BkMM’NİN BU AYKİ GÜNDEMİ YİNE REFERANDUMDU

Bodrum da 5 yıldır periyodik olarak toplantılar yapan Bodrum Küçük Millet Meclisi...

BkMM’NİN BU AYKİ GÜNDEMİ YİNE REFERANDUMDU
Bodrum da 5 yıldır periyodik olarak toplantılar yapan Bodrum Küçük Millet Meclisi mart ayı toplantısında yine anayasa değişikliklerini masaya yatırdı.

Şubat ayında Cumhurbaşkanının yürütmeye ilişkin yetkilerini konuşan katılımcılar, Mart ayı toplantısında da Cumhurbaşkanının yasama ve yürütmeye ilişkin yetkilerinde yapılacak değişiklikleri gündemine aldı.

STK temsilcileri, Meslek odası ve sendika yöneticileriyle siyasi parti yöneticilerinin ve ilgi duyan yurttaşların davetli olduğu toplantıya CHP Muğla Milletvekilleri Ömer Süha Aldan ve Akın Üstündağ da katıldı.

Daha önce katılacağını bildirmesine karşın AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Muğla ziyareti nedeniyle toplantıda bulunamadı.

Toplantıda önce katılımcılar görüşlerini açıkladılar. Daha sonra da milletvekilleri, anayasa değişiklik maddeleri ve referandum sürecine ilişkin açıklamalar yaptılar.
Katılımcıların büyük çoğunluğu, “anayasanın bir toplumsal sözleşme olduğu, oy verenlerin çoğunluğu değil ama toplumun büyük çoğunluğunun kabulüyle ancak gerçek meşruiyetine kavuşacağı” konusunda görüş birliğine vardılar.

Bu referandum nedeniyle toplumu daha fazla germenin, ayrıştırmanın doğru olmadığını, her şeye rağmen sandıktan çıkan sonuca saygı gösterilmesi gerektiği konusunda fikir beyan eden konuşmacıların ardından gelen soruları da yanıtlayan vekiller, barış içinde kimseyi ötelemeden, küçümsemeden, halkın tercihlerine saygılı bir referandum kampanyası yürütülmesinin doğru olacağını söylediler.

Ömer Süha Aldan, değiştirilmesi düşünülen kimi maddelerin tali sorunlar olduğunu, en önemli değişikliklerden birinin güvenoyu müessesesinin ve gensorunun ortadan kalkması olduğunu açıkladığı konuşmasında, evet çıkması halinde artık ne yeni, ne de eski bakanların yargılanmasının pratikte mümkün olamayacağını, bir seçmenin bir seçimlik tercihinin milli irade olamayacağını, çünkü heran değişebileceğini ifade etti.
AK Parti içindeki kentli seçmenlerin de hayır oyu verebileceğine dikkat çeken Aldan ”ortak değerleri hep birlikte yok ettik. Ortak değer olarak demokrasiye ve hukuk sistemine sahip çıkmak gerekir” dedi.

Anayasanın toplumun büyük çoğunluğu tarafından kabul görmesi halinde ancak bir sözleşme anlamı kazanır diyen Akın Üstündağ da konuşmasında özetle şu konulara değindi;

“Demokratik ülkelerde olmayan torba yasa, sıkıntılı bir uygulamadır. İş 18 maddeyle bitmiyor, dolaylı olarak neredeyse anayasanın üçte biri değişecek. Tek adamlığın bir ülkeyi nasıl yıkıma götürdüğünün tarihte çok örnekleri var. Bu değişiklikle yaratılacak bir tek adam yönetimi yalnız bizim ülkemiz için değil, dünya için de bir tehdit, bölgemiz için tehlikedir. Çünkü cumhurbaşkanı HSK’ya hakim olmakla kalmayacak dolaylı olarak Danıştay, Yargıtay ve Anayasa mahkemesine de hakim olacaktır. Bu durumda kuvvetler ayrılığından söz etmek mümkün olmayacağı gibi hukukun üstünlüğü tamamen rafa kalkacaktır. Diğer yandan OHAL kararnameleri kadar cumhurbaşkanlığı kararnameleri de çok sıkıntılara neden olacaktır. Bizim geleneğimize başkanlık sistemi daha çok uyuyor diyenler doğruyu söylemiyor. Oysa bizim geleneğimizde güce ve haksızlığa karşı direnme kültürü vardır” dedi.

Konuşmaların sonunda çıkan ortak sonuç; “halkın tercihi evet de olsa, hayır da olsa değerlidir, saygındır, halk iradesine saygı göstermek gerekir. Ancak siyaseti belirleyenlerle oy veren seçmeni birbirinden ayrı tutmak gerekir” şeklinde oluştu.

Bodrum Küçük Millet Meclisi girişimcisi Gazeteci-Yazar Ayhan Ongun da yaptığı konuşmada;

“5 yıldır yaptığımız, adına vekil-müvekkil buluşması da diyebileceğimiz bu toplantılarda kısır tartışmalar ve polemiklerden çok, farklı fikirlerin bir zenginlik olarak değerlendirilmesi gerektiğinden hareketle bir konu üzerinde farklı siyasi düşüncedeki bireylerin ortak akıl arayışı olarak algılamak gerekir. Nisan ayı toplantımızı da referanduma ayırdık. 8 Nisan’da yapacağımız geniş katılımlı toplantıda yine tüm siyasi partilerimizi, bölge milletvekillerini, STK ve meslek odası temsilcileriyle sendika yöneticilerini ve söyleyecek sözü olan tüm duyarlı yurttaşlarımızı davet edeceğiz. Önemli olan barış içinde bir arada yaşayabileceğimiz bir ortamın yaratılmasına yönelik, birbirimizi dinlemeye, anlamaya dayalı bir ortak zeminin oluşturulmasıdır” dedi.