Kıyı Komisyonu'ndan Çok Sert Eleştiriler!

Bodrum Kent Konseyi Kıyı Komisyonu, "Yağma Talan İşgal… Bodrum’un yasak kıyıları" başlıklı sunumun yapıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Sunumda kıyı işgalleriyle mücadelede Bodrum Belediyesi ve Başkanı Ahmet Aras’a çok sert eleştiriler yöneltilerek, belediye ve başkana inancın zedelendiği ifade edildi.

Kıyı Komisyonu'ndan Çok Sert Eleştiriler!

Hakan Aykan Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Kıyı Komisyonu’nun yaptığı tespitler ve kıyıların mevcut durumu anlatıldı. 

Hazırlanan sunum metnini okuyan komisyon üyesi Feyha Karslı, şu sözlere yer verdi:

“2019 yerel seçimleri öncesinde belediye başkan adaylarını dinledik, sorular sorduk. Yanıtlara, verilen sözlere inandık. Seçilen yerel yönetimin toplantılarda belirttikleri görüşleri, yansıttıkları vizyonları ile daha bir umutlandık. Mevcut rant politikalarından, talandan yana taraf olunmayacağına da dilsiz ve tarafsız kalmayacaklarına olan umudumuz da arttı. Bir diğer umut veren, yeni yerel yönetimin katılımcı yönetim, şeffaflık, eşitlik yönündeki beyan ve kararlılık ifadeleri idi.

Bu umut, inanç ve sinerji ile 24 Mayıs 2019 tarihinde yapılan Bodrum Kent Konseyi seçimleri sonrasında farklı konularda çalışma grupları ve komisyonlar kurduk. Bu komisyonlardan biri de Kıyı Komisyonu idi.

Komisyon olarak, 2019 yılının Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında 15 kıyı şeridinde güncel hukuksuz durumu yerinde tespit ettik; fotoğrafladık, videolarını çektik ve kıyıların talan, yağma ve işgal altında olduğunu belgeleyen raporu hazırladık.  

Özetle raporda; kıyıya ulaşımın, hatta yer yer denizin görülebilmesinin bile imkansız olduğunu ve ancak işletmeler tarafından istenen ücretin ödenmesi halinde kıyı kullanımının mümkün olduğunu tespit ettik. Raporu 24.12.2019 tarihinde Başkan Ahmet Aras, başkan yardımcıları, belediye ile ilgili personelin de bulunduğu kamuya açık bir toplantıda sunduk. Rapor ve sunumumuzda zaten hepimizin bildiği, ancak yerel ve merkezi yönetim tarafından uzun yıllardır işgalin, talanın kaldırılmasına dair gereğinin yapılmadığı işgalleri de gösterdik, genel yasal çerçeveyi de belirttik.
 
Bu sunumun hemen ertesinde Başkan Ahmet Aras’ın talebi ile Belediye ve Kent Konseyi birlikte Kıyılar Çalışma Grubu oluşturuldu. İşgallere, talana karşı kurulmuş bu komisyon hiç çalışamadı. Amacını, hedeflerini, çalışma sistemini belirleyemedi. Çünkü sadece bir kere bir araya gelebildi. 

Kıyılar özel yasa ile korunmaktadır. Anayasa’nın 43. Maddesi kapsamında devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
 
Buradan hareketle İmar Barışı adı altında 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış kıyı yapıları ve iskelelere imar affı getirilmesi, verilen yapı kayıt belgeleri de kesinlikle Anayasa ve Kıyı Yasa'sına aykırıdır. Ancak; bu konuda ne baroların, ne muhalefet partilerinin ne de kıyı belediyelerinin yargıya başvurusunu henüz duymadık.  
İşgal, talan, yağma ile ranta kurban edilen kıyılarla ilgili şimdiye kadar tüm sözlerimizde, mücadelemizde, itirazımızda karşımıza konan sürdürülebilir turizm ve gelirleri gerekçesi ise koca bir yalandır, aldatmacadır.
 
Dünya’nın önde gelen turizm destinasyonlarından Tayland, ABD’nin turizm merkezleri olan Hawaii adaları, Florida, Kaliforniya ve Virgin Adaları, İspanya, Meksika, Barbados hiçbir şekilde otellerin ve mülk sahiplerinin kumsalları mülkleri gibi kullanmasına izin vermeyen ve dünyanın belki de en yüksek turizm gelirine sahip sahil bölgeleridir. Dünya’nın en gözde ve lüks otellerine sahip Hawaii adalarında, hemen hemen tamamı deniz kıyısında yer alan oteller, dünyanın en varlıklı turistlerini halka açık plajlara sahip olarak ağırlıyorlar.
 
"İŞGAL VE TALANIN HIZ KESMEDİ, BELEDİYE HİÇBİR ŞEY YAPMADI"
 
Kıyılarda yaptığımız yeni tespitlerde, Turizm’de de başlayan hareketlilikle birlikte işgal ve talanın hız kesmeden devam ettiğini, Belediye’nin eski yönetimlerin alışkanlığını devam ettirerek hiçbir şey yapmadığını, sessiz kaldığını, işgallerin yenileriyle birlikte devam ettiğini tekrar gözlemledik. Haziran, Temmuz ayında Bodrum Kent Konseyi talebiyle Belediye ile birlikte yapılan “Denizden Bakış” çalışması sonucu denizin içinde de kıyılardaki gibi aynı umarsız, yüzsüz, hırslı talanın var olduğu tespit edildi.

Bu veriler ile Belediye Başkanı Aras’tan tekrar toplantı talep ettik. 24.06.2020 tarihinde toplantı gerçekleşti. Bu toplantıda; 24.12.2019 tarihinde sunumu yapılan Kıyı Komisyonu Raporu ve K.K.Başkanı Arif Yılmaz’ın da katıldığı “Deniz’den Bakış” Çalışması ile; Anayasa ve ilgili yasalara aykırı olarak İlçemiz kıyılarının ve denizin ticari işletmeler ve şahıslar tarafından işgal edilmesine, Dolgu, iskele vb. yasalara aykırı yapılarla kıyı çizgisinin, kıyı kenar çizgisinin, denizin doğal yapısının bozulmasına, Kamu yararının, koruma ve kamu yararı dengesinin tamamen yok edilmiş olmasına, Kıyıların yaşayanların kullanımına tamamen kapatılmasına karşın;
Yasa ve yönetmeliklerin uygulanarak işgallerin engellenmesi, kaldırılması için ne planlandığını, Şimdiye kadar ne yapıldığını, Yapılamayan işlemlerle ilgili sebeplerin ne olduğunu sorduk. Bu sorularımıza cevap alamadık. 

Ocak ayında kurulan komisyonun çalışmadığını da belirttik. Verilen sözlerin tutulması, her iki raporla tespit edilen kıyılardaki, denizdeki yasaya aykırı durumun engellenmesi ve gereğinin yapılması için ısrarcı olduk. Başkanın isteği ve görevlendirilmesi ile Belediye ve Kent Konseyi’nin daha geniş kapsamlı ortak çalışması için yetkili personel ile birlikte komisyon kurulmasına karar verildi. Bu konuda özel kalemine yanımızdayken talimatını iletti. Komisyonun kurulması için süreci takip ettik, bekledik, sorduk, tekrar sorduk ve bugüne geldik.

Biliyoruz ki "Bir işi çözmek istemiyorsanız komisyona havale edin" derler. Biz daha komisyonu bile kuramadık.

Bu toplantıda Green Destination kapsamında Bitez kıyılarında, iki meclis üyesinin Bitez kıyılarının kullanım planlaması için görevlendirildiğini de öğrendik. Kullanım planlaması ifadesine koruma dengesinin de eklenmesini ve planlama süreçlerine dahil olmayı talep ettik.Bu konudaki talebimize de cevap alamadık.

"BODRUM BELEDİYESİ’NE İNANCIMIZ ZEDELENDİ!"

İşgal, talan, aynı umarsızlık, hukuksuzluk ve yüzsüzlükle devam ediyor. Bu uygulamalara son vermeye yönelik bir irade göremiyoruz. Yaşadıklarımızdan sonra Bodrum Belediyesi’nin birlikte çalışmaya, katılımcı yönetim talebine, hesap verilebilirliğine, yönetişim ilkesiyle yol alma isteğine olan inancımız zedelendi. Biz beyan edilen politikalara inanma gafletine düştük. Bu bizi biraz durdurdu, bekletti.

Ancak bu hukuksuzluğa, talana, işgale karşı mücadelemiz Bodrum Belediyesi’nin politikaları değişsin ya da değişmesin devam edecek.

Ahmet Aras verdiği bir röportajda "Özlediğim Bodrum’a dönmek artık çok zor ama elimizdekini korumak olası" demişti. Soruyoruz: Nasıl koruyacaksınız?
 
Biz zaten gördüğünüz, zaten bildiğiniz işgalleri yerinde tekrar tespit ettik, raporladık, tekrar tespit ettik, denizden de, dibinden de tespit ettik, belgeledik, resimledik, video çektik sunduk, verdik, raporlarla anlattık. Seçim öncesinde ve hemen seçim akabinde kararlılıkla söz verdiğiniz politikalarınız için sizi destekledik.
 
Soruyoruz: Nasıl koruyacaksınız? Taraf olduğunuzu beyan ettiğiniz politikaların bugün neresindesiniz?
 
Biliyoruz ki taraf olmak politik sorumluluk almak gerektirir.

Ahmet Aras bu sorumluluğa talip oldu. Ve bizler bu politik sorumluluğun yükünü paylaşmak için hem STK’lar olarak, hem politik duruşumuzla, hem emeğimizle, hem görüş ve tolerans gösteren yaklaşımımızla gereken desteği verdiğimiz düşüncesindeyiz. Ahmet Aras’ın da ifade ettiği gibi Bodrum’a sahip çıkmak "Bodrum’un Belediye Başkanı’nın çiğ çiğ yenmesine izin vermemekle mümkündür." Bodrum Belediye Başkanı’nın çiğ çiğ yenmemesi için Bodrum halkı STK'ları, meclisleri, yerlisi, yerleşiği, engellisi, kadını, genci ile bugüne kadar kararlılıkla dayanışma gösterdi. Biz Bodrum’a sahip çıkmaya devam ediyoruz. Ya siz?”

"İŞGALLER KALDIRILMADIĞI GİBİ ARTMIŞTIR!"

Açıklama sonunda basın mensuplarının soruları yanıtlandı. Ahmet Aras döneminde Mehmet Kocadon dönemine göre kıyı işgallerinin artıp artmadığı ile ilgili soruya Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüleri Derneği Başkanı Sema Höcek, şu yanıtı verdi:

"Eskiden gelen işgaller tabi ki var. Umudumuz bu işgallerden en azından bir kısmının kaldırılmaya başlanmış olmasıydı. Karada göstermelik yıkımlar oldu. Bu bana göstermelik geldi, şahsi fikrim. Fakat kıyıda hiçbir şey olmadı. Dodo Beach yıkıldı ama kesin korunacak hassas alan ilan edildi. Sebebi budur. Kıyıda encümen kararı kesinleşmiş, mahkeme kararı kesinleşmiş hiçbir kaçak yapının, oluşumun kaldırılmasına şahit olmadık. Dolayısıyla sorunun yanıtı şöyle; artmıştır. İşgaller kaldırılmadığı gibi artmıştır. Beklentimiz çoktu. O beklenti çok sarsıldı. Maalesef eski talan devam ediyor."

"BİR EMLAK ŞİRKETİNİN LANSMANINDA BELEDİYE BAŞKANI OLAMAZ!"

Höcek, kesinleşmiş kararlara rağmen ısrarla yıkılmayan yerler olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

"Kesinleşmiş encümen kararları var, mahkemece alınmış yıkım kararları var. Elimde çok somut örnekler var. Dernek olarak yapı kayıt belgesini iptal ettirdiğimiz yerler var. Yapı kayıt belgesini yıkın bunu diye iptal ettirdik. Devamlı yazıştığımız bir yer var. Ne bir cevap var. Büyükşehir cevabında ‘Yetkili Bodrum Belediyesi’dir. İvedilikle’ diyor. Bunlar gayri ciddilik. Alt kadrolarda sorunlar olabilir, iletişim eksikliği olabilir ama bu bizim sorunumuz değil. Biz çok somut verilerle geldik, somut eylem istiyoruz. Kıyılarda yıkılması gerekenlerden bir an evvel başlayın. İstiyorsanız gelin biz size gösterelim eğer dosyaları karıştırmak zor geliyorsa. Bir de, bu benim kişisel görüşüm, belediye başkanları bulundukları toplantılarda bazı ticari pazarlamaların oldukları yerlerde bulundukları zaman benim şahsen kırılma noktam orada başladı. Güven duygusunda. Olmaz, etik değil. Bunu da söylemeden geçemedim. Bir emlak şirketinin lansmanında belediye başkanı olamaz. Olursa ‘Ben bu taraftayım’ der. Biz de vatandaş olarak elimiz açık, ne yapacağız diye düşünürüz. Bunlar tamamen yapıcı eleştirilerdir. Kesinlikle başkanı kötülemek, birilerine ‘al bak sana malzeme verdim’ şeyi değil."

Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz ise işgale karşı yapılan çalışmalardan çok umutsuz olmadığını ifade ederek "Bodrum kıyılarındaki işgal sorunu sırf Bodrum Belediyesi sorunu değil. İşin içine girince çeşitli bakanlıkların ciddi sorumlulukları olduğunu gördük. Çalışmalarda somut ne oldu derseniz; mermer tozlarına karşı çalışma yapıldı. Ege ve Akdeniz’de yüz binlerce ton mermer tozu siparişleri iptal edildiği duyumlarını aldık. Bu pozitif  bir gelişmeydi."

Toplantıya katılan CHP’li Bodrum Belediyesi meclis üyesi Mutafa Çortoğlu ise şunları dile getirdi:

"Bodrum’da sahiller kullanılamaz durumda. Buna nasıl bir çare buluruz. Sizinle buluruz. Bu grup ne kadar büyürse o zaman buluruz. Yani burada 30 kişiyle değil, 300 kişiyle, 3000 kişiyle olur. O zaman biz bu sorunu çözeriz. Ahmet Aras başkanımızı tabi ki yedirmeyiz, böyle bir şey yok. Ahmet Aras başkanımız sizden ve bizden aldığı güçle bu işi çözebilir."