Doğa Dostu Yapılaşma

Merhabalar sevgili çevre, doğa dostlarım. Bu hafta yapılaşmanın çevresel etkilerinin minimize edilmesi, doğayla uyumlu hale nasıl getirebileceği konularına değinmek istiyorum. 

Bundan yıllar önce Uluslararası Mimarlar Birliği’nce (UIA) tertiplenen bir sempozyumun sonuç bildirgesinde, çimento ve demir ağırlıklı yapıların insan sağlığı için olumsuzluğuna değinilmişti. Bu tür konutlar sadece insan sağlığına değil doğayı da olumsuz etkilemekte olup aynı zamanda maliyet ve zaman açısından da eski rantabilitesini kaybetmişlerdir. 

Günümüz inşaat teknik ve teknolojileri bu tür olumsuzlukları asgari düzeye indirebilecek alternatifler sunmaktadırlar. Doğal veya doğala yakın malzemelerin kullanıldığı yapılaşmanın teşvik edilmesi ve alışılagelmiş, konvansiyonel inşaat anlayışının yavaş yavaş terk edilerek yeni bir konut kültürünün oluşması artık elzem, hem sektörel hem de çevresel bir konu olmuştur. Dilerseniz İlçemizde hali hazırda yürütülen doğa, çevre ve insan yaşam kalitesine dost, örnek bir proje çalışmalarına bir göz atalım.

Çömlekçi Mahallesinde yürütülen Bodrum Kasander Gönüllülerinin sosyal sorumluluk projesi demire, çimentoya mümkün olduğu ölçüde bulaşmadan, %90 oranında doğal malzemeyle gerçekleştirilerek, aynı zamanda betonlaşma olmaksızın Bodrum’un ekolojik turizme doğru ve örnek bir metotla başlaması da hedeflenmektedir.

Bu noktada Bodrum’da gözlemlediğim diğer gelişmelerden de bahsetmek istiyorum. Sondaj kazı çalışmalarında da bizzat bulunduğum, Marina Vista otelinin hemen arkasında yer alan ve turizme kazandırılmak istenilen, geleneksel mimarinin de iyi örneklerinden olan konak tarzı tarihi bina restorasyonunda da müspet anlamda bir ilk yaşanmaktadır. Ana bina, arsanın arka tarafında kalması ve turizm potansiyelinin arttırılması adına konağın yola bakan kısmına ilave geçiş bölümü eklenmiş bu durum görüntü anlamında ilk etapta tezat oluşturuyor izlenimi verse de, eklentiye inovatif bir yaklaşımla komple canlı peyzaj uygulaması yapılarak çevreye ve kültürel mimari dokuya değer katan bir hale dönüştürülmüştür. 

Henüz birkaç gün önce proje tanıtımı kapsamında organize edilen sanatsal etkinlik vesilesi ile yakından tanıma fırsatı bulduğum Türkbükü Demirbükü koyunda gerçekleştirilen doğa dostu bir projeden de bahsetmeden geçmek istemiyorum. Nefes alan ve aldıran proje, doğa dostu olmakla sınırlı kalmamış özenle seçilmiş doğal yapı malzemeleriyle, mevcut bitki örtüsünü itina ile korumak suretiyle, ele alınan peyzaj uygulamaları ile bölgesel anlamda ve doğaya adeta artı bir değer katmış demek daha doğru olur diye düşünüyorum.

Velhasıl, Bodrumumuzun geleceğine, kültürel, çevresel ve yaşam kalitesine uluslararası boyutta değer katacak bu tür güzel seçkin uygulamaların bir milat ve bundan sonraki yapılaşma projelerinde de emsal olmasını kalpten dilerim. 
 
Her daim sevgiyle, maviyle, yeşille esen kalın.