Yasalar’dan Günümüz Dizilerine Eleştiri

Yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı, sinema oyuncusu Turgut Yasalar, Bodrum’da katıldığı etkinlikte Kent Haber’in sorularını yanıtladı. Günümüz dizlerini eleştiren Yasalar, dönem dizileri ile de tarihi gerçekliğini çarpıtıldığını söyledi.

Yasalar’dan Günümüz Dizilerine Eleştiri

1998 yılında yaptığı Leopar’ın Kuyruğu filminin senaryosu, aynı yıl Antalya Film festivalinde en iyi senaryo ödülüne layık görülen Turgut Yasalar, Ara Boyutlar Grubu’nun Bodrum Mimarlık Kiğtaplığı’nda düzenlediği “Arada Sinema” etkinliğine konuşmacı olarak katıldı.

Yönetmen ve senaristliğinin yanı sıra çok sayıda kitap da yazan Turgut Yasalar, söyleşi öncesinde Kent Haber’e konuşan Yasalar, “Bugün bir tanıma toplantısı yapıyoruz. Arkadaşlar benden çeşitli sinema etkinlikleri yapmamı istiyorlar. Ben ne verebilirim, onlar ne talep ediyorlar, onları arıyoruz.” dedi.

Senaryo çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Yasalar, “Bu senaryolardan bir tanesi önümüzdeki sene vizyona girecek. Bir dönem filmi senaryosu. 1922 – 23 yıllarına ait, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına ait bir hikaye. Henüz hazırlık aşamasında. Diğer senaryo da uzun süredir aklımda olan bir senaryo. Onu da önümüzdeki yıl bitirmeye çalışacağım. Bir yapımcı ile görüşme halindeyim ama ben yönetmenliğini yapar mıyım, yapmaz mıyım bilmiyorum. Çocuklara yönelik bir hikaye. Bir çizgi film olacak. Benim yıllardır hayalimde bir animasyon yapmak vardı. Onunla ilgili bir hazırlık var. Ayrıca platformlardan birine dizi projesi var. Orada bizzat senaryo yazmayacağım ama hikayenin geliştirilmesinde sektör tabiriyle doktorluk yapacağım. Bir tür yol göstericilik yapacağım.”

Günümüzde televizyonlardaki dizilerle ilgili de konuşan Turgut Yasalar, şu ifadeleri kullandı:

“Bunlara dizi demek doğru değil. Eskiden ‘soap opera’, yani ‘sabun köpüğü’ dediğimiz diziler vardı. Brezilya dizileri. İnsanlara bunlara kilitlenirdi. Bugün halkımızın izlediği bu dizi diye izlediği şeyler de birer sabun köpüğü. Teknoloji çok gelişti, çok iyi kamera ve imkanlarla çekiliyor. Sadece konuşan kafalar değil, biraz daha hareketli kameralar kullanılıyor. Biraz cilalı sabun köpüğü dizileri. Haliyle ben izlemiyorum. Bir de bazı dizilerde tarih yeniden yazılıyor. Onlar da Vikingler ile falan karşılaştırılıyor. Bir yerde denk geldi, Osmanlı’nın kuruluş yıllarını anlatıyorlar. Saçma sapan. Onlara zaten hiç itibar etmiyorum. Tarihle hiç alakası yok. Onlar kendilerine göre yeni bir tarih üretiyorlar. Bence ipe sapa gelmez şeyler yapılıyor. Yine onlar teknolojinin verdiği imkanlar sayesinde gerçekleşebiliyor. Arka planlar falan, bilgisayarda kolaylıkla üretilebilen, daha az para ve daha kısa sürede üretilebilen şeyler onlar. Onların da verdiği göz boyayıcılığı ile bir takım işler yapılıyor. Dönem filmleri yapılıyor. Oyuncu arkadaşlarıma bir şey söylemiyorum, onlara imkan verildiği zaman çok güzel işler yapıyorlar. Ne yönetmenlerin ne de kameramanların tüm detaylara dikkat edecek kadar vakitleri yok. Ben eskiden dizi çektim. 40 – 50 dakika sürüyordu. Şimdi 2 saat, 2 ekip. Koca koca setler kuruluyor. Karavanlar kuruluyor. Biz çok daha kısıtlı imkanlarla 50 dakikalık diziler yapıyorduk. Şimdi imkanlar o anlamda çok iyi. Kameralar çok daha gelişti. Çok daha az ışıkla, çok daha hafif kameralarla çekiliyor. Ama sonuç itibariyle sabun köpüğüdür onlar.”

Muhabir: Hamdi Yörür