8 Yıldır Mücadele Veriyor

Bodrum’da hastanede böbrek hastası babasını kaybeden Ömer Akçakaya, babasının ölümünde ihmali olduğunu iddia ettiği doktor hakkında şikayetçi oldu. Akçakaya, hukuk mücadelesini sürdürüyor.

8 Yıldır Mücadele Veriyor

İlçede yaşamını sürdüren Ömer Akçakaya, 2015 yılında diyaliz hastası babası Hasan Hüseyin Akçakaya fenalaşınca Bodrum Devlet Hastanesi’ne getirdi. İddiaya göre şizofren olduğunu ifade edilen doktor A.D., hastanın kullandığı kalp hapından dolayı rahatsızlık geçirdiğini ve hapı bırakması durumunda iyileşeceğini söyledi. Diyaliz hastası 54 yaşındaki Hasan Hüseyin Akçakaya, yaklaşık 30 dakika sonra vefat etti. 

Akçakaya Ailesi, doktorun hastayla yeteri kadar ilgilenmediği, tedavi sürecinde uzun dakikalarca ortadan kaybolduğu ve kendisine ulaşılamadığı, hastanın diyaliz hastası olduğu ve durumun aciliyetini gözetemediği, tahlil sonuçlarını gerektiği gibi analiz edemediği, hastayı diyalize sevk etmediği ve hastanın vefat ettiği gerekçesiyle doktor A.D. hakkında hem mahkemeye hem de Tabip Odası’na şikayette bulundu. Aile, soruşturma sürecinde doktorun psikolojik rahatsızlığı bulunduğunu öğrendi. Doktorun ise bu sürede başka bir yere tayini çıktı. 

Doktor, sadece 3 ay görevden uzaklaştırma cezası alırken Akçakaya ailesi hukuk mücadelesini sürdürüyor. Olayın yaşandığı dönemde babasının diyalize yeni başladığını ifade eden Ömer Akçakaya, şunları söyledi;

“2015 yılında babam yeni diyalize başlamıştı. Böbrek rahatsızlığı vardı. Diyaliz olduğu günün sabahı babam bacaklarında biraz halsizlik hissettiğini söyledi. Bizde boşa bırakmayalım devlet hastanesine gidelim dedik. Acilden giriş yaptık. Giriş yaptıktan 2.5 saat sonra bize çıkıp başınız sağ olsun dediler.  Ama biz bu 2.5 saat boyunca babamla yan yana oturduk sadece en fazla 30 dakika babamı göremedik. Geri kalan zaman içinde hep beraberdik. Hiçbir şeyi yoktu. Doktorun bize ‘kullandığı kalp hapından dolayı rahatsızlık olmuştur kullanmasın daha sonra kendini toparlar’ dedi. Ama 30 dakika sonra babamı kaybettik. Dava açmamızın sebebi ise, doktorumuzun hareketleri çok şüpheliydi alakalı bir doktor değildi, umursamaz bir doktordu. Ama tabii başta babam vefat edince olayın şoku ve acımız derken kısa bir zaman geçti. Daha sonra kafamızı toparladığımızda niye böyle oldu böyle olmaması gerekiyor dedik ve dava açmaya karar verdik.”

3 ayrı dava açtıklarını dile getiren Akçakaya, “Ama Savcılık buna onay vermedi. Devlet hastanesinde çalışan bir doktor olduğundan dolayı Kaymakamlığın mı Savcılığın mı ne onay vermesi gerekiyormuş ki soruşturulmanın açılması için. Tabi ki soruşturma açtırılmadı. Zaman içinde Tabipler Odası bilirkişi atadı, araştırdı bizim ifadelerimizi aldı. Doktorun ifadesini yaklaşık 1,5 yıl alamadı. Ha bire doktorun tayini çıktı. Didim Devlet Hastanesi’ne oradan Aydın’a daha sonra da bulunamadı ama zorla da olsa alındı ifadesi. Bilirkişinin yaptığı araştırmada doktorun şizofren hastası olduğu ortaya çıktı. Bunu duyunca bizde şoka girdik. Acaba bir yanlışlık mı var diye ama enteresan bir durum. Lafın gelişi değil baya raporlu şizofren hastası ve Tabipler Odası bunu bize yazılı olarak bildirdi. Evrakları da var. Daha sonra Tabipler Odası Onur Kurulu 3-4 defa toplandı ve doktora 3 ay meslekten men cezası verdi. Doktorun uyguladığı tedavi de yanlışmış. Yani normalde babamın yaşama ihtimali çok yüksekti. Bazı şeyler ecel gelince bahanedir ama şimdi bir ihtimal var yaşam ihtimali ve bir insanı ölüme bırakmak var. Resmen babamı ölüme bıraktı ve öldü. Ben babamla arkadaş gibiydim. Babamın ölümü bende bir sürü hastalık çıkardı ve daha yeni anjiyo oldum. Yaşım 36 anjiyo oldum. Bu davalar esnasında adli tıpa giden raporlar doktoru haklı buluyor. Tabipler Odası’nın yazdığı raporları verdiği cezayı hiçbir şekilde ön plana almıyor, hatta dosyada bile göstermiyor. Anlamadığımız şu şizofren hastası bir doktor nasıl hastanede özellikle devlet hastanesinde nasıl görev yapabilir?” dedi. 

“Ben babamın rahat uyumasını istiyorum” diyen Ömer Akçakaya “Kendi kafamı artık yastığa rahat koymak istiyorum. Çünkü aklımızdaki soru işaretleri çok fazla. Neden, niçin? Kardeşim babasız kaldı, babam çok gençti vefat ettiğinde. Neşe doluydu, saçında 1 tel beyazı yoktu. Amacımız kimseyi rencide etmek değil, amacımız ölmüş babamın hakkını aramak.” şeklinde konuştu.