ARI GENLERİ KORUNMALI

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Genel Başkan Yardımcısı Ziya Şahin,''Tarım...

ARI GENLERİ KORUNMALI
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Genel Başkan Yardımcısı Ziya Şahin,''Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yerli gen kaynaklarımızın korunmasına yönelik gösterdiği çabayı yerli arı ırklarımızın korunması konusunda da göstermelidir'' dedi.
Şahin, bal arılarının doğal dengenin ve eko sistemin en önemli halkalarından birini oluşturduklarına dikkat çekerek, ''Bu bağlamda son yıllarda tüm dünyada görülen kitlesel arı ölümleri, bilim insanları tarafından endişe ile izlenmekte, arı ölümlerinin nedenleri araştırılmaktadır'' dedi. Dünyadaki arı ırklarının yaklaşık yüzde 20'sini barındıran Türkiye'nin, bal arılarının gen merkezi konumunda olduğunu iddia eden Şahin, ''Bu genetik çeşitliliğin ve zenginliğin korunması, gelecek kuşaklara olan bir borcumuzdur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yerli gen kaynaklarımızın korunmasına yönelik diğer türlerde gösterdiği çabayı yerli arı ırklarımızın korunması konusunda da göstermelidir'' diye konuştu.
Yurt dışından damızlık dahi olsa ana arı ithalatının önlenmesinin hayati önem arz ettiğine işaret eden Şahin, şöyle devam etti:
''Aksi takdirde genetik kirlilik oluşacak, sahip olduğumuz genetik çeşitlilik ve zenginlik, heba olacaktır. Benzer şekilde, ülkemiz arı gen kaynaklarımızın yurt dışına çıkarılması da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın iznine bağlı olmalıdır. Bölgesel bal arılarının ıslahına yönelik çalışmalara hemen başlanmalıdır. Arı ıslahında; varroa ve Amerikan yavru çürüklüğüne dayanıklı hatlar oluşturulması konusunda çalışmalar yapılmalıdır.''
Şahin, Türkiye'deki arıcılığının fiili şartları göz önüne alınarak ilgili tüm kurum ve kuruluşların katılacağı ''ülkesel arı sağlığı projesi'' hazırlanıp hayata geçirilmesi gerektiğini anlatarak, şöyle konuştu:
''Özellikle varroa ve Amerikan yavru çürüklüğü ile mücadele konusunda bu tür projelere acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Varroa'nın yeterince kontrol edilmediği arılarda ve arılıklarda diğer hastalıkların yaygın olarak görüleceği bilimsel bir gerçektir. Arı hastalıkları ile mücadelede mum ve petek basım ünitelerinin yeniden yapılandırılmaları gerekmektedir. İthal mum girişi yasaklanmalıdır. Analizleri yapılmayan mumların kullanımına müsaade edilmemelidir. Amerikan yavru çürüklüğü tazminat kapsamına alınmalıdır. AB ülkelerinde yasaklanan ancak ülkemizde hala kullanılan tarım ve arı ilaçlarının kullanılması yasaklanmalıdır.''
Tarım ve hayvancılığa sağlanan destekler kapsamında arıcılara da yeterli destek sağlanması gerektiğini ifade eden Şahin, ''Organik bal üretimi, polinasyon, polen ve arı sütü üretimi, genç ve kaliteli ana arı kullanımı konularında desteklenmelidir. Arıcılığa verilen destek, sadece arıcılar ve arıcılık yönünden değil bitkisel üretimde ürün ve kalite artışı yönünden de değerlendirilmelidir'' dedi.
Şahin, üretim ve ihracatında Türkiye'nin ''tekel'' olduğu çam balı için ulusal strateji belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
''Çam balı üretim aracı olan Marchalina Hellenica'nın iklim koşullarına göre popülasyon dinamiği araştırılmalı, doğal yayılış alanları belirlenmeli ve bu alanlar korunmalıdır. Arıların salgısından çam balını ürettikleri çam pamuklu koşnili 'Marchalina hellenica', arıcılık ve çam balı açısından bir doğal varlık olarak görülmelidir.
Muğla, dünya çam balı üretim merkezidir. Muğla'da 60 bin hektar olarak tahmin edilen ancak yapılaşma, maden ocakları, kesim ve yangınlar nedeniyle gün geçtikçe azalan çam balı üretim alanı sadece Muğlalı arıcılar için değil tüm ülke arıcıları için bir geçim ve yaşam kaynağı oluşturmaktadır. Bu nedenle bu alanların korunması hayati önem arz etmektedir.
Çam balı üretim alanlarında yapılaşmaya izin verilmemeli ve basralı alanlardaki bakım kesimleri, bal üretim dönemleri sonunda Nisan ayında yapılmalıdır. Muğla'da 'Arıcılık Araştırma ve Uygulama Enstitüsü' ve 'Arıcılık Müzesi' açılmalıdır. ''