Avcılık Değil Talan, Açıklaması!..

4 yılda bir hasadına izin verilen deniz patlıcanı avının, yaklaşık bir ay önce uygulamaya konulan karar ile yasal hale getirilmesinin ardından, Turgutreis – Akyarlar- Gümüşlük açıklarında 80’i aşkın teknede avcılık yapılıyor. Yaklaşık 6 ay sürmesi beklenen av sezonu Bodrum’daki STK’ların tepkisini çekiyor. 

İMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz, Denizciler Derneği Başkanı Erol Erdoğan ve Sür– Koop Su Ürünleri Muğla Bölge Birliği Başkanı Serhan Kozinoğlu düzenledikleri ortak basın açıklamasında, deniz patlıcanı avcılığının ilk etapta süresinin kısaltılmasını daha sonra da yasaklanmasını talep ettiler. 

DENİZ SUYUNUN TEMİZLENMESİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR CANLI!

İMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"22 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Eylül 2020 tarihinde yürürlüğe giren ilgili tebliğ kapsamında deniz patlıcanı avcılığı Muğla ilimizde serbest hale gelmiştir. Derisidikenliler familyasından omurgasız bir deniz canlısı olan deniz patlıcanları, deniz suyunun temizlenmesi ve ekosisteminin devamı için çok önemli bir yer tutmaktadır. Araştırma Enstitüleri ve Üniversitelerin ilimiz sınırları içerisinde deniz patlıcanı stokları üzerinde yaptıkları çalışmalarda stokların yetersiz olduğu, birçok alanda hiç bulunmadığı, mevcut stokların toplanması halinde deniz ekosistemimize tamiri olmayacak zararlar vereceği tespit edilmiştir. Ayrıca bölgemizde balıkçılık faaliyeti gerçekleştiren kişilerle yapılan görüşmelerde, son yıllarda ticaretinin yapılmasıyla birlikte deniz patlıcanının çok nadir görüldüğü ve eskiden bol miktarlarda bulunduğu birçok bölgede hiç görülmediği belirtilmiştir.

Genellikle Ege ve Akdeniz’de yaşayan ve dört yılda bir hasadına izin verilen deniz patlıcanı, bir diğer ismiyle deniz hıyarı artık toplanmasının tamamen serbest olduğunu, bu durumun ciddi ekolojik sorunlara da yol açabileceği açıktır. Bizim bu konunun karşısında durduğumuzu belirtmek isterim. T.C. Muğla Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile beraber gerekli tüm makamlara bu konuyla ilgili başvuru yaptık. 

“HADDİNİ AŞAN BİR AVCILIK FAALİYETİ GÖZLEMLEDİK”

Turgutreis açıklarında çok sayıda tekneden yapılmasına başlanan deniz patlıcanı avcılığının şimdilerde fark edilmese de ileride denizlerimizin dengesini bozacak çok büyük tahribatlara yol açacağını, ayrıca deniz patlıcanı avcılığının diğer avcılık faaliyetlerini maskelediğini, bu teknelerle deniz dibinin komple tarandığını ve haddini aşan bir avcılık faaliyeti gözlemledik. Bu faaliyet sualtı ekosisteminin geri dönülemeyecek ve tamir edilemeyecek şekilde bozacak. İleride çocuklarımıza ve sonraki nesillere bırakmakla yükümlü olduğumuz bu cennet suların ve çeşitli sualtı ekosisteminin tahribatına dur demek üzere Bodrum ve deniz aşığı paydaşlarımız ile bugün buradan sesimizi yükseltmeye kadar verdik. Çok geç olmadan bu yanlıştan dönülmesi, deniz patlıcanlarının içinde bulunduğumuz dönem ve gelecek dönemlerde bölgemizde avcılığa tamamen kapatılması, en büyük sermayelerimizden olan zengin su altı ekosistemimiz ve denizlerimizi koruyacağı açıktır.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan “4/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği’ne göre Türlere İlişkin Düzenlemeler” başlığı altında belirlenen Deniz Patlıcan Avcılığına ilişkin düzenlemelerin, avlanma sürelerinin bitimini beklemeden ivedilikle yasaklanması gerekiyor. Ekmek yediğimiz denizlerimiz çocuklarımıza bırakacağımız yegane mirasımızdır diyerek tüm deniz sever doğa sever vatandaşlarımızı, üyelerimizi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz”

Dinç, ilk etapta avcılığın süresinin kısaltılması ve kontrollü bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. 

“BU TALANCI BİR AVCILIK”

Bodrum Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz da deniz patlıcanı avcılığının normal bir avcılık türü olmadığını dile getirerek, şöyle konuştu;

“Talancı bir avcılık. Bizim kıyı balıkçılığımız gibi yıllardan beri devam eden bir avcılık türü değil. Bu insanların bir anda sürü halinde bölgeye gelip avcılık yaparak neredeyse bölgenin ürünlerini tükettiği şekilde yapılan bir avcılık. Ayrıca bu avcılık sürdürülebilir bir avcılık değil. Geçtiğimiz senelerde Kuzey Ege’de serbestti. Şimdi Kuzey Ege’de deniz patlıcanı bitti ve orada serbest değil. Yani biz tükete tükete geliyoruz.”

Arif Yımaz, bu avcılığın acilen av sürelerinin kısaltılmasını ve yasaklanmasını talep ettiklerini söyledi. 

“TURGUTREİS VE AKYARLAR LİMANLARINI ZAPT ETTİLER”

Su Ürünleri Muğla Bölge Birliği Başkanı Serhan Kozinoğlu da olaya balıkçılar ve barınaklar açısından baktığını ifade ederek “Şu anda deniz patlıcanı için oraya gelen tekneler Turgutreis ve Akyarlar limanlarını zapt ettiler. Bizim limanlar zaten küçük limanlar. 50 tane teknenin bir limana girmesi orada bizim balıkçıların dışarı çıkamaması demek. Giriş kapılarını bile kapatmışlar. Bunları ikaz ettik, Sahil Güvenlik geldi ama baş edemiyoruz. Bizim balıkçılarımız bu teknelerin hortumlarından denize ağ da atamıyor. Dışarı çıkmak isteseler troller onlara izin vermiyor.”

Denizciler Derneği Başkanı Erol Erdoğan ise deniz patlıcanının deniz ekosisteminin sürdürülebilmesi için çok gerekli bir canlı olduğunu ifade ederek avcılığının bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. 

DENİZ PATLICANI İÇİN DALINIP BAŞKA CANLILAR AVLANIYOR İDDİASI!

Yeniden söz alan Orhan Dinç, deniz patlıcanı için denize dalınıp ahtapot, karides ve balık türlerinin de avlandığı söylentilerinin olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Eğer böyle bir şey varsa gerçekten çok vahim bir durum. Zaten buna da dikkati çekmek istiyoruz. Eğer devletimiz böyle bir kanun çıkardıysa bunun kontrollerinin yapılıp yapılmadığı, ekosistemin bozulup bozulmadığı ile ilgili kurumlarımız adına, Bodrum halkı adına vicdanımızın sesine kulak verilmesini istiyoruz. Yanlış işler yapılıp bizden sonraki nesillere hesap verilemeyecek durumda olmak istemiyoruz.”

Avcıların kotaya uyup uyulmadıkları soruya ise “Muğla İl Tarım Müdürlüğü’nün avlanılan canlıların karaya çıkarıldığı Turgutreis limanında denetimlerini yaptığı fakat kota aşılıp başka bir noktadan karaya çıkarılabileceği için kontrolünün zor olduğu” yanıtı verildi.