Kent Sohbetleri...

Kent Sohbetleri...

Kent yaşamına etki eden en önemli unsur kuşkusuz insandır.

İnsanlar arasındaki günlük ve sosyal ilişkilerdeki düzey de bir anlamda o kentin kültürünü oluşturur.

Ortak bir kent kültürünün oluşabilmesi için o kentte yaşayan farklı yaşam tarzlarına sahip, farklı coğrafyalardan gelmiş insanlar arasında barışçıl ve uygar bir diyalog ortamının geliştirilmesi gerekir.

Bu ortak kent kültürünün yaratılmasında tek tek bireyler kadar demokratik kurum ve kuruluşların, yerel yönetimlerin, kanaat önderlerinin ve basının çok önemli payı vardır.

Bir medya kuruluşu olarak uzun yıllardır program yaptığım Kent Medya kuruluşunda da bu konuya özel önem gösterdik.

Mümkün olabildiğince farklı görüşten, farklı alanlardan, farklı kültürlerden kişileri, ayrım yapmadan konuk etmeye, görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaya çalıştık.

Bunu yaparken özellikle önemsediğimiz konu fırsat eşitliği.

Kuşkusuz insanların da, kurumların da kendine özgü bir tarzı, duruşu vardır.

Kent TV ailesi olarak her koşulda demokrasiden, barıştan yana taraf olduk ve mümkün olduğunca bir sevgi ve barış dilini öne çıkarmaya çalıştık.

Bu kurumda program yapan, köşe yazan biri olarak ben de bu ilkesel yaklaşıma elimden geldiğince uygun davranmaya çalıştım.

Ancak bir konuya açıklık getirmekte yarar var.

Objektif olmak, siyasal görüş ve konumlanmalara eşit yaklaşmak, ayrımcılık yapmamak demek, bizlerin kendi dünya görüşünden, toplumsal ve siyasal duruşundan ödün vermesini de gerektirmez.

Bir olayı, haberi kitleye duyururken elbette, tarafsız, objektif davranmak basının en çok titizlenmesi gereken etik bir konudur.

Ama köşe yazan biri olarak ben her zaman ve her koşulda tarafım.

Tüm siyasi önyargılardan arınmış olarak, bilimsel düşünceden, kamu yararından, demokrasiden, özgürlüklerden, hukuk ve adaletten, hepsinden de önemlisi barıştan yana tarafım.

Eyyamcılığı oldum olası sevmem.

Günlük yaşamımda da, siyasal mücadele içerisinde de kişisel çıkar beklentim olmadığı için hep doğrudan, iyiden, güzelden, gerçekten yana oldum.

Bunu yaparken de belki sivri bir dil kullandığım söylenebilir.

Ancak kişilik haklarına saldırmadan, genel ilkeler çerçevesinde eleştirilerimi hiç sakınmadan herkese ve her kesime yaptım, yapmaya devam edeceğim.

Haklıyla haksızı, doğru söyleyenle yalancıyı, samimi insanla, ikiyüzlüyü tarafsızlık adı altında bir tutamam.

Bu köşede fırsat buldukça Kent sohbetleri adı altında Bodrum’un sosyal ve toplumsal olaylarına, sorunlarına ilişkin görüş ve önerilerimi yine aynı kararlılık ve inatla sürdürmeye çalışacağım.

Bu amaçla da her ay Kent TV de yayınlanacak Kent Sohbetleri programına kentin yaşamında rolü ve değeri olan bir konuğu Kent de yazan, program yapan arkadaşlarımızla ağırlayacağız.

İşte o noktada kesinlikle objektif davranacağız.

Tüm Bodrumluların merak ettiği, cevap beklediği soruları konuklarımıza yöneltip, onların bu konudaki görüşlerini kamuoyuna yansıtmaya gayret edeceğiz.

Bu arada yeri gelmişken güncel bir konuya da açıklık getirmek istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde yapılan CHP İlçe kongresine ve yaklaşan kadın kolları seçimlerine ilişkin paylaştığım yazılar kendi özel görüşlerimdir.

Aynı partinin bir üyesi olarak benimde tercihlerim vardır ve bunu hiç dolandırmadan, popülizm yapmadan açıkça belirttim.

Hiç kimse kalkıp bize basın etiğinden ya da parti disiplininden söz etmeye kalkmasın.

Hele de sürekli olarak üstlendiği göreve uygun yaşam tarzının dışında gündeme gelenlerin hiç söz söyleme hakkı yoktur.

Kent Sohbetleri programının ilkini önümüzdeki hafta içerisinde Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’la başlatacağız.

Kent gazetecilerinin sorular soracağı, Kent TV ekranlarında ve sosyal medyada canlı olarak yayınlanacak programla ilgili duyurular ayrıca yapılacaktır.

Yaşadığımız kent için Bodrum için sohbete, Kent Sohbetlerine devam...