Ya Siz Yanlış Yaptınız, Ya İmamoğlu?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Afyon’da yaptığı Belediye Başkanlarına yönelik toplantı yerel yönetimler arasındaki koordinasyon eksikliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Ya Siz Yanlış Yaptınız, Ya İmamoğlu?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Afyon’da yaptığı Belediye Başkanlarına yönelik toplantı yerel yönetimler arasındaki koordinasyon eksikliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
    
Siyasi partiler açısından bakıldığında iktidara giden yolun yerel yönetimlerdeki başarılı hizmetlerden geçtiği artık herkesin kabul ettiği bir gerçek.
    
17 yıldır iktidarda bulunan AK Parti’nin aynı yöntemle iktidara geldiğini düşünürsek, muhalefetin en nihayet bu konuyu gündeme alması, geç de olsa böyle bir toplantı ve ardından çalıştay düzenlemek istemesi çok yerinde bir karar.
    
Afyon kampında belediye başkanlarına yönelik çok anlamlı ve çarpıcı mesajlar veren Kılıçdaroğlu, sonunda bu eksikliğin farkına vardı.
    
Bırakın Türkiye’deki tüm CHP’li belediyelerde halkçı, şeffaf belediyecilik uygulamalarının yapılmasını, aynı kentte Büyükşehir Belediye Başkanıyla ilçe belediye başkanları arasında yaşanan olumsuz çekişmelere beş yıl boyunca seyirci kalan CHP yönetiminin Yerel Yönetimler Koordinasyon Merkezi kurma kararı çok yerinde.
    
Belediye başkanları bir yana meclis üyelerinin belirlenmesinde de birçok kentte yeterli özenin gösterilmediğini hepimiz biliyoruz.
    
Bugün medyaya düşen bir haberde; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Turizminin başına, eski İstanbul Vali Yardımcısı, bir dönem Bodrum Kaymakamlığı da yapan Cumhur Güven Taşbaş’ı getirdiğini öğreniyoruz.
    
İlginçtir; aynı kişi daha önce kaymakamlık yaptığı, emekliliğinde yerleşmeyi düşündüğü Bodrum’a yararlı olmak için CHP’den belediye meclis üyeliğine aday olmuş ve ilçe yönetimince uygun görülmemişti.
    
İstanbul’un turizmimin emanet edilebildiği bir kişi, hangi akla hizmet ve hangi gerekçeyle meclis üyeliğine bile layık görülmez, bunun sorgulanması gerekmez mi?
    
Partizanlık yapmadan, hizmet yapmak isteyen, Turizm Bakanlığında Tanıtım Genel Müdürlüğü gibi üst düzey görevler yapan bir insanı, kalkıp sonra da “niye İYİ Parti’den aday oldu” diye suçlarsanız, kimseyi inandıramazsınız.
    
Ya siz yanlış yaptınız, ya İmamoğlu?
    
İşte bu tür saçma, haksız çelişkilerin yaşanmaması için yerel yönetimler arasında bir koordinasyon merkezinin kurulması olumlu bir gelişmedir.
    
Bu merkezde geçmişte başarılı yöneticilik örnekleri sergilemiş belediye başkan ve yöneticilerini görevlendirerek ancak, iktidarın yolunu açabilirsiniz.

Belediye Başkanlarının ellerinde sihirli değnek olmadığı gibi, yalnız karar almaları halinde yanlış yapmaları çok doğaldır. Başkan açısından baktığımızda, yetki ve sorumlulukların dağıtılması gerekirken, meclis üyelerinin de bu sorumlulukları üstlenerek başkanın işini kolaylaştırmaları gerekir.
    
Kendi yaşadığım Bodrum’dan örnek vermek gerekirse; yeni seçilen belediye başkanı Ahmet Aras, genç, dinamik, sempatik, sosyal ilişkileri güçlü, idealist ve çalışkan bir insan. En önemlisi de iyi niyetli ve değişime açık, vizyon sahibi biri.
    
Göreve geldiği üç aydan bu yana da tüm bu özellikleri nedeniyle halkın beğenisini ve güvenini kazanmayı başardı. Seçimlerin hemen ardından turizm sezonunun başlaması ve bu nedenle kimi alt yapı hizmetlerinin sezon sonuna bırakılmak zorunda kalınması bir handikap olsa da, kendisine verilen krediyi en iyi şekilde kullanacağına inananların sayısı hayli fazla.
    
Başkan yürümek bir yana neredeyse sürekli koşuyor. Az sayıda meclis üyesinin dışındakiler ise bırakın koşmayı, arkasında yürümüyorlar bile. Seyretmekle yetiniyorlar.
    
Yaklaşan ilçe kongreleri nedeniyle gündemde kalmak isteyen ilçe başkan adayları ortada görünüyor olsalar da, başkana ve belediye hizmetlerine bir katkıları oluyor mu? 
Orası da kuşkulu! Fikir ve projeleriyle kendilerini hissettirmek yerine toplantılarda görünerek öne çıkmaya çalışanların hiçbir fayda sağlamadığı kısa süre içerinde herkes tarafından görülecektir.
    
Afyon kampında CHP Genel Başkanının uyarı ve mesajlarını ne kadar dikkate alırlar bilemeyiz ama ileriki günlerde yapılacak Yerel Yönetimler Çalıştayının iyi organize edilmesi ve belediyelerin, başkanların önünü açacak, onlara yeni ufuklar gösterecek bir sonuç bildirgesinin çıkmasında yarar var.
    
Çalıştay ve ardından kurulacak Yerel Yönetimler Koordinasyon Merkezinde farklı alanlarda hazırlanacak projelerle belediyelerin başarılı hizmetler yapmasıyla ancak iktidarın yolu açılır. Yoksa AK Parti bölünsün, içinden yeni partiler çıksın diye kolaycı çözümler peşinde koşmanın bir yararı olmaz. İktidar olmak isteyen bir parti, rakiplerinin güçsüzlüğü değil, kendi örgütlü gücünün üzerinde yükselir.
    
Bu arada bir önerim de kurulacak Koordinasyon Merkezinin yapısına ilişkin olacak.
    
Yerel Yönetimler Koordinasyon Merkezinde görev alacak kişilerin ilerde belediye başkan adayı olmayacak kişilerden seçilmesinde yarar var. Aksi halde bu görevi sıçrama tahtası gibi gören belediye başkan adaylarının yarıştığı bir kurul haline gelmesi mümkündür.
    
Umarız, CHP Genel Merkezi bu konuda gerekli duyarlılığı gösterir.
    
Bu arada geçen haftaki “Demokrasi İttifakı ve Kürt Sorunu” başlıklı yazıma gösterilen ilgi ve yorumlardan dolayı tüm okurlara sonsuz teşekkürler.