Eski Maden Sahalarının Rehabilitasyonu Paneli

Milas'ta, Milli Ağaçlandırma Günü etkinlikleri kapsamında, "Eski Maden Sahalarının Rehabilitasyonu" konulu bir panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Teknoloji ve Sürdürülebilirlik İletişimcisi Sertaç Doğanay yaptı.

Eski Maden Sahalarının Rehabilitasyonu Paneli

Panele, İstanbul Teknik üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Koç, 9 Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Çağatay Pamukçu, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Maden Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Taki Güler ve YK Enerji Proje Danışmanı Doç. Dr. Sultan Gündüz konuşmacı olarak katıldı.

YK Enerji Genel Müdürü Erol Demir, yaptığı konuşmada, 2025 sonuna kadar 1200 hektarlık eski maden sahasının rehabilite edilerek doğaya yeniden kazandırılacağını söyledi. Cumhuriyet tarihinin en büyük doğaya geri kazandırma projelerinden birine başladıklarını belirten Demir, "Ülkemiz ve şirketimiz için oldukça anlamlı bir günü yaşıyoruz. Bugün ağaçlandırma çalışmalarına başladığımız yer olan Hüsamlar maden ocağı, 40 yıl önce ilk kömürün çıkarıldığı alanlardan biri. Bu bizim ve Türkiye madenciliği için bir milat. Ömrünü maden sahası olarak tamamlayan bu alanı doğaya yeniden kazandıracağız." dedi.

Demir, yürüyecekleri uzun yolda kararlı olduklarını vurgulayarak, süreci bilimsel bir noktaya taşımak ve paydaşları sürece katmak için kendilerine rehberlik edecek danışmanlar seçtiklerini bildirdi. Bu yolda TTKD ile yürüyecek olmalarının kendilerine yol gösterici olacağını anlatan Demir, "8 bin fidanı toprakla buluşturduk. 2023 yılında ağaçlandırılacak 63 hektarlık saha için toplam 250 bin fidan dikilecek. Önümüzdeki yıl hedefimiz ise 500 hektardan fazla alanın ağaçlandırılmasıdır. 2025 yılı sonuna kadar toplam dikilecek bitki ve ağaç sayısı ise 3 milyondan fazladır." diye konuştu.

"Her ay bilim kurulu uzmanlarız sahaya gelerek rapor hazırlayacak"

TTKD Yönetim Kurulu Başkanı Koç ise YK Enerji'yi rehabilitasyon sürecinde tam yetkiyle izleyeceklerini ve raporları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. TTKD olarak doğru yapılanı desteklemenin, yanlış olanı söylemenin misyonları olduğuna vurgu yapan Koç, "Türkiye'de maalesef rehabilite edilen maden sayısı çok az. YK Enerji'nin başlattığı bu projeyi çok önemli buluyoruz. Ülkemiz için bir örnek olacağına inandığımız projenin takipçisi olduk ve denetleme görevini üstlendik. Her ay bilim kurulundan uzmanlarımız sahaya gelerek inceleme yapacak, rapor hazırlayacaklar. Bunu da kamuoyuyla paylaşacağız." değerlendirmesini yaptı.

"Dünyada tespit edilmiş 70 elementin 60'ı ülkemizde bulunuyor"

İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Kumral da ülkelerin gelişmişlik düzeyinin kişi başına tüketilen enerjiyle ölçüldüğünü, uygarlığın ise madencilik sayesinde geliştiğini kaydetti. Tüm dünyada en fazla 7-8 kilometre derinlikte, dünya ortalamasının 2,5 kilometre, Türkiye'de ise 250 metrede madencilik yapıldığını anlatan Kumral, şöyle devam etti:

"Ülke olarak mermercilik, taş ocakçılığı ve belli bölgelerde kömür madenciliği yapıyoruz. Birkaç bakır ocağımızla da övünüyoruz. Oysa dünyada tespit edilmiş 70 elementin 60'ı ülkemizde bulunuyor. Madencilik ve çevrenin birbirine zıt olarak gösterilmesi doğru değil. Bu kısır döngüyü çözmeliyiz. Halkı bilinçlendirmeliyiz. Madenleri işleteceğiz, bunu yaparken de yeni nesil çevre teknolojileriyle çalışacağız. Maden projesi yaparken çevre mühendisliği, iklim mühendisliği, rehabilitasyon süreçlerini yönetecek disiplinlerle birlikte hareket etmeliyiz."

"Maden atıklarından yeni malzemeler üretiyoruz"

MSKÜ'den Prof. Dr. Güler, günümüzde madenciliğin çevresel etkilerinin en aza indirilmesi için teknolojinin kullanılması gerektiğini ifade etti. En önemli konulardan birinin maden atıklarının teknolojiyle değerlendirilerek dönüştürülmesi olduğuna dikkati çeken Güler, "Bir diğer konu ise madenlerle üretilen ürünlerin ömrünü tamamladıktan sonra atık haline gelmemesi ve döngüsel ekonomiye kazandırılması. Biz üniversitede mermer ve krom atıklarını değerlendiriyor, daha katma değerli hale getiriyoruz. Bu atıkları farklı endüstrilerde kullanabiliyor, yeni ürünler üretebiliyoruz." dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağatay Pamukçu ise maden ocaklarının rehabilitasyonunun farklı aşamalardan oluştuğunu, ilk olarak ekosistem envanterinin iyi belirlenmesi, ardından sahanın stabilitesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Atıkların bertaraf edilmesi, su akış yolları ve drenaj kanallarının ıslahı ve toprak yönetiminin de mutlaka yapılması gerektiğini aktaran Pamukçu, şunları kaydetti:

"Başarılı bir rehabilitasyon için bölgenin coğrafi ve iklim koşullarına uygun olarak ağaçlandırılması gerekiyor. İklim koşulları ve sahanın yapısına göre, 1-2 yıl izleme ve bakım da büyük önem taşıyor. Başarısız olan dikimlerin yenilenmesi, yabani otların türemesinin önüne geçilmesi gerekiyor."

Rehabilitasyon projesinin danışmanlığını yapan Doç. Dr. Sultan Gündüz, YK Enerji ile başladıkları rehabilitasyon çalışmasının, 2025 yılı sonuna kadar uzanacağını söyledi. Müdahale edilen her alanda bırakılacak etkiyi doğanın kendi mekanizmalarıyla çözüme kavuşturmak gerektiğini bildiren Gündüz, şöyle devam etti:

"Bu projede çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini uyguladık. Projenin doğanın ve bölge halkının ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğine inanıyoruz. Ekosistem restorasyonuna bakış açısının yeniden sorgulandığı bir sürece adım attık. Bitkiler de bir sosyolojiye sahip. Her bitkinin çevresindeki diğer bitkiye kattığı yaşamsal değer var. Yani, burada sadece bir ağaçlandırmadan değil, büyük bir ekosistemden bahsediyoruz."

YK Enerji, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü'nde "Geleceğe Nefes" temasıyla Türkiye'nin en büyük doğaya yeniden kazandırma projesini başlattı ve Hüsamlar Maden Ocağı'na 8 bin fidan dikti. 2025 yılı sonunda toplamda 1200 hektara ulaşacak rehabilitasyon alanına 3 milyon bitki ve ağaç dikilmesi hedefleniyor.


Muhabir : Osman Akça