Halk, ÇED Toplantısı Yaptırmadı!..

Yatağan'da yıllardır faaliyetlerini sürdüren Yatağan Termik Elektirik Üretim A.Ş'nin, bölgede açmak istediği yeni kömür ocaklarına yöre halkı tepki gösteriyor. Şirketin Turgut Köyü'nde yapmak istediği ÇED halkın katılımı toplantısı, protestolar sonucu iptal edildi.

Halk, ÇED Toplantısı Yaptırmadı!..
Yatağan'da yıllardır faaliyetlerini sürdüren Yatağan Termik Elektirik Üretim A.Ş'nin, bölgede açmak istediği yeni kömür ocaklarına yöre halkı tepki gösteriyor.

Yatağan'da yıllardır faaliyetlerini sürdüren Yatağan Termik Elektirik Üretim A.Ş'nin, bölgede açmak istediği yeni kömür ocaklarına yöre halkı tepki gösteriyor. Şirketin Turgut Köyü'nde yapmak istediği ÇED halkın katılımı toplantısı, protestolar sonucu iptal edildi.

Turgut Mahallesi Ali Rıza Aydın Düğün Salonu'nda yapılmak istenen ÇED toplantısı için gelen Çevre İl Müdürlüğü ve şirket yetkililerinin ÇED toplantısını başlatmak istemeleri üzerine söze giren Turgut Çevre Derneği Başkanı Kazım Erol, "Burada öncelikle halk konuşacak. Halkın sözünü dinlemeden hiçbir şey yapamazsınız" dedi. Kömür ocakları ve termik santrallerin yıllardır bölgede yarattığı çevre ve sağlık sorunlarını anlatan Erol, kömür ocaklarını bölgede hiçbir şekilde istemediklerini söyledi.

"GEÇTİĞİNİZ YERLERE BİR BAKIN!"

1983 yılından bu yana faaliyette bulunan termik santralin on binlerce erken ölüm, kanser, dünya ortalamalarının 8 kat üzerinde kurşun, nefes alınamayan bir bölge ve bebeklere kadar inen sağlık sorunlarına neden olduğunu söyleyen Erol, "Geçtiğiniz yerlere bir bakın; Tınaz, Bağyaka, Eskihisar, Yeşilbağcılar nerede? Bu köyleri yok ettiniz! 3 bin yıllık Turgut'u ne yapacaksınız? Diğerlerine sıra ne zaman gelecek? Sarı öküzü aldınız ama uyandık beyler! Ne doğaya, ne tarihe, ne kültüre, ne hatıralara saygınız var. 'Turgut'un mezarlarına dokunmayacağız' dediniz, mezarlıktaki parselleri niye alıyorsunuz o zaman? Çocuklarımızı karın tokluğuna köle mi yapacaksınız? Bu devir geçecek ve sizler de hesap vereceksiniz. Toprağa, suya, havaya, dağlara özgürlük!" diye konuştu.

"Şirket dışarı" sloganları ve düdüklerle, gelen heyetin sunum yapmasını istemediklerini belirten halkın tepkisi üzerine, toplantının yapılamadığına dair tutulan tutanakla toplantı sonlandırıldı.

"BİZİM YAŞAM HAKKIMIZ YOK MU?"

Salon çıkışında konuşan Turgut köylülerden Tayyibe Demirel, "Eylül ayında bugün toplantısı yapılan yere, benim üzerimden dava açıldı. Davayı kazanmış olmamıza rağmen hâlâ devam ediyorlar. Gelen bilirkişiler 'burası tarım bölgesi, zeytinlik alan' dediler. 'Her taraf susuz kalır bu proje olursa' dediler. Kazanılmış davamız varken şimdi oldu bittiye getirip ÇED raporunu alarak alttan girmek istiyorlar. Atalarımızdan, dedelerimizden bize gelen zeytinliklerimizi, çiçeklerimizi kurutacaklar. Bizim yaşam hakkımız yok mu? Biz vatandaş değil miyiz?"

"TERMİĞİNİZİ ALIN BAŞINIZA ÇALIN!"

Muğla Tabip Odası yönetiminden Vehip Keskin de TTB olarak halkın zararına olan her şeyin karşısında olduklarını belirterek "Rehabiliteye rağmen ABD ve Avrupa'da yapılan çalışmalar gösterdi ki insanların kalp hastalıklarından ölmesinin en önemli nedeni kömür. Kömürlü termik santrallerin yol açtığı hava kirliliğinin maliyeti, getirisinden çok çok daha fazla. Buraları zeytincilikle ünlü. Tüm dünyada zeytin ve zeytin yağı altından çok daha değerli şu anda" diye konuştu.

Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili, Türkiye'de üretilen ve tüketilen elektrik rakamları arasındaki farka ve kayıp kaçak oranlarına dikkat çekerek, "Dünya bu tür yöntemlerle elektrik üretimini bıraktı. Bu tür projeleri alın başınıza çalın! Sağlıktan önemli ne var? Bu bölge en değerli tarım bölgesi, bu projelerin halka vereceği birşey yok" dedi.

"TERMİK YÜZÜNDEN 45 BİN KİŞİ ERKEN ÖLDÜ!"

MUÇEP Fosil Yakıt Çalışma Grubu Üyesi Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel de Avrupa İklim Ağı adına MUÇEP, Muğla Tabip Odası ve Çevre Mühendisleri Odasının desteği ile gerçekleştirilen "Kömürün Gerçek Bedeli" adlı çalışmadan bahsederek, "1983 yılından bu yana bu termik santrallerin bize ödettiği gerçek bedelleri hesapladık. Bu bölgedeki üç santral, 1985 yılından beri tam 45 bin insanımızın erken ölümüne neden oldu. Bunların hepsi ÇŞB verilerinden alındı. Bu santrallerin yol açtığı hastalıklar yüzünden 12 milyon iş günü kaybı oldu. Hasta olduğumuz için istesek de çalışamadık" dedi.