GOLF TURİZMİ
Milas Tuzla bölgesinde yapımı süren ve yapımına başlanacak olan golf tesisleri ile...
Milas Tuzla bölgesinde yapımı süren ve yapımına başlanacak olan golf tesisleri ile ilgili çıkan haberlerin ardından Bodrum basınına konu ile ilgili bilgiler verilmek üzere bir gezi düzenlendi. Net Holding tarafından düzenlenen gezide basın mensuplarına golf sahaları hakkında bilgiler verildi. Muğla yöresinde çalışan bazı basın mensuplarının katıldığı geziye Net Holding Yönetim Kurulu üyeleri Can Pulak, Haluk Elver başta olmak üzere proje koordinatörleri de katıldı. Kıbrıs'ta bulunan bir golf tesisine gerçekleştirilen gezide sahada kullanılan çimlerden kullanılan su miktarına kadar birçok konuda bilgiler verildi. Net Şirketler Grubu Yatırımlardan Sorumlu Yöneticisi ve Yönetim Kurulu üyesi Haluk Elver Ağaoğlu şirketi ile birlikte yaptıkları proje hakkında bilgiler vererek, şöyle konuştu:
"Bu proje 1989 yılında Net Grubu'nun turizmde verdiği hizmetler kapsamında ele alındı ve turizmin daha kalıcı olması çeşitlendirilmesi konusunda bir yatırım yapmak ihtiyacı doğdu ve biz bu araziyi o zaman satın aldık. Büyük bir projedir. Türkiye'nin önemli gruplarından Ağaoğlu Grubu ile birlikte ki Ağaoğlu Grubu, bu projenin bütün yatırımını üstlendi. Şu anda imarı onaylı olan bu proje, önümüzdeki günlerde ilk etabının gerçekleşmesini sağlayacak. Şöyle bir yanlış anlaşma var. Bir kere bizim projemizde lagün alanın içerisinde değil. Bizim lagün alanına geçen arazilerimiz vardı. Biz bunları, imar planı yapılırken, hepsini terk ettik, yani kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kenar olarak, bunlar devlete terk edildi. Bundan sonra 50 metre, ve 50 metre olmak üzere 100 metre bir koruma kuşağı oluşturuldu. Ondan sonra da golf alanında hiçbir yapılaşma olmadan tamamen golf alanının inşasına yönelik çim alanlar ve doğal alanlar bırakıldı. Golf alanında 18 delik 650 dönüm civarındadır. Esasında burada esas oyuncuların oynadığı yerler çok daha kısıtlıdır, daha küçüktür yani yaklaşık 300 dönüm üzerinde oynarlar. Bu 300 dönüm, içerisinde de 25 dönüm yoğun çim alanı vardır. Diğeri doğal bitki örtüsüne imkan verecek düzenlemedir. Golf alanlarının büyük su tükettiği, çevreyi bozduğu gibi birtakım kanılar var. Bu böyle değil, özellikle bizim bölgemizde, yeraltı sularının ve çevredeki tarımsal amaçlı kullanılan suların golfte kullanılacağı düşünülüyor. Hayır, böyle bir şey yok. Zaten golfun suyu yeni teknolojilerle, denizden tuzsuzlaştırma yolu ile arıtılan sulardan elde ediliyor ki bu artı yöreye de katkı sağlayacak kapasitede oluyor. Yöredeki susuzluğa da çözüm olacak bir nitelikte oluyor. Dolayısıyla, yeraltı suyunun kullanılması, bölgedeki suyun çekilmesi gibi bir şey söz konusu değil. Golf sahalarında özellikle ilaçlama konusunda da yanlış anlaşılmalar var. Halbuki artık tamamen dünya literatüründe de golfte organik ilaçlar kullanılıyor. Bütün bu organik ilaçlar, hepsi tamamen ufak metrekaredeki çim alanların sıhhileştirilmesinde kullanılıyor. Diğer alanlar doğal şekilde bırakılıyor. Zaten hiçbir golfcu kendi bindiği dalı kesmez. Böyle bir şeyin olmasına imkan yok."
Proje kapsamında bölgede okaliptus ağacının kullanılmayacağını vurgulayan Elver, " Özellikle o bölgede okaliptus ağaçlarından bahsediyorsunuz, biz üretimimizde ve projemizde kesinlikle okaliptus kullanmıyoruz" dedi.
Net Holding Yönetim Kurulu Üyesi Can Pulak golf sahalarının turizme büyük katkı sağlayacağını ifade ederek, "Bodrum gerçekten şanslı bir dönemi yaşıyor. Çünkü yapılan planlarla, yakın bir gelecekte 10 tane golf sahasına sahip olacak ki, bu Bodrum'un uçması demektir. Golf bildiğiniz gibi pahalı bir turizm. Türkiye'nin de ucuz turizmden şikayeti var, çok ucuza satıyoruz tesislerimizi diye. Şimdi ucuz turizmden pahalı turizme geçiş basamağı olarak bunu değerlendirebiliriz. Bu, Bodrum'da Net Holdingin devrettiği arazisinde Ağaoğlu tarafından yapılacak olan bu büyük yatırım 1 milyar 250 milyon $ lık yatırımdır" dedi.
Yatırım için uzun süredir yeşil altyapısı oluşturulduğunu söyleyen Pulak, "Bu yatırımın yeşilliği 10 yıl önce hazırlanmaya başlanmıştır. Ve tesis bitirildiğinde, proje sonuna yaklaştığında her taraf yemyeşil olacaktır. Bunun içinde 60-70 bin tane palmiye var, 30 bin tane felix ağacı var. 5 bin tane nar ağacı var. 10 bin tane narenciye ağacı var" şeklinde konuştu.
Geziye katılan Milas Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Doğru yatırımların bölgeye katkısının büyük olacağını belirterek, "Milas Bodrum bölgesi gün geçtikçe tüm hatlarıyla çok iyi bir şekilde gelişme kaydetmekte. Bunlardan bir tanesi de 2005 sürecinde başlayan golf turizmi ile ilgili yatırımlar. Şu anda da bölgemizde yaklaşık 10 -11 tane yatırımcımız mevcut durumda. Golfu dünya bazında incelediğiniz zaman zengin sporu olarak adlandırılan bir spor ve de çevre düzenlemesi, yapılan yatırımlar anlamı, bunun yanında yapılan otelleri, villaları, spor salonları, futbol takımlarına hizmeti ile çok farklı dönemeçleri ve düzenlemeleri olan bir spor kültürü. Bizim bölgemize de her yönden, maddi iş, istihdam yönünden Türkiyemiz açısından da gelir yönünden çok büyük etkileri olacağını düşünüyorum" dedi.
Kıbrıs'ta bulunan Korineum Golf & Country Club Saha Müdürü Barış Uyaroğlu ise golf işletmecilerinin çimine ve toprağına sahip çıkması gerektiğini söyleyerek, " Golf sahasını en önemli aksamı çim ve çimin altındaki toprağıdır. Hiçbir golf sahası yatırımcısı toprağını zehirleyecek, suyunu zehirleyecek kimyasal madde kullanmaz.Golf sahalarında kullanılan bütün gübreler organik bazlı gübrelerdir ve kullanılan bütün herbesitler de organik bazlı kimyasallardan üretilmektedir toprağa ve çime zarar vermesin diye. O yüzden çevre anlamında zarar verir endişesini ben taşımıyorum" şeklinde konuştu.
Çevreciler Temkinli
Bodrumlu Gönüllüler Derneği Üyesi Cüney Karaloğlu ise golf sahalarının suya bağımlı olduğunu ifade ederek, "Golf alanları suya olan bağımlıdır. Bizim coğrafyamızda bizim iklim koşullarımızda zaten susuzluk problemi yaşan bir bölgede bunların gerekli faydayı sağlamayacağı ve sorun oluşturacağını düşünüyoruz. Bir de bunun yanında kimyasal kirliliğe yol açacak herbesit dediğimiz, ot öldürücü, böcek öldürücülerin kullanılacağı düşüncesindeyiz. Her ne kadar bu yatırımları yapacak olanlar bunları kullanmayacaklarını söyleseler de uygulamada maalesef bu böyle olmuyor. golf sahalarının kurulacağı yerler Tuzla sulak alanı gibi biyolojik açıdan son derece hassas eko sistemler. Buralardaki her yabancı girdinin eko sisteme zararı olacağı kesin. Sulak alanlara etkileri şimdiden başladı. Biz son incelediğimiz uygulamalarda sınırların zorlandığını gördük. Buradaki mutlak koruma alanlarının sulak alan bölgelerinin uygun olmayan parametrelerle daraldığını gördük. Bu daralmalar olduğu sürece oradaki doğal ekolojik dengenin korunması çok kolay değil" ifadelerini kullandı.
"Bu proje 1989 yılında Net Grubu'nun turizmde verdiği hizmetler kapsamında ele alındı ve turizmin daha kalıcı olması çeşitlendirilmesi konusunda bir yatırım yapmak ihtiyacı doğdu ve biz bu araziyi o zaman satın aldık. Büyük bir projedir. Türkiye'nin önemli gruplarından Ağaoğlu Grubu ile birlikte ki Ağaoğlu Grubu, bu projenin bütün yatırımını üstlendi. Şu anda imarı onaylı olan bu proje, önümüzdeki günlerde ilk etabının gerçekleşmesini sağlayacak. Şöyle bir yanlış anlaşma var. Bir kere bizim projemizde lagün alanın içerisinde değil. Bizim lagün alanına geçen arazilerimiz vardı. Biz bunları, imar planı yapılırken, hepsini terk ettik, yani kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kenar olarak, bunlar devlete terk edildi. Bundan sonra 50 metre, ve 50 metre olmak üzere 100 metre bir koruma kuşağı oluşturuldu. Ondan sonra da golf alanında hiçbir yapılaşma olmadan tamamen golf alanının inşasına yönelik çim alanlar ve doğal alanlar bırakıldı. Golf alanında 18 delik 650 dönüm civarındadır. Esasında burada esas oyuncuların oynadığı yerler çok daha kısıtlıdır, daha küçüktür yani yaklaşık 300 dönüm üzerinde oynarlar. Bu 300 dönüm, içerisinde de 25 dönüm yoğun çim alanı vardır. Diğeri doğal bitki örtüsüne imkan verecek düzenlemedir. Golf alanlarının büyük su tükettiği, çevreyi bozduğu gibi birtakım kanılar var. Bu böyle değil, özellikle bizim bölgemizde, yeraltı sularının ve çevredeki tarımsal amaçlı kullanılan suların golfte kullanılacağı düşünülüyor. Hayır, böyle bir şey yok. Zaten golfun suyu yeni teknolojilerle, denizden tuzsuzlaştırma yolu ile arıtılan sulardan elde ediliyor ki bu artı yöreye de katkı sağlayacak kapasitede oluyor. Yöredeki susuzluğa da çözüm olacak bir nitelikte oluyor. Dolayısıyla, yeraltı suyunun kullanılması, bölgedeki suyun çekilmesi gibi bir şey söz konusu değil. Golf sahalarında özellikle ilaçlama konusunda da yanlış anlaşılmalar var. Halbuki artık tamamen dünya literatüründe de golfte organik ilaçlar kullanılıyor. Bütün bu organik ilaçlar, hepsi tamamen ufak metrekaredeki çim alanların sıhhileştirilmesinde kullanılıyor. Diğer alanlar doğal şekilde bırakılıyor. Zaten hiçbir golfcu kendi bindiği dalı kesmez. Böyle bir şeyin olmasına imkan yok."
Proje kapsamında bölgede okaliptus ağacının kullanılmayacağını vurgulayan Elver, " Özellikle o bölgede okaliptus ağaçlarından bahsediyorsunuz, biz üretimimizde ve projemizde kesinlikle okaliptus kullanmıyoruz" dedi.
Net Holding Yönetim Kurulu Üyesi Can Pulak golf sahalarının turizme büyük katkı sağlayacağını ifade ederek, "Bodrum gerçekten şanslı bir dönemi yaşıyor. Çünkü yapılan planlarla, yakın bir gelecekte 10 tane golf sahasına sahip olacak ki, bu Bodrum'un uçması demektir. Golf bildiğiniz gibi pahalı bir turizm. Türkiye'nin de ucuz turizmden şikayeti var, çok ucuza satıyoruz tesislerimizi diye. Şimdi ucuz turizmden pahalı turizme geçiş basamağı olarak bunu değerlendirebiliriz. Bu, Bodrum'da Net Holdingin devrettiği arazisinde Ağaoğlu tarafından yapılacak olan bu büyük yatırım 1 milyar 250 milyon $ lık yatırımdır" dedi.
Yatırım için uzun süredir yeşil altyapısı oluşturulduğunu söyleyen Pulak, "Bu yatırımın yeşilliği 10 yıl önce hazırlanmaya başlanmıştır. Ve tesis bitirildiğinde, proje sonuna yaklaştığında her taraf yemyeşil olacaktır. Bunun içinde 60-70 bin tane palmiye var, 30 bin tane felix ağacı var. 5 bin tane nar ağacı var. 10 bin tane narenciye ağacı var" şeklinde konuştu.
Geziye katılan Milas Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Doğru yatırımların bölgeye katkısının büyük olacağını belirterek, "Milas Bodrum bölgesi gün geçtikçe tüm hatlarıyla çok iyi bir şekilde gelişme kaydetmekte. Bunlardan bir tanesi de 2005 sürecinde başlayan golf turizmi ile ilgili yatırımlar. Şu anda da bölgemizde yaklaşık 10 -11 tane yatırımcımız mevcut durumda. Golfu dünya bazında incelediğiniz zaman zengin sporu olarak adlandırılan bir spor ve de çevre düzenlemesi, yapılan yatırımlar anlamı, bunun yanında yapılan otelleri, villaları, spor salonları, futbol takımlarına hizmeti ile çok farklı dönemeçleri ve düzenlemeleri olan bir spor kültürü. Bizim bölgemize de her yönden, maddi iş, istihdam yönünden Türkiyemiz açısından da gelir yönünden çok büyük etkileri olacağını düşünüyorum" dedi.
Kıbrıs'ta bulunan Korineum Golf & Country Club Saha Müdürü Barış Uyaroğlu ise golf işletmecilerinin çimine ve toprağına sahip çıkması gerektiğini söyleyerek, " Golf sahasını en önemli aksamı çim ve çimin altındaki toprağıdır. Hiçbir golf sahası yatırımcısı toprağını zehirleyecek, suyunu zehirleyecek kimyasal madde kullanmaz.Golf sahalarında kullanılan bütün gübreler organik bazlı gübrelerdir ve kullanılan bütün herbesitler de organik bazlı kimyasallardan üretilmektedir toprağa ve çime zarar vermesin diye. O yüzden çevre anlamında zarar verir endişesini ben taşımıyorum" şeklinde konuştu.
Çevreciler Temkinli
Bodrumlu Gönüllüler Derneği Üyesi Cüney Karaloğlu ise golf sahalarının suya bağımlı olduğunu ifade ederek, "Golf alanları suya olan bağımlıdır. Bizim coğrafyamızda bizim iklim koşullarımızda zaten susuzluk problemi yaşan bir bölgede bunların gerekli faydayı sağlamayacağı ve sorun oluşturacağını düşünüyoruz. Bir de bunun yanında kimyasal kirliliğe yol açacak herbesit dediğimiz, ot öldürücü, böcek öldürücülerin kullanılacağı düşüncesindeyiz. Her ne kadar bu yatırımları yapacak olanlar bunları kullanmayacaklarını söyleseler de uygulamada maalesef bu böyle olmuyor. golf sahalarının kurulacağı yerler Tuzla sulak alanı gibi biyolojik açıdan son derece hassas eko sistemler. Buralardaki her yabancı girdinin eko sisteme zararı olacağı kesin. Sulak alanlara etkileri şimdiden başladı. Biz son incelediğimiz uygulamalarda sınırların zorlandığını gördük. Buradaki mutlak koruma alanlarının sulak alan bölgelerinin uygun olmayan parametrelerle daraldığını gördük. Bu daralmalar olduğu sürece oradaki doğal ekolojik dengenin korunması çok kolay değil" ifadelerini kullandı.
