OHAL UYGULAMALARI TARTIŞILDI
Gazeteci-Yazar Ayhan Ongun’un hazırlayıp sunduğu, Kent TV ekranlarında canlı olarak...
Gazeteci-Yazar Ayhan Ongun’un hazırlayıp sunduğu, Kent TV ekranlarında canlı olarak yayınlanan Açık Görüş programının bu haftaki konusu Olağanüstü Hal uygulamalarıydı.
15 Temmuz kalkışmasından itibaren ülkemizin içine girdiği olağanüstü koşullar nedeniyle yürürlüğe sokulan ve 1 yıla yakın süredir devam eden Olağanüstü Hal Yasasının uygulamaları ve halka yansımalarının tartışıldığı programın konukları Avukat Ercan Tatar ve eğitimci Güngör Sezgün oldu.
Gerek terör, gerekse ülkemizin karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditlere karşın bir süredir yürürlükte olan Olağanüstü Hal uygulamalarının bir anayasal alt yapısının olduğunu belirten Avukat Ercan Tatar, ülkemizin çok uzun yıllar olağanüstü koşullarda yaşadığını, ancak artık normalleşmek için gerekli adımların en kısa zamanda atılması gerektiğinin altını çizdi. OHAL'in Dünyanın başka ülkelerinde de ihtiyaç duyulduğunda başvurulan bir yöntem olduğunu ifade eden Tatar “gelişmiş batı demokrasilerinde kişi özgürlükleri ön planda tutulduğu için, günlük yaşamda insanların güvenlik endişesi olmadan, özgürlükleri kısıtlanmadan yaşamlarını sürdürebilmektedir. Önemli olan bu uygulamalar nedeniyle insanların mağdur edilmemesi, istismara açık durumlara fırsat verilmemelidir” dedi.
Eğitimci Güngör Sezgün de konuşmasında özetle şunları söyledi.
“Güvenlik ve özgürlük birbirinin karşıtı değil aksine tamamlayıcı unsurlardır. Güvenlik olmadan özgürlük olmayacağı gibi, güvenlik bahanesiyle özgürlüklerin kısıtlanması da kabul edilemez. Ülkemizde devleti ele geçirmeye çalışan karanlık güçlerle mücadelede daha hızlı ve sağlıklı yol alınabilmesi için uygulamaya konulan Olağanüstü hal uygulamasında doğal olarak bazı haksız mağduriyetlerde söz konusu olabiliyor. Dileriz en kısa zamanda bu mücadele başarıya ulaşır ve gerçek suçlular hak ettikleri cezaları alırlar. OHAL’i bahane ederek hiçbir devlet görevlisinin durumdan vazife çıkararak kişisel çıkar sağlamasına, başkalarını mağdur etmesine izin verilmemelidir” dedi.
Konuşmaların sonunda, demokrasinin önemine vurgu yapılarak, olağanüstü hal uygulamalarına gerek duyulmayacak tedbirlerin en kısa zamanda alınarak toplumda huzur ve refahın sağlanması dilekleri paylaşıldı.
15 Temmuz kalkışmasından itibaren ülkemizin içine girdiği olağanüstü koşullar nedeniyle yürürlüğe sokulan ve 1 yıla yakın süredir devam eden Olağanüstü Hal Yasasının uygulamaları ve halka yansımalarının tartışıldığı programın konukları Avukat Ercan Tatar ve eğitimci Güngör Sezgün oldu.
Gerek terör, gerekse ülkemizin karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditlere karşın bir süredir yürürlükte olan Olağanüstü Hal uygulamalarının bir anayasal alt yapısının olduğunu belirten Avukat Ercan Tatar, ülkemizin çok uzun yıllar olağanüstü koşullarda yaşadığını, ancak artık normalleşmek için gerekli adımların en kısa zamanda atılması gerektiğinin altını çizdi. OHAL'in Dünyanın başka ülkelerinde de ihtiyaç duyulduğunda başvurulan bir yöntem olduğunu ifade eden Tatar “gelişmiş batı demokrasilerinde kişi özgürlükleri ön planda tutulduğu için, günlük yaşamda insanların güvenlik endişesi olmadan, özgürlükleri kısıtlanmadan yaşamlarını sürdürebilmektedir. Önemli olan bu uygulamalar nedeniyle insanların mağdur edilmemesi, istismara açık durumlara fırsat verilmemelidir” dedi.
Eğitimci Güngör Sezgün de konuşmasında özetle şunları söyledi.
“Güvenlik ve özgürlük birbirinin karşıtı değil aksine tamamlayıcı unsurlardır. Güvenlik olmadan özgürlük olmayacağı gibi, güvenlik bahanesiyle özgürlüklerin kısıtlanması da kabul edilemez. Ülkemizde devleti ele geçirmeye çalışan karanlık güçlerle mücadelede daha hızlı ve sağlıklı yol alınabilmesi için uygulamaya konulan Olağanüstü hal uygulamasında doğal olarak bazı haksız mağduriyetlerde söz konusu olabiliyor. Dileriz en kısa zamanda bu mücadele başarıya ulaşır ve gerçek suçlular hak ettikleri cezaları alırlar. OHAL’i bahane ederek hiçbir devlet görevlisinin durumdan vazife çıkararak kişisel çıkar sağlamasına, başkalarını mağdur etmesine izin verilmemelidir” dedi.
Konuşmaların sonunda, demokrasinin önemine vurgu yapılarak, olağanüstü hal uygulamalarına gerek duyulmayacak tedbirlerin en kısa zamanda alınarak toplumda huzur ve refahın sağlanması dilekleri paylaşıldı.
