleri konusunda söz sahibi kişilerin yanı sıra, her türlü yöntemle avcılık yapan balıkçılar da fikirlerini ve yaşadığı gerçekleri paylaşma ortamı buldu.

Balıkçılık konusunda bilimsel bilgi ve araştırmaların yer aldığı sunumlar eşliğinde, katılımcıların açık sözlülükle tartıştığı sorunlar ve çözüm önerileri ile, yaklaşık altı saat süren sempozyuma yerel küçük balıkçı katılımı beklenen düzeyde gerçekleşmedi. Bu konuda yapılan yorumlar küçük balıkçının genellikle uygulanan tebliğ ve düzenlemelerde büyük balıkcı lobilerinin etkili olduğunu düşünmesinden kaynaklandığı yönünde oldu.

Balıkçılığın sorunları, sorunları oluşturan bölgesel ve genel sebepler ve çözüm önerileri üzerine yoğunlaşan katılımcıların hep birlikte yapmış oldukları beyin fırtınası sonucunda, bazı başlıklar üzerinde duruldu.

Su ürünleri stoklarının hızlı tükenişi, bazı türlerin yok olmaya yüz tutması, azalan stoklar nedeniyle, özellikle küçük balıkçıların yaşadığı ekonomik sıkıntılar, etkili tedbirler için bilimsel araştırmaların yetersiz ve istatistik bilgilerin gerçeği yansıtmıyor oluşu, uygulanan koruma önlemlerinin eğitim ve denetim eksikliğinden dolayı fayda sağlayamıyor oluşu ve gerçeklerle bağdaşmamasının saptanan en büyük sorunlar içerisinde yer alıyor.

Bahsi geçen sorunlara sebebiyet verdiği düşünülen durumlar ise bölgesel ve genel olmak üzere ikiye ayrıldı.

Türkiye genelinde;

Balıkçı filosunun olması gerekenin üç katı olması,
1. Kullanılmakta olan gırgır ağlarında uzunluk sınırı olmaması, (AB Ülkelerinde sınır 800 m’dir)
2. Gırgır takımlarında derinlik sınırlarının lamba ile 30 m, ışıksız 18 m olması,(AB ülkelerinde 50 m’dir)
3. Gırgır avcılığında kullanılan ışık şiddetinin çok yüksek olması,
4. Balıkçılıkta kota uygulaması yapılmaması,
5. Balıkcılıkta kullanılan elektronik cihazlar üzerinde hiçbir kontrol ve denetimin olmaması,
6. Sürekli gelişen balıkcılık yöntemleri ve modern malzeme kullanımlarının gelişim hızında araştırmalar yapılarak olumlu-olumsuz etkilerine göre gereken önlemlerin alınmaması,
7. Küçük balıkçılıkta ağ miktarı, çeşitliliği ve avlanma süreleriyle ilgili bir düzenlemenin olmaması,
8. 15 metreden büyük tüm balıkçı teknelerinde Otomatik Kimlik Tanımlama(AIS)cihazı olmasına rağmen denetim ve kontrollerin yapılmaması,
9. Karasal kaynaklı deniz kirliliğinin her geçen gün artması.

Bölgesel olarak ise;
1. Özellikle yaz aylarında bölgesel nüfus artışı ve arıtma sistemlerindeki yetersizlik dolayısıyla yoğunlaşan deniz kirliliği,
2. Diğer bölgelerdeki av yasağının bulunduğu tarihlerde bölgemizde yasak olmaması sebebiyle avlanma için cazip hale gelmesi, (Diğer bölgelerden gelen takımların tel uzunluğu ve motor gücü bölgemiz için dezavantajdır)
3. Diğer bölgelerdeki bölgesel yasaklar ve bazı türlerdeki avcılığın sona ermesi ile özellikle Güllük Körfezi’nde diğer illerden gelen gırgır sayısındaki aşırı artış,
4. Gırgır takımlarının ağ yüksekliği (yaklaşık 162m) bölgedeki sığ sularda trol etkisi yaratması,
5. Tebliğlerde belirtilen avlanma ile ilgili yasakların, bölgedeki türlerin yumurtlama zamanlarına uymadığından, genel olarak avlanmanın balıkların yumurtlama zamanlarına denk gelmesi,
6. Özellikle çipura üreme bölgesi olan Topan Ada ve Kardak Adaları, civarında yumurta dönemi ve avlanma tarzı konusunda hiçbir düzenleme olmaması türü tehdit eder hale gelmiştir.

Sektörde bizzat çalışan, ekmek parasını çıkaran balıkçıların ve su ürünleri konusunda öncü olan kişi, kurum ve kuruluşların ışığında düzenlenen sempozyumdan çıkan sonuç ve öneriler ise;
1. Acilen su ürünleri ile ilgili bir çalışma gurubunun kurulması,
2. 2012 Su Ürünleri Tebliğ çalışmalarında kullanılmak üzere bölgesel rapor hazırlanması,
3. Her türlü avcılığa kapatılmış mutlak koruma alanları oluşturulması,
4. Tampon bölgelerde bazı avlanma çeşitlerine açık alanlar ve bölgeye ait büyük takımların avlanacağı alanların bir proje kapsamında belirlenmesi,
5. Projeler hazırlanana kadar sadece bölgesel balıkçılığa izin verilmesi,
6. Bölgede deniz canlılarının korunması, barınması ve üremesi için yapay resifler oluşturulması,
7. Üniversitelerin bölgede stok ve tür tespit çalışmalarına başlaması hususunda öneriler oluşturulmuştur.

Oluşturulan önerilerin 2012 Su Ürünleri Tebliği’ne sektör içerisinden bir ses olabilmesi ve ışık tutabilmesi amacıyla Bodrum Denizciler Derneği öncülüğünde gerekli mercilere ulaştırılması planlanıyor.