ÜNLÜ OYUNCU DİKSİYON DERSLERİ VERMEYE BAŞLIYOR

Bodrum’a yerleşen ünlü oyuncu Yalçın Dümer, yaratıcı drama ve diksiyon dersleri...

ÜNLÜ OYUNCU DİKSİYON DERSLERİ VERMEYE BAŞLIYOR
Bodrum’a yerleşen ünlü oyuncu Yalçın Dümer, yaratıcı drama ve diksiyon dersleri verecek. Kent Haber’e konuşan Dümer, İstanbul’dan Bodrum’a taşınması, Türk dizileri ve Bodrum’da vereceği oyunculuk dersleri hakkında sorularımızı yanıtladı.

Türk Sinaması’nda pek çok filmde başrol oynayan, sunuculuk ve spor yazarlığı yapan Yalçın Dümer de Bodrum’a yerleşen ünlüler kervanına katıldı. Dümer, 1 Kasım’dan itibaren de Oasis AVM içerisinde faaliyet gösteren Bodrum Campus’te haftanın 5 günü yaratıcı drama ve diksiyon dersleri dersleri verecek.

Kent Haber’e konuşan Dümer, İstanbul’dan Bodrum’a taşınma hikayesini şöyle anlattı:

“Doğduğum büyüdüğüm yer İstanbul. İstanbul’da deniz kenarında oturuyordum. Çalışırken tek hayalim vardı; Ege'ye yerleşmek. Bodrum bu seçeneklerin arasında ilk sıradaydı. Bu kararı almamın nedeni sadece deniz tutkunu olmam değil, İstanbul'un eski İstanbul olmaması, çok sevdiğim bu kentin her geçen gün yaşanacak yer olmaktan çıkıp başka bir hale bürünmesi, insanların değişik davranışları. Çünkü sabahleyin kalktığımda burada tanımadığım insanlarla selamlaşabiliyor, nasılsınız diyebiliyorum. Hep bunu hayal ettim, kısacık ömrümüzde hep sevgi dolu yaşamak istedim ama İstanbul'da artık sevgi yok. Kaos var, kalabalık var. Saygı diye bir şey yok. İnsanlar sabahleyin kalktıklarında işlerine sanki savaşa gider gibi gidiyorlar. Suratlar beş karış, kimse gülmüyor. Bunlar çok normaldir, yaşadığımız dünya her geçen gün bozuluyor ama Bodrum bana daha temiz, daha güzel, daha insancıl, daha saygılı geldi. O yüzden tercihimi buradan yana yaptım. Bundan dolayı da çok mutluyum.”

İNSANLARI SANAT DİYE KANDIRIYORLAR

Günümüzdeki Türk dizileri üzerinde de açıklamalarda bulunan Yalçın Dümer, “iki saatlik işi bir haftadan kısa sürede çekiyorlar, olay insani şartlardan çıkmış. Bu atmosferde sanat yapılmaz. Bana göre de insanları çok fazla kandırıyorlar” dedi. Dümer, konuşmasına şöyle devam etti;

“Aslında ben son 16 senedir gazeteciyim. Çocukluktan beri hayal ettiğim meslek gazetecilikti. Uzun zaman Fanatik gazetesinde spor yazarlığı yaptım. Ama baba mesleğim tiyatroyu da unutmadım. 11 sene profesyonel olarak şehir tiyatrosunda oynadım. Birbirinden sevilen oyunlara imza attığımı düşünüyorum. Bir mesleğim daha var ki; sinema. Yaklaşık 60 eserde başrol oynadım. Sinemayı hepsinden daha çok severim ama dedim ya; yoruldum. Kendimi yorgun hissettim. Çünkü sanat artık çok fazla icra edilemiyor. Dizi denen bir şey icat edildi, iki saat işi bir haftada çekiyorlar, hatta olay insani şartlardan çıkmış vaziyette. O atmosferde zaten sanat yapılmaz. Bana göre insanları çok fazla kandırıyorlar gibi geliyor. Kusura bakmasınlar. Diyeceksiniz ki; size teklif gelse oynamayacak mısınız' Tabii ki oynayacağım çünkü sevdiğim, gerçek mesleğim ama o şartlarda dizi yapılmaz. O yüzden de yıllardır yapmıyorum ama sinema filmini her zaman daha fazla açığım. 60 filmde oynadım, dersen ki araban mı var, evin mi var. Hayır hiçbir şeyim yok fakat çok önemli bir mirasın var. Kızıma bırakabileceğim inanılmaz bir miras. Bu gibi miras çok az insanda var. O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum.”

Bodrum Campus’te vereceği diksiyon ve yaratıcı drama dersleri hakkında da konuşan ünlü oyuncu Yalçın Dümer, sözlerine şöyle devam etti:

“Seval hanım sağolsun teklifi o getirdi. Ben de çok sevindim çünkü İstanbul'da da hocalık yapıyordum, özel ders veriyorum. Burada diksiyon, artikülasyon, drama, sahne önü, kamera önü, sunuculuk dersi vereceğim. Ben uzun yıllar da sunuculuk yaptım. En meşhur programım da Televole idi. Türkiye'nin ilk sabah şekeriydim. Kanal D'nin ilk sabah şekeri erkek olarak bendim. Şimdi haberlerden başka, çok televizyon izlemiyorum. Sunuculuk olaylarına da ara sıra bakıyorum. Bizim dönemimizde mesela kamera önünde yemek yenmesi son derece ayıptı. Şimdi spor programlarında kebap yapmadıkları kaldı, kebap yiyorlar. Biz de izleyiciye bir saygı vardı. O da gitgide körleşiyor. Allah sonumuzu hayır etsin diyorum.”

Müjde Ar, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik gibi önemli isimlerle çalıştığını ve öğrendiklerini şimdi Bodrumlulara aktarmaya çalışacağını söyleyen Dümer, İstanbul’da tiyatro ve sinema okullarının yarısından fazlasının para tuzağı olduğunun savunarak sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

“Yıllar boyunca edindiğim deneyimleri şimdi de Bodrum’da insanları kandırmadan sonuna kadar vermeye çalışacağım. Çünkü tiyatro kurslarının, sinema okullarının yarısından fazlası para tuzağı. İstanbul için söylüyorum. Ben açıkça söyleyeyim, öyle bir şeyin altına imza atmam. Seval hanımı da herkes biliyor, tanıyor. Burada benimle bir sene çalışacak kişi ekrana da girer, televizyona da girer, başarılı da olur. Olmayana zaten 2. veya 3. derste kusura bakma derim. Yani hocalığım çok sert değildir ama olmayanı da kandırmam. Olana da sabahlara kadar ders veririm. Ders saati önemli değil, dışarıda da yardım ederim. Zaten burada sertifikalar olacak ve istedikleri yerde oyunculuk yapabilecekler. Yani ben fidanlar istiyorum. O fidanları ben de yeşertmeye çalışacağım. Bir de ben çocukları çok severim. Cumartesi ve pazar günleri de çocuklara eğitim vereceğim. Çocuklarla uğraşmak çok zordur. Filmlerde çocuk ve hayvan oynatmak dünyanın en zor olayıdır ama ben o çocukları yetiştireceğim. Onları sosyal anlamda onları değiştireceğim. İnanın okullarına ve hayatlarına daha güzel devam edecekler ve daha sağlıklı yetişeceklerinden eminim” dedi.


Muhabir: Hamdi Yörür