KHK İLE İHRAÇ EDİLEN HEKİMLERE DESTEK AÇIKLAMASI

Bodrum Devlet Hastanesi'nde görev yapan ve 14 Temmuz günü yayınlanan 692 sayılı...

KHK İLE İHRAÇ EDİLEN HEKİMLERE DESTEK AÇIKLAMASI
Bodrum Devlet Hastanesi'nde görev yapan ve 14 Temmuz günü yayınlanan 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Yasemin Demirci ile Ortopedi Uzmanı Dr. Başak Coşkun ve Yatağan'da Sağlık Teknisyeni olarak çalışan Erkan Tanrıverdi’nin ihraçlarına bugün yapılan bir basın açıklamasıyla tepki gösterildi. Çok sayıda kişinin katıldığı basın açıklamasında oldukça duygusal anlar yaşandı.

Bugün öğle saatlerinde Bodrum Devlet Hastanesi bahçesinde SES Muğla Şubesi ve Muğla Tabip Odası tarafından düzenlenen basın açıklamasına Dr. Yasemin Demirci ile Dr. Başak Coşkun başta olmak üzere CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve bazı siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, ihraç edilen doktorların hastaları ve yakınları katıldı. Eylemciler üzerlerinde “Bodrum’un kalbi durdu”, “Neden ihraç edildiler”, “Bu ceza Bodrum’a”, “İyi hekimlik ihraç edildi” sloganları
yazan pankart ve dövizler taşıdılar.

Basın açıklamasına katılan kimi vatandaşları oldukça duygusal anlar yaşadığı ve zaman zaman gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. Basın açıklamasını zaman zaman atılan çeşitli sloganlar eşliğinde okuyan SES Başkanı Fatma Yarış, sözlerine şöyle başladı:

“Arkadaşlarımız ve sizlerinde yıllarca sağlığınızı emanet ettiğiniz doktorlarınız artık bu kurumda çalışamayacaklar. Çünkü onlara artık burada çalışamazsınız deniliyor. Sevgili Bodrumlular, Bodrum Devlet Hastanesinin uzun süredir neredeyse tek Kardiyoloğu gibi görev yapan Dr. Yasemin Demirci ve Ortopedi Uzmanı Dr. Başak Coşkun artık bu hastanede görev yap(a)mıyorlar. Siz değerli Bodrum’luların 15 Temmuz tarihinden beri doktorlarınızdan mahrum kalmanızın nedeni gece-gündüz özveriyle sizlere hizmet sunmak için uğraşan ve sizlerin de çok sevdiği arkadaşlarımızın ihraç edilmiş olması. Bugün İyi Hekimliğin niçin ihraç edildiğinin açıklanmasını talep etmek için buradayız. Arkadaşlarımızın üyesi olduğu sendika ve Tabip Odası olarak; kamu yararına hizmet sunan, emek, demokrasi, barış ve laiklik mücadelesi yürüten, hak-hukuk-adalet isteyen iki örgüt olarak bunu istemenin demokratik hakkımız olduğunu biliyoruz. Hastane yönetim kademeleri başta olmak üzere bu ihraçta sorumluluğu bulunan tüm yetkililere soruyor ve açıklama bekliyoruz' Siz öncelikle halkın sağlığından sorumlu değil misiniz'”

“Arkadaşlarımız niçin ihraç edilmişlerdir'” sorusunu soran Yarış açıklamasını şöyle sürdürdü:

“KHK’lar da yerel istihbaratın önemli olduğunu düşünmekteyiz. Yerellerde iftira ve çamur atma politikalarıyla insanların işlerinden edilebildiği bir süreci yaşamaktayız. Maalesef ki hak, hukuk, adalet, vicdan gibi değerlerin yerine; ispiyonculuk, yalakalık, isim verme, gemisini kurtarma, rant, ötekileştirme gibi insani olmayan kavramların yerleştirilmek istendiğini görmekteyiz. Derdi eşit, parasız, nitelikli sağlık hizmeti sunmak olan onurlu sağlık emekçileri olarak bu yozlaşmaya teslim olmayacağımızı bir kez daha haykırıyoruz. Ve soruyoruz; arkadaşlarımız İyi Hekimlik yürüttükleri, adaletsizliklere, haksızlıklara, yanlışlara boğun eğmedikleri için mi ihraç edilmişlerdir' OHAL ilan edilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Üzülerek belirtiyoruz ki ülke bir yıldır OHAL’siz yönetilemez durumdadır.15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağı halen açığa çıkarılmamıştır. Basın mensupları, milletvekilleri, aydın, sanatçılar birer birer gözaltına alınmakta, tutuklanmaktadır. FETÖ operasyonlarıyla başlatılan süreç; adalet, eşitlik, özgürlük, laiklik, demokrasi ve barış isteyen muhalif kesimlere yönelmiştir. Bir yıldır çıkarılan 11 KHK ile 111 bin 240 kişi kamu görevinden ihraç edilmiştir. Bu KHK'ler meclisin onayına sunulmamıştır ‘olağan hukuka aykırıdır’ ve mahkemelerde hak arama yolu kapatılmıştır. İhraç edilen üç arkadaşımız hakkında da hiçbir soruşturma, inceleme ve adli kovuşturma yoktur. Yapılan bu hukuksuzluğun yanı sıra, yaz aylarında nüfusu iki milyonu aşan Bodrum’da Bodrum Devlet Hastanesinde mevcut kardiyolog ve ortopedist sayısıyla ve çalışanların özverisiyle hizmet yürütülebilirken, bu ihraçlarla nasıl hizmet yürütülecektir. Siz sağlık yöneticilerinin asıl görevi kamu sağlık hizmetinin aksamadan yürütülmesi değil midir' Bu KHK ile Bodrum halkı da cezalandırılmış olup, Bodrum’un sağlığı ile oynanmaktadır.”

İhraçlarla Bodrum’un kalbi durduğunu, kolu kanadının kırıldığını öne süren SES Başkanı Fatma Yarış, şu ifadeleri kullandı:

“Tıp eğitiminin zorluğu ve tıpçı yetiştirmenin güçlükleri ile 5 bin 400 kişinin ihraç edilmesi birlikte düşünülmelidir. Sağlık ihraçları tüm boyutlarıyla düşünüldüğünde halk sağlığına doğrudan zarar veren bir uygulama oluşturması tekrar tekrar düşünülmelidir. OHAL kapsamında 35 hastane kapatan AKP iktidarı, buralarda istihdam edilen binlerce sağlık emekçisinin sağlık hizmeti vermesini engellemiştir. Önemli bir kısmı uzun süreli işsiz kalırken iş bulabilenler de işyerlerinde psikolojik bir baskı altında kalmaktadırlar. Kamudaki ihraçların genelinin iş bulamadığı OHAL işsizliği durumunun, sağlık emekçileri için daha düşük oranda olduğu söylenebilir. Ancak sağlık sektöründe cari ücretlerin altında çalışmak zorunda bırakılan sağlık emekçileri özel sektör için yedek işsizler ordusu olarak bekletilmektedir. Hayatı darbelerle, Gülen Cemaati gibi cemaat ve tarikatlarla mücadele içinde geçmiş olan emek ve meslek örgütlerinden binlerce kişinin darbe ile ilişkilendirilerek atılması hiçbir biçimde kabul edilemez. Emeğimize, çalışma ve yaşam hakkımıza yönelen gerici-mezhepçi bir toplumsal yapı inşası için OHAL ve KHK rejiminin süreklileştirilmesine HAYIR diyoruz. Tekrar üstüne basa basa vurguluyoruz” dedi.

Sendikal hak ve özgürlüklerin suç olmadığını da ifade eden Yarış, açıklamasını şu sözlerle noktaladı:

“Bir sendikanın, konfederasyonun; anayasa ile yasalarla, ülkemizin altında imzası bulunan sözleşme ve anlaşmalarla güvence altına alınmış bulunan sendikal hak ve özgürlükleri kullanması ‘’Suç’’ değildir. Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürüttüğü için açığa alınan, ihraç edilen yönetici ve üyelerimiz de ‘’suçlu’’ değil, kamu emekçileri mücadelesinin onurudur. Hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alarak intikam hırsıyla KHK listelerini oluşturanların ve hazırlanmasına katkı sunanların peşini bırakmayacağız. İhraç edilen, açığa alınan tüm üyelerimiz tekrar görevlerine dönene kadar hukuksal ve örgütsel mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Basın açıklamasına katılan TTB Merkez konseyi 2’inci başkanı Sinan Adıyaman ile TTB yüksek onur kurulu üyesi Ali Çerkezoğlu da eylemde birer açıklama yaparak ihraç edilen doktorlara destek verdiler.

Açıklamaların ardından söz alan ihraç edilen doktorların hastaları ve yakınları, ihraçlardan duydukları üzüntüyü dile getirerek doktorların mesai gözetmeksizin hastalarıyla özveriyle ilgilendiklerini dile getirdiler.

Eylemde söz alan bir hasta yakını “Benim eşim 20 yıldır ağır kalp hastası ve pille yaşıyor. Biz Bodrum’a bir mezarlık seçmeye geldiğimizde Yasemin hanım bizi hayata bağladı. Yasemin hanım 3 yıldır eşimi olmadığından daha iyi hale getirdi. Biz doktorumuzu geri istiyoruz” dedi.

ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı da Dr. Yasemin Demirci’nin annesinin doktoru olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:

“Bugün ben buraya anneme verdiğim sözü tutmak için geldim, o gelmek istediği halde hastalığından dolayı gelemedi. Yasemin’le ilk karşılaştığımda şöyle bir şey söyledim ‘bir devlet hastanesinde böyle bir hekim nasıl olabiliyor’. Daha sonra geldiğimde 19.30 randevu görünüyor. Siz bu saatlere kadar çalışıyor musunuz’ dedim. ÇYDD’nin 20 yıl başkanlığını yapan büyük hekim Türkan Saylan’ın ışığını gördüm ben Yasemin hanımda” dedi.

Grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı.