Kamusal Alana Yapılaşmaya İsyan!

Gündoğan sahilinde kamuya terk edilen sahil şeridindeki alana bölgede geçen yıl Alarka GYO'ya devrettiği bir oteli de bulunan Ferhat Abidinoğlu’nun imar barışından önce 1, imar barışından sonra ise 2 adet şatoya benzer yapı yaptığını dile getiren 12 Evler Sitesi sakinleri, yaptıkları şikayetlerin ardından yapıların kaçak olduğunun belirlendiğini fakat yıkım aşamasına getirilemediğini söylediler. 

“DENİZE SIFIR KONUMDA KAMUSAL ALANA 3 BİNA YAPILDI”

Site sakinlerinden avukat Osman Şentürk, basın mensuplarına yaptığı açıklamada süreci şu şekilde anlattı:

“Bu yapıların hepsi kıyı kenar çizgisi üzerinde. Kıyı kanununa göre zaten 50 metre içerisinde yapı yapılması mümkün değil. Ama gördüğünüz gibi denize sıfır konumda. Tamamıyla kendi tasarrufu altına almış. Bulunduğu yer aslında tamamen kamusal alan. Kesinleşmiş planda kamusal alan olarak park, bahçe, herkesin yararlanmasına açık bir alan olarak ayrılmış durumda. Bu tür yerler kamuya terk edildiği için yapı kayıt belgesi verilmemesi gerekiyor. Bununla ilgili çıkan yönetmelikte açıkça hüküm var. Kamu idareleri yapı kayıt belgesi verirken bir harç aldıkları için o harcı almak uğruna yeterli incelemeyi yapmadan her başvuruya yapı kayıt belgesi veriyorlar. Oysa yapılması gereken buranın konumunun incelenmesi gerekir. Bütün bunlara rağmen verdiler, biz de geçen 29 Aralık tarihinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduk. Burada yapılan uygulamanın yanlış olduğunu, buraya yapı kayıt belgesinin verilemeyeceğini ve iptalini istedik. Bunun üzerine bizim evrakımız Bodrum Kaymakamlığı’na havale edildi, Kaymakamlık da belediyeye havale etti. Belediye tarafından tespitler yapıldı. Aldığımız son bilgilere göre de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderilmiş olduğunu öğrendik. Burada müdürlüğün ya bizim başvurumuzu kabul edip yapı kayıt belgesini iptal etmesi, ya da başvurumuzu reddetmesi lazım. Eğer başvurumuz reddedilirse İdare Mahkemesi’nde dava açacağız. Oradan da ret gelirse Danıştay’a kadar götüreceğiz.”

Evlerin bir tanesinin imar barışından önce, diğer ikisinin ise imar barışından sonra yapıldığını söyleyen Av. Osman Şentürk, “Biz bu kaçak yapılar yapılırken şikayet ettik. Geliyorlar bakıyorlar. Tabi bürokrasiyi biliyorsunuz. Onlar kendi süreçlerini yürütüyorlar. Ama beyefendi burada kendi kanununu kendisi koyuyor.” dedi. 

“ARITMA TESİSİ İÇİN DE DAVA AÇTIK”

Bölgede bulunan otelin arıtmasının da bir kısmının kendi siteleri, diğer kısmının da kamusal alan içerisinde olduğunu dile getiren Osman Şentürk, “Otelin arıtmasının nerede olması gerekir? Otelin içerisinde. Fakat yarısı bizim parselin içinde, yarısı da kamusal alan içerisinde olan bir betonarme arıtma. Biz kendi mülkiyet hakkımıza dayalı olarak bizim sitemiz içerisindeki kısmın yıkılması için davalar açtık. 2017 yılında yıkım kararı verildi. Bu karardan sonra iptal için dava açtılar. Yürütmeyi durdurma kararı aldılar. Yıkım kararı kesinleşmesine rağmen belediye tarafından herhangi bir işlem yapılmadı. Biz bundan da şikayetçiyiz. Bizim tasarruf hakkımız kendi mülkiyet alanımızda olduğu için kendi açtığımız dava sonunda yıkım kararını aldık da Yargıtay bozdu. O yüzden şimdi tekrar görülecek. Geldikten sonra biz burada sınırımız ne ise yıkma hakkımızı kullanacağız. Bu kişi arıtma için dahi yapı kayıt belgesi almış. Olacak şey değil.” diye konuştu. 

ABİDİNOĞLU; "HEPSİ İMAR BARIŞINDAN ÖNCE YAPILDI"

Kent Haber’in telefonla ulaştığı Ferhat Abidinoğlu ise 3 yapıyı da imar barışından önce, otel yaparken terkini yaptığı alana yaptığını ifade ederek şöyle dedi:

“Buradaki yapıların hepsi imar barışından önce yapıldı. Bu alan bizim 37 sene önce oteli yaparken terk ettiğimiz alan. Tam tarifi nedir bilemiyorum ama yapı kayıt kapsamına giren bir yer. Arıtma tesisi de terk ettiğimiz alana yapıldı. Bu binalar çok önceden yapıldı. Onlar tadilat yaparken gördükleri için yeni yapıldı sanıyorlar. O şikayette bulunan sitedekilerin dünya kadar kaçakları var. Biz kimseyi şikayet etmedik. Zabıtalar görüyorsa görür, işini yapıyorsa yapar.”

Muhabir: Hamdi Yörür