Bilirkişi Raporu Köylünün Lehine

Bodrum’da taş ocağının faaliyet alanının genişletilmesi ve kırma eleme tesisi kurulması ile ilgili davada, keşif ve bilirkişi raporu geldi.

Bilirkişi Raporu Köylünün Lehine

Kızılağaç, Çamlık, Yalıçiftlik ve Kumköy Mahalleri içerisinde çalışma yürüten taş ocağı, faaliyet alanını genişletmek için yeniden ruhsatlandırmaya gitti. Zeytin rekoltesinin düşeceğini ve tarlalarının kamulaştırılacağını söyleyen köylüler, mahkemeye yürütmeyi durdurma kararı ve ÇED raporunun iptal edilmesi için dava açtı. 134 mahalle sakininin vekaletiyle hukuk mücadelesi başlatıldı. Geçen Aralık ayında da bilirkişi incelemesi yapıldı. İncelemeyle ilgili rapor, taraflara gönderildi.

Mahalle sakinlerinin avukatı, CHP Muğla Milletvekili Aday Adayı Remzi Kazmaz, raporun mahalle sakinlerinin lehine olduğunu ifade ederek şöyle dedi;

“Kızılağaç, Yalıçiftlik ve Çamlık mahallesi sınırları içinde kalan alanda açılmak istenen Taşocağı, Dekoratif taş, kırma eleme tesisi (393. bbo ton/yıl) işletmek için idareden ‘ÇED gerekli değildir’ raporu alan davalı şirkete karşı Bodrum halkı olarak açtığımız iptal ve yürütmenin durdurulması davasında Muğla 1. İdare Mahkemesi Bilirkişi Raporu'nu taraflara gönderdi. Buna göre gerek biyoloji bilimi gerek çevre mühendisliği açısından uygun olmadığına dair rapor veren bilirkişiler özellikle ziraat mühendisliği açısından verdikleri rapor, burada yapılmak istenen taşocağı tesisinin tam bir doğa cinayeti olabileceğini göstermiştir. Raporda ‘Maden alanı ile zeytinliklerin bitişik konumda olduğu, bu sebeple maden ocağı ve kırma-eleme tesisinin toz çıkartacağı aşikardır. Hâl böyle iken proje tanıtım dosyasında bu konu ile ilgili herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı, kırma eleme tesisinin teknolojisi ile ilgili hiçbir bilgi verilmediği gözlemlenmiştir. Ayrıca maden işletmesi ve ünitelerinin çevresel etkileri ile alınacak önlemlere proje tanıtım dosyasında yeterince yer verilmemişken, eksik hazırlanan proje tanıtım dosyası bu konuda maden işletmesinin bölgede yapacağı faaliyetler için yetersizdir.’ diyerek maden ocağının ve kırma-eleme tesisinin bu bölgeye büyük zararlar verebileceği konusunda açık görüş beyan etmiştir.

Bu bölge Bodrum'un akciğeridir ve genç çam ağaçları CITES sözleşmesi ile ticareti izne tabi olan türlerin bu bölgede yer aldığı gibi Ophrys speculum, Orchis speculum(salep orkideleri) ve Cyclamen türleri bölgede tespit edilmiştir. Fakat bütün bunlar proje tanıtım dosyasında bulunmamaktadır. Kurulacak tesisin 1.Derece arkeolojik alana çok yakın olduğu, yüzey ve yeraltı suyu akış rejimini bize göre çok olumsuz etkileyeceği başlıca bilim adamlarının raporlarında çok açık bir şekilde anlatılmaktadır. Çok geniş bir orman alanı içinde kalan bu tesisin Bodrum'un akciğerlerine kısa zamanda zarar vereceği, zeytinciliği bölgede bitirebileceği, hayvancılık yapan köylülerin geçim kaynağını etkileyeceği aşikardır. Bütün bu olumsuzlukların bir an önce ortadan kaldırılması için bilirkişilerin köylülerin lehine vermiş olduğu bu rapor Muğla 1.İdare Mahkemesi tarafından göz önüne alınarak ÇED gerekli değildir diyerek raporun iptalini kararının verileceğine inancım tamdır.

Bodrum tarihi ve kültürel kimliğe sahip bir turizm bölgesidir. Toz duman içinde taş ocakları, 150-200 metre uzunluğunda RES direkleri Bodrum'un yapısına uygun olmayan tesis ve yatırımlardır. Bizler ne RES'lere ne de maden ocaklarına karşıyız. Sadece onların kurulacağı yer Türkiye'nin dünyaya açılan turizm ve ticaret kapısı konumundaki Bodrum değildir. Bilindiği üzere her geçen gün Ankara'dan adrese teslim projeler gelmekte ve Bodrum göz göre göre rant politikalarına kurban verilmekte. Buna karşın Çevreci, Aktivist ve Avukat olarak buradan Bodrum'a karşı suç işleyenlere sesleniyorum. 15 Mayıs'tan sonra Bodrum'a bir çivi dahi çakamayacaksınız. Çünkü adrese teslim ama hukuka uygun olmayan projelerinizin hepsini iptal ettireceğiz.” dedi.