HER 3 KİŞİDEN 1'İ UYKUSUZ!

Türk Uyku Tıbbı Derneği (TUTD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Aksu, "Her...

HER 3 KİŞİDEN 1'İ UYKUSUZ!
Türk Uyku Tıbbı Derneği (TUTD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Aksu, "Her üç kişiden biri hayatı süresince en az bir kez uyku sorunu nedeniyle hekime başvurmak zorunda kalıyor" dedi.

Bodrum'da bu yıl 14'üncüsü düzenlenen "Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi ve 2. Ulusal Uyku Tıbbı Teknisyenliği Kongresi", dünyanın birçok ülkesinden uzmanların katılımıyla gerçekleştirildi. Göltürkbükü beldesindeki Hilton Otel'de düzenlenen kongrede bilgiler veren Türk Uyku Tıbbı Derneği (TUTD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Aksu, dünyanın her köşesinde milyonlarca insanın uyku sorunundan muzdarip olduğunu söyledi.

TUTD olarak 2010 yılında bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Aksu,araştırmanın sonuçlarıyla ilgili şu bilgileri verdi;

"Biz 2010 yılında yürüttüğümüz ve tüm ülkemizi kapsayan uyku sorunlarını irdeleyen bir çalışmayı tamamladık. Bu çalışmada Türkiye'deki uyku sorunlarının ne sıklıkla görüldüğünü öğrendik ve çok yüksek oranda olduğunu gördük. Ama bu oranlar başka ülkelerden daha mı az veya daha mı yüksek, değil. Hemen hemen her ülkede uyku sorunları yüksek miktarda sık" dedi.

Sıkıntılar arasında genel olarak huzursuz bacaklar sendromunun olduğunu ifade eden Aksu, bu sorunun yüzde 7 ile 10 arasında, uykuda nefes durmalarının ise yüzde 5 civarında görüldüğünü kaydetti. İnsana bağlı trafik kazalarının birinci nedeni alkol, ikinci nedeninin ise aşırı uykusuzluk olduğuna dikkat çeken Aksu, Özellikle profesyonel sürücülerde aşırı uykusuzluğun çok önemli bir trafik kazası nedeni olduğunun belirterek, şöyle konuştu:

"Bu konuda AB ile yürütülen bir çalışma ve kampanya var. Bu kampanya içerisinde tüm Avrupa ülkelerinde direksiyon başındaki uykusuzluğun trafik kazaları için ne kadar önemli olduğu irdeleniyor. Nitekim 15 Ekim tarihinde Avrupa Parlamentosundaki bir oturum sadece bu konuya ayrılmış durumda. Hakikaten bir gerçek, insana bağlı trafik kazalarının nedeninde, birinci sırada alkol kullanımı, ikinci sırada ise uykululuk hali gelir."

Kongreye katılan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr. Hikmet Yılmaz ise, sağlıklı bir erişkinin dişlerini fırçalayıp yatak odasına gittikten 5-10 dakika sonra uykuya dalabildiğini, 25-30 dakikada derin uyku, 90-120 dakika içinde de çoklukla rüyaların görüldüğü uyku fazına erişildiğini anlattı.

Vücudun kendisini yenilemesi için 6-8 saatlik uykunun önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, uykunun kalitesi ile ilgili şunları söyledi;

"Derin uyku vücut direncimizin artması, bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için gerekliyken, Rem uykusu daha çok bilgilerin işlemlenmesi, bilgiyi kendimize mal etme, belleği daha güçlü kullanma için gerekli. Dolayısıyla kişi hangi uykuyu eksik uyumuşsa, derin uykuya yeteri kadar giremediyse veya Rem uykusunu eksik uyumuşsa buna özgü klinik belirtileri yoğun olarak yaşıyor. Kişi mesleğine özgü uyku paterni içinde oluyor" dedi.

İnsanın ideal uyku saatlerinden de bahseden Yılmaz, düzenli uyku saatlerini ise şöyle anlattı;

"Geceleyin 23:30-00:00 civarında yatılan, sabahta 07:00 veya 08:00'de kalkılan uyku. Neden ideal uyku için bu saatler gerekli derseniz 21.00 civarında vücuda melatonin hormonu salgılanıyor. Bu hormon bizi aynı zamanda uykuya hazırlayan bir hormon. Aynı zamanda gece boyunca Growth hormon gibi, kortizol gibi vücudu koruyan bağışıklık sisteminde rol alan hormonlar salgılanıyor. Bunlar güneş ışığı ile birlikte inhibe oluyor. Dolayısıyla 23:30'da yatıp 07:00'da kalkan birinin uykusundan aldığı yarar ile 03:00'da yatıp 11:00'da kalkan birinin uykusundan aldığı yarar eşit değil, aynı değil. Çünkü gece boyunca salgılanan hormonlar ikinci örnekte eksik salgılanıyor. Ne zaman güneş ışığı etkisini koymaya başladığında diğer tüm hormonların o ritmi etkili olduğu için kişi uyusa da ilk örnekte olduğu gibi verimli, etkili ve güçlü olmuyor."

Türk Uyku Tıbbı Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Göğüs Hatalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hikmet Fırat, uyku tıbbının kendi başına bir alan olduğunu ve bu konuda yaklaşık 84 çeşit hastalığın olduğuna dikkat çekti. Düzenlenen kongrenin avantajlarına da değinen Fırat, "Bu tür kongrelerin en büyük avantajı da bu kadar insanı bir araya getirip ortak akılda birleşilmesi. Yabancı konuşmacılar da dünyadaki yeni gelişmeleri bize bildiriyorlar" ifadelerini kullandı. Fırat kaliteli uyku için şu önerilerde bulundu;

"Uyku insan ömrünün üçte biri. 60 yaşındaysanız 20 senenizi uyuyarak geçirdiniz demektir. Ortalama 6 ila 8 saat arasında bir uyku süresi var ki bu olmazsa olmaz. Bir çeşit kendi hücrelerinizin vücudunuzun yenilenmesi demektir bu. Dolayısıyla uykusuz bir hayat olamaz. Alkol kullanımını uyumadan 4 saat önceden kesilmesini öneriyoruz. Aşırı egzersiz bu uykuyu negatif yönde etkiler. Ters bir inanış vardır aşırı yorulursam daha kolay uyurum diye ama öğle değil. İyi bir uyku uyumak için ılık bir duş alabilirsiniz. Muzlu sütlü yiyecekler önemli. Muzlu süt içilmesi uykuyu çok rahatlatan, uykuyu çabuk getiren materyallerden bir tanesi. Kişiden kişiye değişebilir ama bu genel bilgi olması açısından öneriyoruz. Biz kişilere aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmasını öneriyoruz."

Uykusuzluk problemi yaşayan insanların genel olarak tercih ettiği uyku haplarının insan hayatına olumsuz etkilerini de anlatan Fırat, uyku ilaçlarının kullanımında doğru bilinen yanlışlar olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Uyku ilaçlarının kullanımında doğru bilinen yanlışlar var. Buna da çok dikkat etmek gerekiyor. Bazı ilaçlar uyku getirsin diye verildiği halde tam ters etki yaratabilir. Eğer olay sadece uykusuzluksa problem bizim uyku hastalıkları içinde en çok ilaç gerektirecek uyku bozuklukları grubu uykusuzluklardır. Uykusuzluklar sonucunda altta yatan sebebe yönelik ilaç tedavisi vermek gerekiyor bunun da uykusuzluğun altında yatan yüzde 90 sebep psikolojik sebeplerdir. Her psikiyatrist aynı yaklaşımı yapmayabilir. Uyku tıbbını bilen bir psikiyatrist olmasında yarar var aksi halde aile hekimliğine gidip uyku getirici hap verir misin dendiğinde genelde antidepresif ilaçlardan alıyor. Ancak bunların ters etkileme durumları da var. Kişi o ilacı alınca ilk başlarda uykusunu getirebiliyor ama daha sonra ters etkileri ortaya çıkabiliyor. Uykusuzluk tamamen ilaç demek yanlış ama uykusuzluğun tedavisinin tabi ki ilaçla olması gerekiyor ama bu işin ehli olan kişilerden olması gerekiyor."