Gençleştirme Uygulamalarını Anlattı

Acıbadem Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Sarenur Esener, yaşlanma etkilerini geciktirmek için yaptıkları enjeksiyon uygulamaları hakkında bilgiler verdi.

Gençleştirme Uygulamalarını Anlattı

Yaşlanmanın etkilerinin 30’lu yaşlardan itibaren biraz daha net olarak görüldüğünü söyleyen Dr. Sarenur Esener, şöyle dedi:

“Dokularımızda, yüzümüzde en dıştan en derine doğru, cildimizde de kemiklerimizde de yaşlanmanın bazı belirtileri ortaya çıkıyor. Cildimizde nem kaybına bağlı ince çizgiler belirginleşmeye başlıyor. Özellikle biz bunu akordeon çizgileri şeklinde yanaklarda görüyoruz. Cilt altını destekleyen bağ dokumuz yine inceliyor ve gevşiyor. Kolajen ve elastin liflerde kayıp ortaya çıkıyor. Derinin alt tabakasında destek doku incelince ciltte çizgilenmeler daha yoğun olarak ortaya çıkmış oluyor. Bağ dokunun altında kas tabakasında özellikle mimiklerin kullanılmasına bağlı olarak çeşitli kırılmalar ve çizgilenmeler ortaya çıkabiliyor. Kas tabakasının altında ise belli yağ dokuları, yağ yastıkçıklarımız var. Bu yağ tabakaları özellikle yanak bölgemizde gözaltı desteği ve yanak dokusunun hacminin korunmasında önemli. Zamanla bu bölgede yağ yastıkçıklarında azalma ve kayıp ortaya çıkıyor. Ama burun katlantımız ve çene konturumuzda yağ dokuda artışla o bölgede daha da belirginleşmeler ortaya çıkıyor. Kemiklerimiz de inceliyor. Yerçekiminin de etkisiyle yüzümüz aşağı doğru yer değiştirmeye başlıyor.”

Yaşlanmanın etkilerinin görüldüğü yerlere farklı uygulamalarla destek olmaya çalıştıklarını ifade eden Acıbadem Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Sarenur Esener, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cilt dokusu için, en dış tabakası için belli enjeksiyon yöntemlerini tercih ediyoruz. Bunlar genelde mezoterapi uygulamaları ya da PRP uygulamaları oluyor. Mezoterapi uygulamalarında kişiye özel kokteyller hazırlayabiliyoruz. Biz özellikle 30’lu yaşlardan itibaren nem kaybı da varsa, ince çizgilenmeler de varsa mezoterapi ürünlerinde hyaluronik asit desteği daha yoğun ürünleri tercih etmeye çalışıyoruz. Klinikte de ben H100 uygulamasını seviyorum ve ağırlıkla bununla gitmeye çalışıyorum. H100 uygulamasında deriye verdiğimiz hyaluronik asit ve peptitlerle amacımız alttaki kolajen ve elastin liflerde çoğalmayı sağlamak, cildin desteklenmesini sağlamak ve derinin nem çekme, su tutma kapasitesini arttırmak. Dolayısıyla ince çizgi haricinde de özellikle kuruyan deride, egzamaya yatkın ciltlerde de H100 uygulamasını tercih ediyoruz.” dedi.