Sualtı Arkeoloji Tarihini Anlattı

Doç. Dr. A. Harun Özdaş, "Sualtı Arkeolojisi'nin Bodrum'da Başlayan Serüveni"ni anlattı. 

Sualtı Arkeoloji Tarihini Anlattı

Bodrum Deniz Müzesi’nde düzenlenen Denizcilik Buluşmaları’nın bu haftaki konuğu Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nde öğretim görevlisi Doç. Dr. A. Harun Özdaş idi. Halen UNESCO Türkiye “Dünya Sualtı Kültür Mirasının Korunması Sözleşmesi İhtisas Komitesi” Başkanlığını yapan ve uzun süredir Kalkınma Bakanlığı’nın desteğiyle “Türkiye Batık Envanteri Projesi” kapsamında arkeolojik sualtı çalışmaları yürüten Özdaş, "Sualtı Arkeolojisi'nin Bodrum'da Başlayan Serüveni" başlıklı bir sunum yaptı. 

Etkinlikte Kent Haber’e konuşan Özdaş, bu serüvenin bir anlamda süngercilik tarihi ile ilgili olduğunu ifade ederek şöyle dedi:

“1960 yılında süngerci Kemal Aras’ın Gelidonya Batığı’nın yerini göstermesi ile beraber Teksas Üniversitesi profesörlerinden George Bass ile Gelidonya Batığı’nın kazısını yapmasıyla Bodrum’da sualtı arkeolojisi başlıyor. Onların yaptığı kazıyla beraber Dünya’da aslında bilimsel sualtı arkeoloji kazıları gerçekleşiyor. Gelidonya’da başlayan süreç Yassıada ve günümüzde20. Yüzyılın en büyük keşiflerini içine alan Uluburun ve Serçe Limanı batıklarını içine alarak devam ediyor. Bunun çok önemli bir tarafı şu; Bodrum’un süngercilik merkezi olması suyun altında çok uzun zaman geçiren süngercilerin gördükleri batıkları hem Bodrum müzesine hem de Amerikalı ekibe göstererek bu batıkların kazısı ve keşiflerini gerçekleştirmeye imkan tanıyor.”

1960 yılında başlayan süreçte 100’den fazla batığın keşfedildiğini ve 12 batığın kazısının yapıldığını ifade eden Doç. Dr. A. Harun Özdaş, şubilgileri aktardı:

“Aslında baktığınızda bütün süreç 60 yıllık bir zaman dilimini kapsamakta. Bu zaman dilimi içerisinde 12 tane batığın kazısı gerçekleşiyor.  100’den fazla batığın keşfi gerçekleşiyor. Dünya denizcilik tarihinin en önemli mihenk taşları dediğimiz batıklar, Bodrum’un içine gelerek burada sergileniyor. Belki 2 şeyin üzerinde durulması lazım. Bir tanesi süngercilerin bu keşiflerde önemli bir anahtar rol üstlenmesi. Ondan sonra da bu malzemenin Bodrum’a getirilmesi. Bodrum ve Bodrum Kalesi sualtı arkeolojisinin aslında bir anlamda evi oluyor. Dünya’nın en önemli müzelerinden birisi kalenin içerisinde kurularak önemli bir süreç Bodrum’a kazandırılmış oluyor.”