VALİ GÜVENÇER: MUĞLALI TURİZMCİ KARARINI VERMELİ!

2013 yılının mayıs ayında Muğla Valisi olarak atanan Mustafa Hakan Güvençer, bir...

VALİ GÜVENÇER: MUĞLALI TURİZMCİ KARARINI VERMELİ!
2013 yılının mayıs ayında Muğla Valisi olarak atanan Mustafa Hakan Güvençer, bir turizm kenti olan Muğla'nın önünde duran sorunlar, kentte turizmin 12 aya yayılması ve standartlarının yükseltilmesi noktasında neler yapılabileceğini TurizmGüncel için değerlendirdi.

Muğla'nın önünde çözülemeyecek hiçbir problemin olmadığını belirten Vali Güvençer, var olan sorunların da bir hamlede ortadan kaldırılamayacağını ifade etti. Güvençer, "Sorunların hiçbiri konusunda telaşa mahal yok. Her ne kadar turizmle 25 yıl önce tanışmış bir il ve ilçelerinden bahsediyorsak da, bu tür sektörel gelişmelerde 25 yıl uzun bir süre değil. Öncelikle sahil kesimindeki ilçelerimiz şu anda turizmi 12 aya yayabilecek düzeyde değil. Ama bu çok ciddi anlamda eleştirilecek bir eksiklik de değil. Bu birazcık sektörün yeni gelişmesinin getirdiği bir sıkıntı. Bu sorun da herkesin gündeminde, herkes dillendiriyor ve çare arıyor. Dolayısıyla bir çare bulunacaktır. Sektörle ilgili alt yapı sorunları süratle çözülür. Hem süreyi uzatmak, hem geliri fazlalaştırmak hem de turizmi çeşitlendirmek adına devlet yatırımcının önünü açacak desteği veriyor" değerlendirmesini yaptı.

"MUĞLA'NIN EN BÜYÜK SORUNU..."

Muğla'nın en büyük sorununun turizmin deniz - kum - güneş üçlüsüne sıkışması olduğunu belirten Mustafa Hakan Güvençer, bu durumun da turizmi bir sezona sıkıştırdığını hatırlattı. Turizmin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi anlamında en büyük potansiyele sahip destinasyon olduğunu kaydeden Güvençer, "Muğla bu avantaj konusunda dünyada da ilklerin olduğu sıralamaya girer. Burada biraz yatırımcı ile devlet yatırımlarının entegrasyonuna ihtiyaç var. Çünkü işin devlet tarafından yapılacak kısmı en azından başlamış. Bisiklet yolları, yaya yolları, ören yerlerinin restorasyonu, antik kentlerin restorasyonu ve ziyarete açılması sörf imkanının teknik açıdan daha da geliştirilmesi, rüzgar sörfünün Muğla’da canlandırılması... Birkaç yıla kalmaz bunlar sonuçlarını verir ve turizm potansiyeli bugünden daha fazla değerlendirilir" dedi.

Muğla'nın bir tercih yapması gerektiğini belirten Vali Güvençer, açıklamalarının devamında şu noktaların altını çizdi:

"Muğla'da turizmin nasıl yapılacağı noktasında bir karar vermek gerekiyor. Büyük tesislerde paket ağırlamalar mı, yoksa şimdi olduğu gibi bir yandan mavi tur turizmine ağırlık verirken öte yandan butik otellerde VIP müşterilere paket dışı hizmet sunarak mı' Muğla bu konuda bir tercih geliştirmek durumunda. Gördüğüm kadarıyla Muğla büyük otellerden butik otellere doğru bir yönelime doğru gidecek. Bu büyük tesisler olmayacak anlamına gelmiyor. Muğla'nın en önemli avantajlarından biri sağlık turizmi anlamında ciddi termal kaynaklara sahip olması. Hem devlet hem de özel yatırımcı bu termal kaynaklara gözünü çevirmiş durumda. Bu alanı besleyecek büyük kompleks yatırımlara ihtiyaç var. Muğla’da diğer bir proje de sağlık turizmiyle birlikte spor turizmine ağırlık vermek. Bu anlamda da ilk adımlar atıldı. Gerek futbol gerekse golf sahaları için. Önemli olan ilk adımı atmaktır. Bunların peşi gelecek. Yapılan örnekler peşinden diğerini de getirebiliyor. 2014 sonu itibariyle en azından ilk örnekler meyvelerini vermiş olacak."

Güvençer, bölgede özellikle Bodrum eksenli betonlaşma ve doğal yapının bozulduğu eleştirilerine ise şu yanıtı verdi:

"BÖLGEDEKİ YAPILAŞMA İLE İLGİLİ ALARM DURUMU YOK"

"Tek başına yatırımcıdan duyarlılık beklemek çok doğru olmaz. Bodrum hinterlantında bir betonlaşma söz konusu ama bu bizi öyle çaresizlik durumuna sürüklememeli. Özellikle kıyılar, ormanlar, koylar olabileceği kadar masum kalmış. Çünkü bölgede 5 özel çevre koruma bölgesi var. Bu da hem idare denetlemesini hem de mevzuat engellemelerini sağlıyor. Bu anlamda bölgede kıyı kanunlarına, özel çevre koruma kanunlarına aykırı yapılanmalar yok. Bazı bölgelerde bina yoğunlaşması var. Şuan ilk yapılması gereken şey bu bina yapılaşmasına dur demek. Bu konuda da geç kalmış sayılmayız. Zaten son birkaç yıldır bu uygulamalar yapılmıyor. Yapılaşmış yerlerin eski haline getirilmesi ise biraz zaman alacak. Orman, kıyı ve koy açısından alarmda olunacak bir bölge değiliz."