Doğer’in İhraç Talebi Reddedildi

Bodrum Esnaf ve Sanayici İşinsanları (BESİAD) üyesi Uğur İlhami Özden’in ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmesi talebiyle dilekçe veren Aydın Doğer, ihraç talebinin reddedildiğini açıkladı.

Doğer’in İhraç Talebi Reddedildi

İşinsanı Aydın Doğer, geçen hafta Sazköy Mahallesi’ndeki ekoturizm imar planı uygulaması nedeniyle tartışmaların odağında olan Belediye Meclis Üyesi ve BESİAD eski başkanı Uğur İlhami Özden’in ihraç talebiyle BESİAD Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi için dilekçe vermişti. 

Doğer, ihraç talebinin reddedildiğini açıkladı. İlk olarak BESİAD ofisi önünde kısa bir açıklama yapan Aydın Doğer, “Bugün açıklama yapmak için BESİAD yönetimini bilgilendirdim. Fakat dün saat 16.30 gibi açıklamayı dernek binasında yapamayacağım bildirildi. O yüzden, yönetim kurulu kararına saygı duyduğumuz için bu açıklamayı başka bir yerde yapacağım ama korktukları ben değilim, basın. İyi ki varsınız. Teşekkür ederim.” diye konuştu. 

Ardından bir kafeye geçen Doğer, basın açıklamasını burada gerçekleştirdi. Doğer, ihraç talebinin neden reddedildiğinden de bahsederek şunları söyledi;

“7 Ağustos 2023 günü BESİAD disiplin kuruluna verdiğim dilekçe ile üyemiz Uğur İlhami Özden’in orman arazilerinin yapılaşmaya açılması girişimlerinden dolayı ihracını istemiştim. BESİAD yönetim kurulu; esas olarak taşınmazın Uğur İlhami Özden adına değil dernek üyesi olmayan 3’üncü kişi üzerine kayıtlı olduğu gerekçesi ile ihraç talebini reddetmiştir. Oysa ben ne dilekçemde ne de farklı bir yazımda, taşınmazın Uğur İlhami Özden adına kayıtlı olduğunu iddia etmedim. Tam aksine taşınmazların Özden ailesi ile hiç ilgisi olmadığı ve başkaları adına satın alındığı düşünmekteyim. 

Dilekçemde belirtiğim gibi; toplum içerisinde tepki toplayan bu karardan ve bunun takipçiliğinden vazgeçmesi, vazgeçmesi için ikna edilmesi, tüm bunlara rağmen bu konuda kararlı ise ihraç edilmesi talebinde bulundum. Bodrum’da saygın bir yeri olan ve 2 dönem yönetiminde bulunduğum derneğimin ileride olumsuzluklara yol açacak bu olaydan uzak kalmasını istedim. Mesleğim gereği İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) üyesiyim. 10 yıl bodrum temsilciliğini yaptığım. Benzer olaylara hep duyarlı olduk. Yıllar önce Bodrum Gönüllüleri Derneği Başkanı Saynur Gelendost ile İnşaat Mühendisleri Odası olarak termik santral için “sürekli eylem komitesi” kurduk. 

Tüm doğa katliamı olaylarının takipçisi olduk, eylemler yaptık, davalar açtık. Son olarak da TMMOB olarak Akbelen’deki 5’li çete olarak adlandırılan LİMAK firması için yapılan ağaç katliamına karşı direnişimizi sürdürmekteyiz. Meclis kararını da Akbelen’de bulunduğum anda öğrendim. Aynı zamanda bu çağrıyı, olayın basit olmadığını ve Akbelen orman katliamından daha tehlikeli olabileceğini açıklamak için bu çağrıyı yaptım. 

Konu sadece Sazköy 118 ada, 25-30-31-32 parsellerdeki imar izni değildir. Özellikle seçilerek alınan parsellerin sınırı Çamarası ormanlarına dayanmaktadır. Ülkemizde ormanların zapt edilmesinin ne kadar kolay olduğunu bugünlerde izliyoruz, hedef yıllar öncesinden konulmuş. Buradaki yapılaşmadan sonra orman kiralanacak, yapılaşacak ve katledilecektir.

Gelelim olayın sahiplenilmesine. Sayın belediye başkanımız bir basın açıklaması yaparak olayı savundu ve sahiplendi. Tüm yasal gerekçelerin, evrak olarak tamamlandığını ve bu nedenle ruhsat verilmesinde sakınca olmadığını vurguladı. Önceki belediye meclis kararına kimin itiraz ettiğinden ve bu davadan neden vazgeçtiğinden, bu dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından nedense hiç bahsedilmedi. Keşke bu açıklamaya TMMOB’den bir temsilci çağırılsaydı.

Sayın başkan; Akbelen için de mevzuat uygun şekle sokulduğu için ağaç katliamı yapılıyor. Meclisten mevzuatı uygun olduğu için 5’li çeteden Cengiz İnşaat’ın geçen ruhsatı ile doğa katlediliyor ve zabıtamız bile araziye giremiyor. Olay Susurluk kazasında araç içinden çıkan insan çeşitliliğine dönüştü. Bakalım bundan sonra olayın savunucularına kimler ilave olacak izleyeceğiz.

Bir de çok masum gösterilmeye çalışılan eko turizmden söz edelim. Tanımı, çevreyi koruyan, yerel halkın refah düzeyini gözeten doğaya duyarlı alternatif ve sürdürülebilir bir turizm çeşididir. İlk bakışta çevreci bir turizm algılanabilir ama bu alanda çadır falan kurulmaz, yine betonarme binalar dikilir. Yani ekolojik bir ortama yapılaşmayı götürürsünüz, yerel halkın refah düzeyini de düne kadar kendisine ait olan yerlerde amele olarak çalıştırarak” yükseltirsiniz.

Diğer önemli bir konu buranın orman olmadığı. Sazköy 118 ada, 25 parsel ve komşu parseller bağırıyor; “insanoğlu siz kağıt üzerinde ne derseniz deyin: biz ormanız, biz kendi kendimize gelişiyoruz, siz bize bakmasanız da biz büyüyoruz yeter ki bizi siz yok etmeyin” diyor.

Orman konuşamaz, ormanın içindeki canlılar konuşmaz ve haklarını arayamaz, tıpkı çocuklar gibi. bizler onların savunucu olmalıyız. Bizlere düşen görev budur. İtiraz ile ilgili olarak hukuki girişim başlatılmıştır ve olumlu sonuçlanmasını ümit ediyoruz. Olayın takipçisi olacağız.”

Muhabir; Hamdi Yörür