KOCADON’DAN İLK AÇIKLAMA FACEBOOK’TAN
Geçtiğimiz Cuma günü Muğla 2.Ağır Ceza mahkemesinde görülen ilk duruşmada, haklarında...
Geçtiğimiz Cuma günü Muğla 2.Ağır Ceza mahkemesinde görülen ilk duruşmada, haklarında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılma kararı verilerek, 3 ay boyunca tutuklu kaldığı Muğla Cezaevi’nden salıverilen Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon yaşadığı süreçle ilgili en kapsamlı açıklamayı Facebook üzerinden yaptı. Kocadon Facebook’ta ki kişisel sayfasından yaptığı yazılı açıklamada zor bir süreç yaşadıklarını vurgulayarak göreve iadesi için tüm girişimlerde bulunacaklarını açıkladı. Mehmet Kocadon’un sosyal medyada yayınlanan yazılı açıklaması şöyle;
“Değerli Bodrum’lular ve çok sevgili dostlarım, üzüntülü ve zor bir süreci hep beraber yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Hepinizin bildiği gibi bu yaşadıklarımızla ilgili olarak adli süreç devam etmektedir. Meclis üyemiz olan bir arkadaşımız maalesef hala aramızda değil. Onun da bir an önce bize ve ailesine kavuşması en büyük dileğimizdir. Özgürlük sevincimiz yarım kalmıştır. Umarım en kısa zamanda Feridun kardeşimizle de beraber özgürlük sevincimizi yaşamak hepimize nasip olur. Bu arada ben ve arkadaşlarım göreve iademin gerçekleşmesi için gereken tüm başvurularımızı yapacağız. Bodrum ve sizler için çalışmak benim için her zaman bir ibadet ve mutluluk kaynağı olmuştur.
Sizlere kavuşmanın sevinci ve heyecanıyla, bir kez daha söylemek isterim ki; Bugüne kadar yanlış hiçbir şeyin içinde olmadık. Kimseyi kötüleyerek bir yerlere gelmeye çalışmadık. Mutsuz ederek mutlu olunamayacağını bir kez bile unutmadık. Her zaman önümüze, geleceğe baktık. Kendimiz ve çocuklarımız için daha güzel, daha güvenli ve daha onurlu yarınlar yaratmak için çalıştık. Birbirimize düşmek, ayrışma içinde olmak yerine, hep beraber geleceği inşa etme mücadelesi içinde olmak, hizmetlerin en büyüğüdür diye düşündük. Bodrum Belediye Başkanı olmamızı sağlayan seçimlerde ‘Bodrum Yeniden Doğacak ‘ diye yeri göğü inlettik hep beraber ve bu amaçtan hiç sapmadan arkadaşlarımızla gece gündüz çalıştık. Çok güzel işler yaptığımızı düşünüyorum ve sizlerin de benim gibi düşündüğünü, bana bu dönemde verdiğiniz sonsuz sevgi ve destekten anlayabiliyorum. Maalesef bu yaşadığımızı bir hizmet kazası diye düşünüyor ve geleceğe her zamanki gibi hep birlikte umutla bakalım istiyorum.
Zordu… Evet çok zordu. Sizlerden, Bodrum’dan, ailemden 99 gün ayrı kalmak. Bunu kelimelerle anlatmak kolay değil. Sadece şunu söylemek istiyorum: Kimseye kırgın değilim Ama herkesin bilmesini istediğim bir şey var. Davet beklediğimiz, kendi isteğimizle gidebileceğimiz bir yere farklı bir yaklaşım içerisinde, onca vatandaşımın gözü önünde, belediye meydanına kadar yürütülerek götürülmek beni son derece kırmıştır, üzmüştür. Üzüntümün nedeni Mehmet Kocadon’a boyle bir uygulamanın yapılmış olması değildir. Bir Bodrum’lu olarak Bodrum Belediye Başkanına yapılan bu muamele beni derinden yaralamıştır. Bizim devletimize küskünlüğümüz olamaz. Hele hele adalet ve hukukun üstünlüğüne olan inancımız sonsuzdur. Yaşadığımız tüm sıkıntılardan sonra Türk adaleti, ne kadar adil ve tarafsız olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Birçoğunuz Muğla yollarını arşınladınız her gün. Genç, yaşlı demeden ve sadece Bodrum’dan değil, Türkiye’nin dört bir yanından adeta bir sevgi köprüsü kurdunuz. Yüzlerce mektup aldım, hepsine cevap vermeye çalıştım. Kitaplar gönderdiniz, bir çoğunu okudum. Çiçekler gönderdiniz, hepsini kokladım.Her gün, her nefes aldığımda bana o güzel kalbinizden gönderdiğiniz dualarınızı soludum.Adeta iyi dilekleriniz oksijenim oldu hayat verdi,güç verdi.
Beni sizden aldıkları gün, sizlere ‘Başınız Dik Olsun Arkadaşlar’ demiştim. Sizler bununla kalmadınız yaptıklarınızla, yanımda dimdik öyle bir durdunuz ki, Bodrum’dan Muğla’ya, Muğla’dan tüm Türkiye’ye sevginin, güvenin, inancın ve dayanışmanın ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini gösterdiniz. Beni ve arkadaşlarımı yalnız bırakmayacağınızı biliyordum. Ama öyle bir sevgi bağı kurdunuz ki, bir gecemiz bile umutsuz geçmedi. Bazılarının anlamadığı ve hiç anlayamayacağı aramızdaki bu muhteşem duygu birliği, bu güçlü sevgi bağı, sizlerden ayrı kaldığım 99 günümü bir gün gibi geçirmeme neden oldu.
Üzülmedim mi ' Üzüldüm…
Kahretmedim mi ' Ettim…
Bir çok geceler uykusuz kaldım.
Ama bir an bile, bir gün bile ne ben sizden, ne siz benden vazgeçmediniz.
Duydum, bana kartondan kalpler yapmışsınız. Duydum, ‘ Bodrum Başkanını Geri İstiyor ‘ diye dağlara taşlara yazmışsınız. Duydum, ‘ Son Halikarnas Balıkçısı ‘ şerefini vermişsiniz bana ve ‘ Gücünü Masumiyetinden Alıyor ‘ demişsiniz. Bir dilek ağacımız bile olmuş. Bodrum Eksik diye yazmaktan bıkmamış ve her gün 99’dan geriye doğru saymaktan usanmamışsınız. Türkiye ne siyasetçiler gördü. Başlarına gelen en ufacık bir şeyde, kimseler kalmadı yanlarında ve bu siyasetçiler kaybolup gittiler siyaset sahnesinden. Ama sizler Mehmet Kocadon ve Bodrum sevgisinin ne demek olduğunu tüm dünyaya gösterdiniz. Hepinizden Allah razı olsun arkadaşlar.
Tüm bu yapılanları duydukça, okudukça çok gururlandım, çok mutlu oldum. Aramızdaki bu güven ve sevgi oldukça ve her sıkıntımızda bu dayanışmayı gösterebilecek azmimiz var olduktan sonra kimse yıkamaz bizi. Her zaman söylerim .’ Bodrum Sevdanın Şehridir ‘ diye. Ne kimseye kötü söz söyleriz ne de kimse üzülsün isteriz. Dertte bizim dermanda bizim arkadaşlar. Bu nedenle diyorum ki : ‘ Bodrum için çekilen her acı kutsaldır ‘ . Ben bugün şunu daha iyi anlıyorum ki aramızdaki bu güçlü bağ hayallerimizin, umutlarımızın ortak olduğunun bir kanıtıdır. Bizim aramızdaki güçlü bağın nedeni budur. Bundan sonra ortak hayallerimizin ve umutlarımızın gerçekleşmesi için daha fazla çalışacağım. Hep beraber çalışacağız Çünkü ‘ Daha yapılacak çok işimiz var ‘. Diyorlar ki: Başkan, görevden aldılar ne yapacaksın ' Bizim derdimiz koltuk değil ki, bizim derdiniz; doğup büyüdüğümüz Bodrum’umu, Muğla’yı hak ettiği yerlere getirmek için çalışmaktır. Ben bu sevgiyi gördükten sonra sizin için bir değil beş koltuk feda olsun arkadaşlarım, dostlarım.
Öyle bir karşıladınız ki beni, öyle bir yolları, meydanları doldurdunuz ki, Bodrum’dan tarihe bir not düştünüz. Siz dediğinizi yaptınız. Geldiniz beni geri aldınız. Şimdi sıra bende. Ben de sizlerin bu sevgisine, güvenine layık olmak için daha çok çalışacağım ve bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep birlikte Bodrum’u yeniden yaratmaya devam edeceğiz. Her birinize tek tek en derin saygı ve sevgilerimi, aynı zamanda şükranlarımı sunuyorum. Sağolun , varolun" .
“Değerli Bodrum’lular ve çok sevgili dostlarım, üzüntülü ve zor bir süreci hep beraber yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Hepinizin bildiği gibi bu yaşadıklarımızla ilgili olarak adli süreç devam etmektedir. Meclis üyemiz olan bir arkadaşımız maalesef hala aramızda değil. Onun da bir an önce bize ve ailesine kavuşması en büyük dileğimizdir. Özgürlük sevincimiz yarım kalmıştır. Umarım en kısa zamanda Feridun kardeşimizle de beraber özgürlük sevincimizi yaşamak hepimize nasip olur. Bu arada ben ve arkadaşlarım göreve iademin gerçekleşmesi için gereken tüm başvurularımızı yapacağız. Bodrum ve sizler için çalışmak benim için her zaman bir ibadet ve mutluluk kaynağı olmuştur.
Sizlere kavuşmanın sevinci ve heyecanıyla, bir kez daha söylemek isterim ki; Bugüne kadar yanlış hiçbir şeyin içinde olmadık. Kimseyi kötüleyerek bir yerlere gelmeye çalışmadık. Mutsuz ederek mutlu olunamayacağını bir kez bile unutmadık. Her zaman önümüze, geleceğe baktık. Kendimiz ve çocuklarımız için daha güzel, daha güvenli ve daha onurlu yarınlar yaratmak için çalıştık. Birbirimize düşmek, ayrışma içinde olmak yerine, hep beraber geleceği inşa etme mücadelesi içinde olmak, hizmetlerin en büyüğüdür diye düşündük. Bodrum Belediye Başkanı olmamızı sağlayan seçimlerde ‘Bodrum Yeniden Doğacak ‘ diye yeri göğü inlettik hep beraber ve bu amaçtan hiç sapmadan arkadaşlarımızla gece gündüz çalıştık. Çok güzel işler yaptığımızı düşünüyorum ve sizlerin de benim gibi düşündüğünü, bana bu dönemde verdiğiniz sonsuz sevgi ve destekten anlayabiliyorum. Maalesef bu yaşadığımızı bir hizmet kazası diye düşünüyor ve geleceğe her zamanki gibi hep birlikte umutla bakalım istiyorum.
Zordu… Evet çok zordu. Sizlerden, Bodrum’dan, ailemden 99 gün ayrı kalmak. Bunu kelimelerle anlatmak kolay değil. Sadece şunu söylemek istiyorum: Kimseye kırgın değilim Ama herkesin bilmesini istediğim bir şey var. Davet beklediğimiz, kendi isteğimizle gidebileceğimiz bir yere farklı bir yaklaşım içerisinde, onca vatandaşımın gözü önünde, belediye meydanına kadar yürütülerek götürülmek beni son derece kırmıştır, üzmüştür. Üzüntümün nedeni Mehmet Kocadon’a boyle bir uygulamanın yapılmış olması değildir. Bir Bodrum’lu olarak Bodrum Belediye Başkanına yapılan bu muamele beni derinden yaralamıştır. Bizim devletimize küskünlüğümüz olamaz. Hele hele adalet ve hukukun üstünlüğüne olan inancımız sonsuzdur. Yaşadığımız tüm sıkıntılardan sonra Türk adaleti, ne kadar adil ve tarafsız olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Birçoğunuz Muğla yollarını arşınladınız her gün. Genç, yaşlı demeden ve sadece Bodrum’dan değil, Türkiye’nin dört bir yanından adeta bir sevgi köprüsü kurdunuz. Yüzlerce mektup aldım, hepsine cevap vermeye çalıştım. Kitaplar gönderdiniz, bir çoğunu okudum. Çiçekler gönderdiniz, hepsini kokladım.Her gün, her nefes aldığımda bana o güzel kalbinizden gönderdiğiniz dualarınızı soludum.Adeta iyi dilekleriniz oksijenim oldu hayat verdi,güç verdi.
Beni sizden aldıkları gün, sizlere ‘Başınız Dik Olsun Arkadaşlar’ demiştim. Sizler bununla kalmadınız yaptıklarınızla, yanımda dimdik öyle bir durdunuz ki, Bodrum’dan Muğla’ya, Muğla’dan tüm Türkiye’ye sevginin, güvenin, inancın ve dayanışmanın ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini gösterdiniz. Beni ve arkadaşlarımı yalnız bırakmayacağınızı biliyordum. Ama öyle bir sevgi bağı kurdunuz ki, bir gecemiz bile umutsuz geçmedi. Bazılarının anlamadığı ve hiç anlayamayacağı aramızdaki bu muhteşem duygu birliği, bu güçlü sevgi bağı, sizlerden ayrı kaldığım 99 günümü bir gün gibi geçirmeme neden oldu.
Üzülmedim mi ' Üzüldüm…
Kahretmedim mi ' Ettim…
Bir çok geceler uykusuz kaldım.
Ama bir an bile, bir gün bile ne ben sizden, ne siz benden vazgeçmediniz.
Duydum, bana kartondan kalpler yapmışsınız. Duydum, ‘ Bodrum Başkanını Geri İstiyor ‘ diye dağlara taşlara yazmışsınız. Duydum, ‘ Son Halikarnas Balıkçısı ‘ şerefini vermişsiniz bana ve ‘ Gücünü Masumiyetinden Alıyor ‘ demişsiniz. Bir dilek ağacımız bile olmuş. Bodrum Eksik diye yazmaktan bıkmamış ve her gün 99’dan geriye doğru saymaktan usanmamışsınız. Türkiye ne siyasetçiler gördü. Başlarına gelen en ufacık bir şeyde, kimseler kalmadı yanlarında ve bu siyasetçiler kaybolup gittiler siyaset sahnesinden. Ama sizler Mehmet Kocadon ve Bodrum sevgisinin ne demek olduğunu tüm dünyaya gösterdiniz. Hepinizden Allah razı olsun arkadaşlar.
Tüm bu yapılanları duydukça, okudukça çok gururlandım, çok mutlu oldum. Aramızdaki bu güven ve sevgi oldukça ve her sıkıntımızda bu dayanışmayı gösterebilecek azmimiz var olduktan sonra kimse yıkamaz bizi. Her zaman söylerim .’ Bodrum Sevdanın Şehridir ‘ diye. Ne kimseye kötü söz söyleriz ne de kimse üzülsün isteriz. Dertte bizim dermanda bizim arkadaşlar. Bu nedenle diyorum ki : ‘ Bodrum için çekilen her acı kutsaldır ‘ . Ben bugün şunu daha iyi anlıyorum ki aramızdaki bu güçlü bağ hayallerimizin, umutlarımızın ortak olduğunun bir kanıtıdır. Bizim aramızdaki güçlü bağın nedeni budur. Bundan sonra ortak hayallerimizin ve umutlarımızın gerçekleşmesi için daha fazla çalışacağım. Hep beraber çalışacağız Çünkü ‘ Daha yapılacak çok işimiz var ‘. Diyorlar ki: Başkan, görevden aldılar ne yapacaksın ' Bizim derdimiz koltuk değil ki, bizim derdiniz; doğup büyüdüğümüz Bodrum’umu, Muğla’yı hak ettiği yerlere getirmek için çalışmaktır. Ben bu sevgiyi gördükten sonra sizin için bir değil beş koltuk feda olsun arkadaşlarım, dostlarım.
Öyle bir karşıladınız ki beni, öyle bir yolları, meydanları doldurdunuz ki, Bodrum’dan tarihe bir not düştünüz. Siz dediğinizi yaptınız. Geldiniz beni geri aldınız. Şimdi sıra bende. Ben de sizlerin bu sevgisine, güvenine layık olmak için daha çok çalışacağım ve bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep birlikte Bodrum’u yeniden yaratmaya devam edeceğiz. Her birinize tek tek en derin saygı ve sevgilerimi, aynı zamanda şükranlarımı sunuyorum. Sağolun , varolun" .
