DEVELER GÜREŞ SEZONUNA HAZIRLANIYOR

Kış aylarında düzenlenen geleneksel deve güreşleri festivalleri öncesinde, Bodrum...

DEVELER GÜREŞ SEZONUNA HAZIRLANIYOR
Kış aylarında düzenlenen geleneksel deve güreşleri festivalleri öncesinde, Bodrum ilçesindeki pehlivan develer güreşlere hazırlanıyor.

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve birçok vatandaşın tutku ve büyük bir ilgiyle izlediği deve güreşleri festivali öncesinde, "pehlivan develer" güreşlere hazırlanıyor. Yaz aylarında sahipleri tarafından özenle bakılan develer, Ata sporu geleneğini bu yılda sürdürecek.

Bodrum'un birçok bölgesindeki deve sahipleri "havutlama" adı verilen develerin hazırlık sürecine başladı. Kokartlı deve güreşi hakemi ve deve sahibi Ali Akgün, develerin yeni sezon güreşlere hazırlandığını söyledi. Bir devenin sezonda ortalama 14 güreşe katıldığını ifade eden Akgün, "Develere yazın bakıyoruz, şimdi havutladık ve güreşlere hazırladık. Bazı develer kızdı, ancak bazı develer daha kızmadı. Hepsi aynı anda kızmayabiliyor. Zemheri ayını bekleyen olur" dedi.

Bodrum'da eski dönemlerde tüm ulaşım ve taşımacılığın develerle sağlandığını anlatan Akgün, "Bodrum eski yerleşim yeri ve ücra bölgelerden olduğu için, burada develeri çok iyi biliyorlar. Çünkü burada zamanında develer yük taşıma aracı olarak da kullanılmış" dedi.

Develerin geleneklere uyarak hala çeyiz taşıma işlerinde kullanıldığını ifade eden Akgün, şöyle konuştu:

"Örf ve adetlerde eskiden çeyiz, sandıklar develerle gelip gittiği için herkes deveyi biliyor. Bu dönemde de sadece çeyiz taşıma yapılıyor. Artık araçlar olduğu için bu gelenek yavaş yavaş azaldı. Bu bizim için bir kültür. İyi bir seyirci toplayan bir kültür. Bugün en düşük güreşe 3 bin kişi katıldı. Hiçbir güç 3 bin kişiyi Antalya'dan, Çanakkale'den, Aydın'dan, Bodrum'dan bir araya toplayamaz. İnsanlar arabasıyla katılıp bilet alıp destek vermez."

Akgün, hayvanseverlerin deve güreşlerine karşı tepkisi olduğunu, ancak bunun bir dövüş değil güreş olduğunu anlatarak, deve güreşlerinde hayvanların zarar görmemesi için gerekli önlemlerin alındığını belirterek şöyle konuştu;

"Develer önlemli güreşiyorlar. Hakeminden, masa hakemine kadar hiçbir sakatlığına meyil verilmiyor. Bu etkinlikler gösteri şeklinde yapılıyor. İnsanlara bir görsellik sunuyor. Milletler kültürleriyle yaşar, kültürü olmayan devlet batmaya mahkumdur. Biz kültürümüze sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bunun bir maddi beklentisi yok" diye konuştu.

"Gümrükçü Mustafa" lakaplı Mustafa Akgün de, kendisine ait bir devesi olduğunu belirtti. Oğlunun arkadaşlarının develerini havutlayarak güreşlere hazırladıklarını ifade eden Akgün, "Bugün havutlarını düzenliyorlar. Develerin kuyruklarını bağlayıp yanına çeliyoruz. Keyif yapması için de kuyruğa zil takıyoruz. Dövünürken ses çıkarmasını sağlıyoruz" dedi.

Develerin bakımının çok zor olduğuna işaret eden Akgün, şunları söyledi:

"Bu iş her dakika zor ve meşakat isteyen bir iş. Develer başka hayvanlardan daha farklı özelliklere sahip bir hayvan. Yeryüzünde deve kadar özelliğe sahip, evcilleştirilmiş hayvan hemen hemen görmedim. Bu hayvan ne kuzuya, ne eşeğe, ne ata, nede sığıra benzer. Yiyeceğinin bol olduğu zamanlarda yağ olarak depolayıp, yiyeceğin az olduğu dönemde çiftleşme dönemine de denk geliyor o zaman harcıyorlar. Horgücüne yağ stoklayıp kışın oradan harcıyor."

Develerin güreş özelliği olan bir hayvan olduğuna vurgu yapan Akgün, "Bu kültüre bazı yerlerde dövüş diyorlar ama değil. Fikirsiz derler, ama bu hayvanlar yarı fikirli. Tasarlayabilen, rakibinin oyunlarını anlayabilen bir hayvan" ifadesini kullandı.

Akgün, develerin güreşlere kendilerini hazırladıklarını, onların sadece develere yardımcı olduklarını kaydederek, "Antrenmanını yaptırıyoruz. Liflerinin gevşememesini sağlıyoruz. Develer 'zemhreri' dediğimiz Aralık ayının 14'ünden sonra yavaş yavaş güreşlere hazırlanıyorlar. İlk güreşler keyif vermese de, üçüncü güreşten sonra belli bir düzeye geliyorlar" şeklinde konuştu.

Başka bir deve sahibi Süleyman Çobanoğlu da, "Bu dedelerimizden ve babalarımızdan kalan bir merak. Bu işi parası olup da zevkine yapmaya çalışanlar ayrı. Bizimki dede kültürümüz. Ben hergün sabah 6 da gelip devemi iki kilometre gezdiriyorum" diyerek, develerin bakımının zor olmasına dikkat çekti.