Yaşadığı Zorlu Süreci Anlattı!.

Bodrum’da 1,5 yıldır 46 yaşındaki Nurettin Ş.’nin taciz ve tehditlerine maruz kalan 21 yaşındaki Tuğçe Çelik, basın mensuplarına konuştu.

Yaşadığı Zorlu Süreci Anlattı!.

Ortakent’te yaşamını sürdüren Ege üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Tuğçe Çelik, 1,5 yıldır 46 yaşındaki Nurettin Ş. adlı şahsın taciz ve tehditlerine maruz kaldığını ifade ederek sosyal medyadan yardım çağrısında bulunmuş, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın harekete geçmesi üzerine polis tarafından gözaltına alınan Nurettin Ş., çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. 

Tuğçe Çelik, avukatı Azat Öztürk ve Avukat Yasemin Aydoğar ile birlikte basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İlk söz alan Avukat Azat Öztürk, şunları dile getirdi:

“Biz Tuğçe’nin yardım çığlığını duyunca birlikte çalışma kararı aldık. Onun yardım çağrısı bir infial yarattı. Bu infiale karşı yargı da kayıtsız kalmadı. Burada tutukluluğa ilişkin husus, basit bir cinsel taciz değil nitelikli hali sebebiyle tutuklanmıştır. Kamuoyunda ve basında, sanki kendisi Manisa’ya sevk edilmiş gibi bir durum yaratılmakta fakat kendisi şu an tutuklanmıştır. Bu hususla alakalı asıl teşekkür etmemiz gereken yine Tuğçe’nin kendisidir, bunu dile getirebilme cesaretidir. Tuğçe gibi arkadaşlarımızın mağdur olmaması adına bunun devlet güvencesi altına alınması gerekmektedir. Bunun ana dayanağı 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’dir. İstanbul Sözleşmesi gibi hususlarda toplumun ve yargının mutabakat sağlaması gerekmektedir” dedi.

SONUMUN PINAR GÜLTEKİN GİBİ OLMASINI İSTEMİYORUM!..

Olayın mağduru olan 21 yaşındaki Tuğçe Çelik, Nurettin Ş. İsimli şahsın mahallelerinde esnaflık yapmasından dolayı kendisini tanıdığını ifade etti. Muğla’da katledilen Pınar Gültekin ile de ortak arkadaşları olduğunu dile getiren Çelik, şöyle konuştu:

“Pınar’ın olayından çok etkilenerek bunu paylaşmak istedim. Sonumun böyle olmasını istemiyorum. Bu insanı ne kadar güçsüz, bana bir şey yapamayacak gibi görsem de bir yanım devamlı korkuyor ama korkmamak gerekiyor. Bunlarla korkarak yaşayamam. Eğer korkarsam bana bir şey olabilir. Şimdi tutuklandı ama bırakıldıktan sonra hayatıma güvence istiyorum. Sadece ben değil, komşularım da şikayetçi oldu. Sitenin etrafına gelip bağırdı, bakışlarıyla ve sosyal medyadan beni taciz etti. Saplantı haline getirmiş ve gerçekten kendi hayal dünyasında yaşıyor. Onunla yaşadığım hiçbir şey yok. Bir anda böyle bir şey karşıma çıktı. Bana en çok koyan bu; hiçbir şey yapmadım ve boşu boşuna bu şahıstan rahatsızlık çekiyorum. Bununla ilgili 1,5 yıldır bir sonuç elde edemiyordum, çok şükür bir adım atabildik. Benim sesim duyuldu, başkalarının sesinin de duyulması için bir platform istiyorum. Devletten bunu talep ediyorum. Acaba ben sesimi duyurmasaydım ne olacaktı?”

“YAPTIĞIM BELKİ DE HAYATIMI KURTARDI”

Kadınların bu tür durumlarda hiçbir zaman sessiz kalmaması gerektiğini dile getiren Tuğçe Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ben bunu yaptığım için çok mutluyum, çünkü belki de benim hayatımı kurtardı. Sosyal medyadan paylaştığım anda gündem oldu ve herkes duydu. Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne çok teşekkür ederim, anında harekete geçtiler ve 24 saat içerisinde tutuklandı. Süreç çok hızlı olduğu için çok mutluyum” dedi.

Nurettin Ş.’nin koronavirüse yakalanması hakkında da konuşan Tuğçe Çelik, “Bu adam sürekli ‘Koronanın aşısını buldum. Trump sürekli benimle iletişim halinde, yalvarıyorlar. Yakında Nobel Ödülü alacağım, Tuğçe de benim olacak’ diye de konuşuyormuş. Beddua etmek kötü bir şey ama annem korona çıktığından beri her gün ‘korona inşallah seni bulur’ diyordu ve bugün aldığımız haberle korona olduğunu öğrendik. Bir insanın canına bir şey geliyor ama üzülemiyorum çünkü kendim için mutluyum” diye konuştu. 

“ACI ÇEKİYORUZ VE KİMSE DUYMUYOR”

Toplantıda söz alan Av. Yasemin Aydoğar ise kadınların birinin zulme uğradığında diğerinin de canının acıdığını ifade ederek şunları söyledi;

“Acı çekiyoruz ve kimse duymuyor. Ülkemizin geldiği bu vahim durumda artık başka Pınar Gültekinlerin, Emine Bulutların, Özgecan Aslanların olmaması için yetkililerden somut ve hızlı adımlar bekliyoruz. Çünkü hiçbir kadın cenneti bulmak için erkeğin cehennemine katlanmak zorunda değildir. Tüm kadınların yanında olduğumu, bu mücadeleyi elimden geldiğince sürdüreceğimi belirtmek isterim. Çünkü ilişkinin başında şiddet uygulayan erkek bulamazsınız. O yüzden kadınların seçimleri konusunda dikkatli davranması gerektiğini söylemek yararsız olacaktır. Şiddet bir döngüdür ve kendiliğinden azalarak yok olmaz. Bir kere oluyorsa eğer daima olur ve döngüler halinde devam eder. En önemlisi de erkekleri eğitmezsek şiddet asla bitmez. Çünkü eğitim bir ailede, bir annede, bir kadında başlıyor. O yüzden erkek çocuklarını yetiştirirken dikkatli olmamız, sorgulayan çocuklar yetiştirmemiz gerekiyor. Son olarak bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim ki, yasaların caydırıcı ve uygulanabilir olması, şiddet vakalarında indirim oranının kaldırılması bizlere daha güçlü hukuk mücadelesi sunabilir. Eğitim ve yasalar ile bu durumu çözebilir, geç kalmış eşitliği sağlayabiliriz.”