Kadınlar, Turgutreis’te de Yürüdü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Turgutreis Mahallesi’nde de yürüyüş yapıldı.

Kadınlar, Turgutreis’te de Yürüdü

Turgutreis Sabancı Parkı’nda Bodrum Kadın Platformu çağrısıyla toplanan kadınlar, sloganlarla Atatürk Meydanı’na kadar yürüdü. “Bu enkazı kadınlar kaldıracak”, “Öfkeliyiz, yastayız, buradayız”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Kadınlar sokağa özgürleşmeye”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadın aday yoksa oy oy yok”, “Zıkkımın kökü dolapta isyan sokakta”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. 

Meydana ulaşan kadınlar burada depremde yaşamını yitiren vatandaşlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu, mumlar yakıp basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan platform üyesi Feyza Taner, şunları dile getirdi;

“Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü yüreğimizde derin bir acı, yas ve büyük bir öfkeyle karşılıyoruz. Deprem felaketinde kaybettiğimiz bütün canlar için halklarımızın, hepimizin başı sağ olsun. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü; erkek egemen sistem yok olana kadar sürecek bir mücadele ve direniş günüdür. Bugün hayatlarını ve yakınlarını kaybetmiş olan bütün kadınlar, depreme dayanıksız binalarda yaşamak zorunda kalan insanlar ve deprem sonrası yaşamlarında seçeneksiz bırakılan tüm yoksullar için sokaklardayız. Kadın cinayetleri kader olmadığı gibi, depremde yaşanan yıkım da kader değildir. Yaşanan tüm acılar ve yaşatılan çaresizlik için bir çırpıda ‘kader planı’ diyenleri kınıyoruz. 

Depremin ilk saatlerinden itibaren ‘Devlet nerede?’ diye feryat eden halka orantısız güçlerle müdahale eden erkek egemen sistem; evleri yıkılmış, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen çocuklar, kadınlar, yaşlılar, hayvanlar kısaca tüm canlılar için de ortalıkta yoktu. Deprem felaketi sırasında bütün bu yaşananlar; baskıda, sömürüde ve zulümde 21 yılı aşkın süredir gücü elinde bulunduran saray rejiminin sonu olacaktır. İsyanımızla, varlığımızla, dayanışmamızla el ele, kol kola ve omuz omuza yine buradayız, olmaya da devam edeceğiz. Mücadelemiz bize ne zaman nasıl davranacağımızı, nasıl giyineceğimizi, ne zaman sokağa çıkacağımızı söyleyen; yani özgürlüğümüzü sınırlayan, yaşam hakkımızı gasp eden babalara, abilere, kocalara, tüm erkek egemen sistemedir. Gördüğümüz şiddet ve tehditler özgürlük mücadelemizi engelleyemedi, engelleyemeyecek. Kadın mücadelesi ile elde ettiğimiz haklarımız pazarlık konusu olamaz. Tacize ve tecavüze karşı kadın dayanışmasını büyütüyoruz, suçluları teşhir ediyoruz. 

Barış istiyoruz. Hayatlarımızın her alanında var olan erkek şiddetini, savaşı, sömürüyü ve milliyetçiliği destekleyen erkek egemen sisteme ‘artık yeter’ diyoruz! Ayrımcılığın karşısındayız. Dayatılan ayrımcılık nedeniyle kadınlar, LBGTİ+lar, göçmenler, mülteciler ve çocuklar daha da güvencesiz koşullara, cinsel istismara, şiddete açık yaşam alanlarına itiliyor. Bunu asla kabul etmiyoruz. Erkek egemen sisteme, kapitalizme, erkek şiddetine, ırkçılığa, dini baskılara, transfobiye, homofobiye karşı kadınların gücü tüm dünyada büyüyor. Farklılıklarımızla bize dayatılanları reddediyoruz, istediğimiz hayatları kurmak için erkek-devlet zulmüne karşı daha fazla kadın dayanışması, daha fazla feminizm diyoruz. Dünyayı yerinden oynatmaya kararlıyız."