Kadınlardan Göreve İadeye Sert Tepki

Geçen Nisan ayında Bodrum Belediyesi’nde görevli bir kadını darp ettiği suçlamasıyla görevinden alınan eski özel kalem müdürü Serkan Aloğlu, belediyenin kültür ve sosyal işler Müdürlüğünde memur olarak görevlendirildi. 

Bodrum Belediyesi’nden konunun detayları ile ilgili henüz bir açıklama gelmezken, konuyla ilgili Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nden çok sert bir açıklama geldi. “Feminist mücadele ve politikalarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” diyen Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Aloğlu'nun göreve iadesini sert sözlerle eleştiren açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:

“2022 yılının Nisan ayında görevden alınan Bodrum Belediyesi Özel Kalem Müdürü Serkan Aloğlu’nun yeni ataklarına ve kurtulma çabalarına bir yenisi daha eklendi.

Bodrum Belediyesi’nde görevli olan bir kadına karşı şiddet uygulayan eski Bodrum Belediyesi Özel Kalem Müdürü Serkan Aloğlu 2022 yılının Nisan ayında görevden alınmıştı. Süreç gerek hukuki anlamda gerekse Belediye çapında yapılması gereken soruşturma tamamlanmadan, görevden alınan Serkan Aloğlu basın yolu ile gerçeğe aykırı beyan ve bilgiler doğrultusunda, “yargı eliyle AKLANDIĞINA” yönelik algı yaratarak, Bodrum Belediyesi'ni ve tabi ki Ahmet Aras'ı da baskılama çalışmalarını sürdürüyor. 

Nisan ayında Bodrum Belediyesi’nde görevli olan bir kadına karşı kamuya açık bir alanda alenen uyguladığı şiddet sonucu, Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’nda başlatılan soruşturma, ilk önce tahmin edeceğimiz “kadın karşıtı ve kadınların erkekler tarafından yaşadığı darp bile görünmez hale getirilerek”, takipsizlik kararıyla kapatılmaya çalışıldı.

Oysa hak mücadelesi veren kadınlar her zaman yaptıkları gibi, bu sürecin takibini elden bırakmadılar. Belediye içerisinde de sistematik mobbinge maruz bırakılan kadının avukatının itirazı sonucu, Serkan Aloğlu’nun kasten yaralama ve hakaret nedeniyle, takipsizlik kararının kesin olarak kaldırılarak, yargılamanın sürdürüleceğine dair bir karar verilmesi sağlandı. Yani, Serkan Aloğlu, Bodrum Belediyesi’nde görevli olan kadına karşı gerçekleştirdiği suç teşkil eden eylemleri nedeniyle, yetkili ve görevli bodrum ceza mahkemelerinde kasten yaralama ve hakaret nedeniyle yargılanacak. Aklanmış olması söz konusu dahi değil!

Serkan Aloğlu’nun, Ceza Mahkemesi’nde yargılanacağı halde, görevine-üstelik gerçeğe aykırı beyan ve bilgiler doğrultusunda-iade edilmiş ya da ettirilmiş olması, Bodrum Belediye Başkanlığı bünyesinde teftiş kurulunda mevcut iki soruşturmanın henüz tamamlanmamış olmasına rağmen "aklanarak göreve iade edildi" bilgisi salt yalandan ibarettir.

İlginç olan ise, Bodrum Belediyesi Teftiş Kurulu’nda, gerek Bodrum Cumhuriyet Savcılığı bünyesinde başlatılan soruşturma, gerekse Serkan Aloğlu’nun aynı personele karşı Belediye bünyesindeki çalışmaları sırasında uyguladığı mobbing nedeniyle şikâyet sonucu açılmış olan Soruşturma dosyalarında herhangi bir soruşturma aşamasının yapıldığına ve/veya tamamlandığına dair hiçbir işlem yapılmayarak, Teftiş Kurulu’nun eksik işlem ya da işlem yapılmaksızın, 6 aydır üç maymunu oynadığıdır. Bodrum Belediyesi Teftiş Kurulu’nda 6 aydır işlem yapılması beklenen soruşturmanın neden yapılmadığı, yapıldı ise de tüm delillerin sunulmuş olmasına rağmen neden sonuca varılmadığı, dolayısıyla Serkan Aloğlu’nun basit bir usul gerekçesi ile göreve iade edilebilmesi kabul edilebilir değil, görevi ihmalin yanı sıra, erkek şiddetinin aklanmasıdır. 

Teftiş Kurulu’nun görev tanımında, “…Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu uyarınca iç denetçilerin görev alanına giren işler hariç, belediyenin yönetimi ve denetimi altındaki kişi ve bürolar ile işletmelerin faaliyetlerine ilişkin her türlü iş ve işlemleri ve etkinlikleriyle ilgili olarak, teftiş, denetim, inceleme, araştırma ve soruşturma işlerini yürütmek, vd.[…] şeklinde düzenleme mevcuttur.

Hal böyleyken, Teftiş Kurulu’nda açılan soruşturmalara dair hiçbir şey yapılmamış olması, aksine bir kadına yönelik sistematik şiddet uygulayan memurun gerçeğe aykırı bir gerekçe ile göreve iade edilmesine “izleyici kalarak” ve görevini yapmayarak destek verilmiş olması, kadına yönelik şiddetin aklanması ve meşrulaştırılması ile denk düşmektir.

Şiddet ve taciz uygulayan erkekleri kollama bilgisi, kadına yönelik şiddeti örtbas etme bilgisi ve eylemi ile doğrudan ilişkilidir. Erkeklerin birbirine bağlı ve bağımlı dünyası bu olayda da kendini göstermiştir. 

Haklı olarak sorguluyoruz:

• Serkan Aloğlu’yu aklama çabaları bin bir emek ile örülen ve kamuoyunda örnek belediye olarak övgü alan politikaları bir kalemde yok sayacak derecede ne tür vazgeçilmez bir öneme sahip?

• Serkan Aloğlu hangi politikaların önünü açan bir iktidara, güce ve "erdeme" sahip?

• Aynı Parti, kadına yönelik şiddete karşı politik bir tutuma sahip olduğunu her mecrada ifade ederken, yargı kararlarının ne derece güvencesiz olduğu da benimsenmişken, kadına yönelik şiddet uyguladığı bilinen bir erkeğin, çekinmeden görevine iade edilmesi, kadın odaklı politik tutum ile bağdaştırılabilir mi?

• Hak Hukuk Adalet diyerek yola çıkan bir Partinin görevlendirdiği memurun, bu kavramlar ile bağdaşmayan eylemler sonucu, nasıl oldu da sıradan bir karar edasıyla göreve iade yazısı imzalatılabildi?

• Serkan Aloğlu yerel siyasette bu kadar etkili olacak hangi bağlantıları bağrında barındırıyor ki, kadınlara şiddet, darp ve mobbing uygulamasına ve bu nedenle yargılanma aşamasına gelmesine rağmen serbest kaldığı, aklandığına dair gerçeğe aykırı bilgi Bodrum Belediyesi ve tabii ki Ahmet Aras tarafından benimsendi?

Bodrum Belediyesi bünyesinde görevi esnasında ve görevi dışında bir kadına karşı çoklu şiddet uygulayan hiç kimse, aynı mevkiye değil, aynı iş ortamına geri gönderilemez. Bunun teminatını vermiş olan Belediye, keyfi ve kişiye göre tutumundan vazgeçme iradesini hiçbir haklı gerekçe ile açıklayamaz. 

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a da buradan hatırlatmada bulunma zorunluluğu doğmuştur:

Çok kısa bir süre önce imzalanmış olan Şiddet Tutum Belgesi’nin taahhüt ve sorumluluklarına karşı, Kadına Yönelik Şiddete karşı etkin Mücadele sözünüzün, bu iade yazısı ile hangi yol ve yöntemler ile sağlamayı düşünüyorsunuz? Attığınız imzanın doğuracağı sonuçları öngörmemiş olmanızın hiçbir geçerli açıklaması olamaz. Kadınlar haklarını sokakta ve evde direnerek kazandılar. Dün savunduklarınız ile bugün yaptıklarınızın birbiri ile bağdaşmaması halinde, gereğini yapacağımızdan emin olabilirsiniz.”