Müfredat Değişikliğine Hayır Dediler...

Milli Eğitim'deki müfredat değişikliğine tepki için meydana bir araya gelen sivil toplum kuruluşları temsilcileri, basın açıklaması yaptı.

Müfredat Değişikliğine Hayır Dediler...

Kent Konseyi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, TÜLOV, Eğitim Sen, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Eğitim İş Sendikası temsilcileri, Bodrum Belediye Meydanı’nda bir araya geldi. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün "Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir" sözünün yazılı olduğu pankartı açan eylemciler, ayrıca, "Tarikatlarla protokole dur de", "Çağdaş gençlik için çağdaş eğitim", "Bu müfredat aklımıza kısa devre yaptırır" yazılı dövizler tuttu. 

Basın açıklamasını Eğitim Sen'den Nurgül Metin Nugan okudu. Nugan, şunları dile getirdi;

"Bugün burada sizlerle Türkiye’nin geleceğini konuşacağız. Bir depreme, bir orman yangınına, bir sel felaketime gösterdiğiniz ilgiyi göstermenizi diliyoruz. Çünkü bilimden uzaklaştığımız için Soma’da, Çorlu’da, 6 Şubatta, İliç’te öldük.

Veliler! Bizimle birlikte olun! Çünkü bu konu size, bize değil çocuklarımız, torunlarımız için kaosun kapısını açmaktadır. Bu kapının arkasında akılcı düşünmeyen doktorlar, matematiği kavramamış mühendisler, kimyayı umursamayan kimyagerler duruyor. Sporcu, sanatçı bilim insanı yok!

Hangi partiden olursanız olun çocuklarımızın ve torunlarımızın yüzüne bakabilmek için, son yapılan MilliEğitim Bakanlığıeğitim programı değişikliklerine lütfen karşı durun. Neler olduğunu sizlerle paylaşmak için bugün buradayız.

Sevgili aileler, öğretmenler, sivil toplum örgütleri, sendikalar. İktidarların görevleri eğitimde uzmanlaşmış, üniversitelerle ortak çalışma yapabilen partilerüstü, liyakatli kadrolarla çalışmaktır. Toplumun tamamını kucaklamak devletin asli görevidir. Toplumların geleceğini düzenlemek asli hedefidir. Dini vakıflar ve cemaatlerin görüşleri Türkiye Cumhuriyeti’nin referans kaynakları olamaz. Laik bir yönetim, bilimsel eğitim esastır. Türkiye’nin değerleri “İnsan, vatan, ulus, cumhuriyet, Atatürk” kavramlarının terk edilmesinin bilimden uzaklaşmanın milli eğitime katkısı olmayacağı açıktır. Dur diyelim!

2005 yılından bu yana Anayasa’nın laiklik veeşitlik ilkesine aykırı yapılan değişikliklerin, yapılanmaların, temel eğitim yasası, eğitim bilimleri, gelişim ve öğrenme psikolojisinin tüm doğrularını ayaklar altına aldığı bir gerçektir. Taslak olarak hazırlanan çalışmaların hacmine ve geri bildirim sürecine bakıldığında tepeden inme, işbirliği ve şeffaflığa kapalı bir çalışma olduğu görülmektedir. Oysa eğitime dair karar süreci eğitimin tüm paydaşlarını kapsamalı, gerçekçi ihtiyaç analizine dayandırılmalı geri bildirim süreci de mantıklı olmalıdır.

Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren böyle bir konunun açık, şeffaf olması çok katmanlı bir sorumluluktur. Önerilen değişikliğin ideolojiden uzak, mantıklı, dünya gerçekleri ve bilimle yoğurulması zorunludur. Dil eğitiminden başlayarak, laik ve bilimsel eğitime dayandırılmamış bir eğitimin dünya uygarlığına nasıl bir katkı sunacağı, dünya ile rekabet eden geçlerimize neler kaybettireceğini tartışmaya bile gerek görmüyoruz. Buna dur diyelim! “Değerler” kavramının yeniden tanımlanarak dini içerikli açıklamalara dönüştürülmesine ise yaşamın doğal akışına aykırıdır. Buna dur diyelim! Programda kadınla ilgili olarak ele alınan konuların ise ne yaşam pratikleri ne insan vicdanı ne birey haklarıyla bağdaşmadığı apaçık ortadadır. Bu düşünce kalıplarıyla çocuk yetiştirmenin bir kıyım olduğu apaçık ortadadır. Dur diyelim! Belli bir din, mezhep ve dünya görüşünün “değerler” olarak sunulmanın ne birey ne de toplum yararını olmayacağı açıktır.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak sunulan metnin, iktidarın YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, tarikat ve cemaatlerle işbirliği içinde yürüttüğü 4-6 yaş Kur’an kursları, ÇEDES gibi eğitimde dinselleşmeyi arttıran uygulamaları tamamlayıcı nitelikte olduğu açıktır. Model, sömürü-rant, zulüm düzenine ucuz işgücü olarak hizmet edecek olan kuşaklar yetiştirmeyi ve toplumu totaliter tarzda biçimlendirmeyi, karma eğitimden uzaklaşmayı hedefledikleri açıktır. Buna dur diyelim! Soma’da öldük! Çorlu’da, 6 Şubatta öldük, İliç’te öldük! Binlerce öldük! Milyonlarca ölmemek için bilimsel laik eğitime sahip çık!"