KORONA...

Serdar Karcılıoğlu, dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgının Türk turizm sektörü üzerinde olası etkilerini yazdı...

KORONA...

Tam da, Amerika ile İran arasında oluşan önemli gerginliğin ardından, “Korkulan olmadı, Bölgemiz olası bir 3. Dünya Savaşının yaratabileceği ateş çemberi içerisinin tam ortasında kalacak idi… 
Teğet Geçti… Derken… 
Bu kez de CORONA VİRÜS'ü denen bir meret geldi başımıza…

İlk olarak 2019'un Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan corona virüsü, Antarktika hariç tüm kıtalara ve 100'den fazla ülkeye yayılırken, bugün itibarıyla virüs görülenlerin sayısı dünya çapında 120 bin kişiyi aştı.

Virüs salgını dünya genelinde yayılırken Türkiye’nin komşularının tamamında birçok hastaya Corona Virus teşhisi kondu. Coronavirus salgınında dünya genelinde tanı konulan vaka sayısı 110 bin 41 olarak kaydedilirken dünya genelinde ölü sayısı ise 3 bin 825’e ulaştı. 
Çin dışında en çok ölüm ise 366 ile İtalya ve 194 ile İran’da yaşandı.
Başta Almanya olmak üzere hemen diğer tüm Avrupa ülkelerine de hızla yayılan virüsün rüzgârdan nem kapan ülke turizmimize yapacağı etkiden çok, bu kez her yıl bir buçuk milyar insanın seyahat organizasyonuna katıldığı ve Dünya Turizm Örgütünün 2020 yılında dünya turizm hacminin 2 trilyon dolar olacağına ilişkin tahmininin dahi Dünya turizm sektörüne ve bu dolaşımdan ciddi ölçüde paylar alan ülkelerin ekonomilerine vuracağı darbenin boyutlarını düşünmek dahi istemiyorum…
Tabii Virüsün ülkemize geç gelmiş olmasının doğacak negatif etkiyi, virüsle boğuşan ülkelere nazaran daha hafif atlatacağımızı düşünmek ise en büyük hata olacaktır.
Virüsün etkilerinin azalacağı hatta yok olacağını; Yaz gelecek! Sıcaklar artacak! ile izah edenlere ve halen daha deve kuşu misali kafasını kuma gömenlere, sektörel kaderimizin sonuçlarının “Eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra Allaha emanet et” Atasözümüz ile eşdeğer olacağından kuşku duymamalarını hatırlatmakta fayda görüyorum…

Empati yapalım, henüz ülkemizde büyük bir salgın olmamasına rağmen toplu yerlerde bulunmaktan, uçağa binmekten, el sıkışmaktan öpüşmekten kaçındığımız, maske, antiseptik jel ve spreylerin eczanelerde yok sattığı bir ortamda virüsün sonuçlarını en acı şekilde yaşayan, ülkesindeki şehirlerin dahi kapılarının kapatıldığı, marketlerde gıda stoklarının tükenme noktasına geldiği (ki bu kavram insanların kendilerini evlerine kapatacağı anlamına gelmektedir) insanların böyle bir durumda tatili düşünebileceklerini ve seyahat programı yapabileceklerini mi düşünüyorsunuz?

Bir de bu arada; TUADER ve POYD'un öncülüğünde “Daha İyi Bir Dünya İçin Turizm” sloganı ile ve de bir takım STK'ların ve sektörün kanaat önderlerinin eksiksiz! Olarak yer alacağı sektör akademi arasındaki bağları güçlendirileceği, 02/05 Nisan'da Antalya'da 1. Türkiye Turizm Zirvesi gerçekleştirilecekmiş,
Tüm Dünya bu Corona Virüsü illeti ile boğuşurken, bizde sanki hiçbir şey olmamış gibi;
Arkadaşlar siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?
Böyle bir zirve de neyin nesi oluyor?
Bu ortamda ne konuşacaksınız? İstatistik mi uçuracaksınız? 
İnsanlar ölüyor, şehirler, bölgeler, sınırlar kapatılıyor,
Kala kala Akademi Dünyası ile saflarımızı sıkıştırmamız mı kaldı!
Allah akıl fikir versin!

Neyse konumuza dönelim,
Uzun lafın kısası…
Doğruda turizmi vuracak “Global Kriz” hem de öyle böyle değil kapımızdan içeriye girmek üzeredir…
Ve bu krizden sektörün tüm paydaşları etkileneceği gibi yaratacağı sarsıntıyı en fazla otellerimiz hissedecektir.
Büyük bir bölümü zaten krediler ile ayakta duran, son yıllarda üst üste yaşanan olaylar nedeniyle bir ileri iki geri giderek borç harçla ayakta durmaya çalışan konaklama sektörü için bu kez tehlike çanları geri dönülemeyecek etkiler yaparak çalmak üzeredir.

Çok zor ve büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz kazanımlarımızın, bir daha toparlanamamak üzere yok olmalarına müsaade etmemeliyiz...

Belki şeytanın avukatlığını yapıyor, belki karamsar bir tablo çiziyorsun diyenleriniz olabilir ama ne yazık ki;
Matematik öyle demiyor… Gelen sinyaller parazitli geliyor…
Bunları niçin söylüyorum,
Bakın bugün ülkede herkes bir ağızdan virüsün ülkemize geç girmemesinin, T.C Sağlık Bakanlığımızın tehlikeyi en önceden görüp gerekli tedbirleri almasına bağlamaktadır. 
Sonuçları ve ekonomik yıkıntısı büyük olabileceğinden, Devlet desteği olmadan bu krizden çıkış yolu da yoktur…
Mesleğin içerisinden gelen Sağlık Bakanının yaptığı yerinde hamleyi,
Yine mesleğin içerisinden gelen Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yapmalıdır…
Kaostan çıkış yolu için tüm paydaşlarla biraraya gelerek bir an önce kriz yönetimi oluşturmalı ve önlem almalıdır…
Böyle bir ortamda sektör yalnız bırakılmamalıdır…

Sevgilerimle,