TURİZM PROFESÖRÜNDEN SERT UYARILAR!

Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Türk...

TURİZM PROFESÖRÜNDEN SERT UYARILAR!
Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Türk turizminde strateji oluşturmadan, tanıtıma ve turizmin felsefesine kadar pek çok konuda yapısal hatalar yapıldığını söylüyor. Turizm Güncel adlı sektör yayınında yayınlanan röportajında ağırlıklı olarak Antalya turizmini merkez alan ancak tüm ülke turizm stratejisinin ortak sorunlarının altını çizen Neyişçi’nin bu önemli açıklamalarını bölgemizi de ilgilendirdiğini düşünerek olduğu gibi yayınlıyoruz. Antalya'nın elindeki tek ürünün otel, tek rekabet alanının fiyat olduğunu belirten Neyişçi, ülke turizminin bir bataklıkta olduğunu ve kısa ve orta vadede bu bataklıktan kurtulmasının zor olduğunu savunuyor. Türkiye'nin bir mitoloji, hayal dünyasından bir turizm yarattığını belirten Neyişçi, bu yüzden de Türkiye'nin rakiplerinin ne Yunanistan, ne İspanya, ne de Fransa olduğunu; Türkiye'nin rakibinin bizzat kendisi olduğunu savunuyor. "Anadolu gibi dünyada eşi menendi bulunmayan bir coğrafya üzerinde oturuyoruz" diyen Profesör Neyişçi, Türkiye'nin başka bir ülkenin sunamayacağı çok farklı ürünlere sahip olduğunu, ancak bunlardan Türkiye'nin kendisinin bile haberdar olmadığı değerlendirmesini yapıyor. Türkiye'nin İstanbul gibi bir değeri bile dünyaya tanıtamadığını belirten Neyişçi şunları söylüyor: PARİS 50, İSTANBUL 8 MİLYON TURİST ALIYOR "19. yüzyılda Orient Expresi’nin olduğu dönemde turizmde Paris ile birlikte iki tane dünya markası kent vardı ve bunlardan bir tanesi de İstanbul’du. Bugün Paris 50 milyon, İstanbul 2010 yılına kültür başkenti ilan edildiği yıl 8 milyon turist getirememişse bana hiç kimse turizmden bahsetmesin. Bir markayı, Paris ile eşdeğer bir markayı Türkiye bu hale getirmiş ve ne yazık ki bunun nedenlerini de irdelemiyor." İSTANBUL BUDAPEŞTE KADAR BİLE TANINMIYORSA "TURİZM YAPIYORUZ" DEMEYİN "Türkiye turizm konusunda planlamadan yoksun bir şekilde yola çıktı. İstanbul haricinde bana, dünyada 1500 yıl başkentlik yapmış bir başka kent daha göstersinler. Dünya çapında adı bilinen 120 tane imparator veya sultana ev sahipliği yapmış bir kentten bahsediyoruz. Öte taraftan bir Kapadokya’yı ele alın. Ürdün’deki Petra dünyanın 7 harikasından biri seçilmiş ve Kapadokya seçilememişse bana kimse turizmden bahsetmesin. Petra ile Kapadokya’yı, İstanbul ile Barselona’yı karşılaştırmanız mümkün değil. İstanbul bugünkü haliyle Budapeşte kadar bile ünlü değilse söyleyecek söz kalmıyor." ANA HEDEF BALKANLAR OLMALI "Türkiye’nin tüm turizm politikası batılı turisti ülkeye getirme üzerine kurulu. Ancak politik olarak da diplomatik olarak da düşünüldüğünde Türkiye’nin Balkanlardaki ülkeye getirmesi gerekiyor. Bu coğrafyada yaşayan insanlar potansiyel olarak Türk dostu olmaya hazırlar. Bakmayın Yunanlıların Türk düşmanı dediklerine. Yunanistanlılar Türkleri çok seviyorlar. Sadece Yunanlılar değil, Ortadoğu ve Kafkaslar da öyle. Etrafınıza bakmaz sadece batılıları turist olarak görürseniz tek ürüne ve tek pazara bağlı kalırsınız ve ülke turizmi, bugün olduğu gibi kırılgan bir yapıya sahip olur." Türkiye turizminin en büyük yanlışlarından birinin yerel unsurları turizmin dışına iterek turisti izole etmek olduğunu belirten Neyişçi şu noktaların altını çizdi: SAHİLLERİ TEL ÖRGÜLERLE ÇEVİRİP TURİSTİ İZOLE ETTİLER "Türkiye’de turizm Antalya’da başlamıştır. Şimdi gidin Kemer’de Belek’te sahilde yürüyün, bu sizin anayasal hakkınız. Yerli halka üç misli fiyat vererek, yetmedi sahilleri tel örgülerle çevirerek turisti yerli halktan izole ettiler. Bir anlamda ülkenin yerel unsurlarını turizmin dışına attılar. Şimdi de her şey dahil sistemi ile birlikte ülkenin yerel unsurlarına karşı ekonomik izolasyon başladı. Her şey dâhil otellerdeki yemeklerin çok iyi olduğundan değil, dışarıda yemek yiyecek daha iyi yerler, gezip görecek daha iyi mekânlar olmadığı için turistler bu otellerden çıkmıyor. Buna bir de getirdiğiniz turistin kalitesini eklerseniz turistin dışarıya çıkmaması için tüm unsurlar bir araya gelmiş oluyor." OTELLERDE GERÇEK TÜRK YEMEĞİ YEMENİZ, HATTA YEMEK YEMENİZ MÜMKÜN DEĞİL "Ben 20 sene boyunca profesyonel rehberlik yaptım. 15 günlük turlar sonunda gruptakilere “en çok neyi beğendiniz” diye sorduğumda birinci ve ikinci cevaplar hiç değişmezdi: En çok beğendikleri şeyin başında Konya’da onları götürdüğüm bir köy vardı onu, ikincisi ise yemekler olurdu. Yıllar boyunca bu cevaplar hiç değişmedi. Antalya’daki hiçbir konaklama tesisinde gerçek Türk yemeği yemeniz, hatta yemek yemeniz mümkün değildir zaten. Bu, hem kalite, hem de sağlık anlamında böyledir. Çünkü bu kadar ucuza başka türlü bir mutfak olması mümkün değildir. Oysa Türkiye mutfağıyla rakiplerine fark atacak bir mutfak zenginliğine sahip." "Türkiye’nin ve Antalya’nın turizmde yapısal değişikliklere gitmesi gerekiyor. “Antalya dünya kenti” deniliyor. Antalya’nın neresi dünya kenti' Bu nasıl bir dünya kenti ise, bölgeye gelen turist kenti gezmiyor. Turizm başkenti olmak lafla olmuyor. Mısır’da bir turist 1000 dolar harcarken Türkiye’de 700 dolar harcıyorsa burada bir sorun var demektir." TEK ÜRÜNÜMÜZ OTEL, TEK REKABET ALANI FİYATLAR "Türkiye’deki turizmcilerin para kazanma amaçlarının olduğunu düşünmüyorum. Eğer para kazanmak gibi bir amaçları olsaydı başkalarında bulunmayan ürünleri ön plana çıkararak bu ülke turizmini pazarlarlardı. Şimdi elinizde otelden başka satacağınız başka bir ürününüz yoksa ki otel bir ürün bile değildir, fiyat düşürmek durumundasınız. Çünkü sizde olan ancak başkasında olmayan ürünleriniz olmadığı, yani turisti buraya çekecek bir şeyiniz olmadığı için mecburen fiyatla rekabet edersiniz. Akdeniz, her yerde Akdeniz, dağ deseniz her yerde benzer dağlar var. Alanya mesela bu konuda başarılı bir örnektir. Alanya’da yerel halkla turistler aynı restoranlarda yer, aynı kafelerde oturur benzer ortamları paylaşırlar. Antalya’da böyle bir şey görebilir misiniz'" YERLİ TURİST TÜRK TURİZMCİNİN LİTERATÜRÜNDE YOKTU "Antalya’nın yatak arzının aşıldığı ve yeni yatırımların dondurulması gerektiği konusunda açıklamalar yapılıyor. Evet, Antalya’yı sadece kıyı şeridinden ibaret bir turizm kenti olarak görürseniz yatak kapasitesi aşılmıştır. Antalya’yı bir bütün olarak düşünürseniz bölgenin daha binlerce yatağı kaldıracağını düşünüyorum. Oteller yerli turiste üç misli fiyat çektikleri için insanlar sahil bölgelerinde ev almak durumunda kaldılar, neden' Çünkü yıllarca yerli turist gibi bir kavram Türk turizmcilerin literatüründe yoktu." TÜRK TURİZMİ SAPLANDIĞI BATAKLIKTAN KISA VE ORTA VADEDE KURTULAMAZ "Ben, ne kısa ne de orta vadede Türk turizminin kendisini yenileyebileceğini, bu bataklıktan kurtulabileceğini sanmıyorum. Türk turizmi bir kısır döngünün içine girmiştir ve bu düşünme biçimiyle, bu yaratıcılıktan ve eleştirellikten uzak yapısıyla bu kısır döngüden kurtulması mümkün değildir. Turistlere Türk kahvesi yerine nescafe, Türk hamamı yerine Fin hamamı sunarsanız turizmi öldürürsünüz. Yapılan araştırmaya göre, Türkiye’ye gelen Almanların yüzde 60’ı bu ülkenin yaşam biçimini ve yerel değerlerini görmek için geliyorlar. Oysa biz onlara tümüyle batılı yaşam tarzını sunuyoruz." 2023 TURİZM STRATEJİSİNDE ÇİN VE HİNDİSTAN YOK "Türkiye’nin 2023 Turizm Stratejisi’nde Çin, Hindistan, Kore gibi yeni pazarlar yok. Termal turizmi merkeze koymuşlar. Kim yazıyor bu turizm stratejilerini' Bizim şu anda turizm fakültelerinde Çin, Hindistan ve Kore dillerini öğretiyor olmamız lazım. Çince ve Hince bilen rehberler yetiştirmemiz lazım. Bu ülkeler gelecekler buraya ama biz yine hazırlıksız yakalanacağız" dedi.