Mazı ve Çökertme Turizm Planı İptal!

Bodrum’un Mazı ve Milas’ın Çökertme mahallelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca 2014 yılında onaylanan "Çökertme Turizm Merkezine" ilişkin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali, Danıştay tarafından onandı. Bu kararla Kissebükü’nden Çökertmeye kadar alanda 243 hektarlık turizm tesis alanı rafa kalktı.

Mazı ve Çökertme Turizm Planı İptal!

İMEAK Deniz Ticaret Odası ve Bodrum Denizciler Derneği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanan Çökertme Turizm Merkezine ilişkin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali için dava açmıştı. Muğla 1. İdare Mahkemesi, planı, mevzuata, şehircilik ilkelerine uygun bulmayarak iptal etti. 

Kent Haber’in edindiği bilgiye göre; iptal kararının Danıştay 6. Daire tarafından da onandığı bildirildi. 

Turizm merkezi olarak ilan edilen bölge, yaklaşık 796 hektar alanı kapsıyor. Plana göre, 243 hektar turizm tesis alanı, 112 hektar kentsel gelişim alanı, 268 hektar orman alanı, 133 hektar doğal karakteri korunacak alan, 7,99 hektar yeşil alan, 7.5 hektar ise 1. derece arkeolojik sit alanı olarak kalacaktı. 

Plan kapsamında turizm tesis alanları yoğun olarak koy, burun, yarımada gibi doğal karakterlere sahip Azmak Burnu, Çökertme Koyu, Hurma Koyu, Kissebükü, İnceyalı, Taşlıyalı kıyı kesimlerinde planlanmış olup planlama bütününde 243 hektar büyüklüğe sahip. 

Danıştay 6. Daire verdiği onama kararında “Turizm merkezi sınırları içerisinde her tür ve ölçekte plan yapma yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığına ait olduğundan ve planlama alanının tamamında anılan turizm merkezi kararının halen geçerli olduğu anlaşıldığından, davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan dava konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı. 

DENİZ TİCARET ODASI BAŞKANINDAN AÇIKLAMA 

Bodrum’un deniz turizmi ve ticareti için çok önemli bir bölge olduğuna dikkati çeken Deniz Ticaret Odası Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, Kent Haber’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Maalesef bu bölgelerde her geçen yıl koy sayımız azalmakta. Buna karşı yat sayımız da artmakta. Burada ters bir orantı var. Deniz turizminde nitelikli turizm yaptığımızı tüm Dünya biliyor. Kissebükü ve diğer koylar, mavi yolculuğumuz için çok önemli bir nokta. İş, sadece oraya yapılacak otelle bitmiyor. Bu yapılaşmanın doğal tabiatı bozacağı, arazi şartlarının uygun olmadığı ve mevcutta da bir tarım alanı olduğu, vatandaşlarımızın tarım yaptığını biliyoruz. Buralar, teknik ve sosyal altyapının olmadığı bölgeler. Buralarda altyapının geçmesi, yolların açılmasının ciddi bir tahribata neden olacağını biliyoruz. Dolayısıyla deniz sektörümüzün çok büyük bir sekteye uğrayacağını düşünüyoruz. Kissebükü mavi yolculuğumuzun ve deniz turizmimizin çok hassas bir bölgesi. Koylarımız, geçtiğimiz yıllarda yangınlara maruz kaldı. Yangınla ilgili hassasiyetimiz ortadayken bir de yapılaşma ile ilgili bu tarz girişimler, deniz sektörümüzü çok ciddi şekilde tedirgin ediyor.”

Mahkemenin açtıkları davada kendilerini haklı bulduğunu dile getiren Orhan Dinç, “Mahkeme, bizim doğa tahribatının olacağını, doğanın bozulacağını ve arazi şartlarının uygun olmadığını, buraların deniz turizmi için ne kadar önemli olduğu ile ilgili endişelerimizi haklı buldu.” dedi.