Cennet Koyu’ndan Ses Yükselttiler

Bodrum’da Cengiz İnşaat’ın projesi ile gündeme gelen Cennet Koyu’nda toplanan STK’lar ve vatandaşlar, ses yükseltti.

Cennet Koyu’ndan Ses Yükselttiler

Cennet Koyu’nda Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) çağrısıyla bir araya gelen çeşitli STK temsilcileri ve vatandaşlar, Cennet Koyu Gökburun’nda yapılacak projeye isyan etti. Eyleme katılan vatandaşlar "Muğla Cennet Kalsın", "Yaşam Alanlarımız Müştereklerimizdir", "Cennet Koyumuzda Yağmacı İstemiyoruz" pankartları açtılar. 

Basın açıklamasını okuyan MUÇEP Sözcüsü Umay Karabaş, şunları söyledi:

“Bodrum’un işgal altında, gasp edilmiş, peşkeş çekilmiş kilometrelerce kıyısından bizlere ve doğal yaşamına kalmış ufacık alanlarından birisinde, Cennet Koy’dayız. Bu koya komşu yarımadalardan son doğal, tarihsel, kültürel değerlerini koruyan yarımada olan Gökburun’da özellikle son yirmi yıldır aşina olduğumuz, aşina olmakla kalmayıp karşısında mücadele ettiğimiz bir tavır ve yaklaşım ile yok edilmek üzere. Bunun adı tam olarak “üç günlük rant peşinde koşmak, hiç doymamak”. 

Çeşitli kanallardan bu alanla ilgili dava kararları, iptaller, itirazlar vs hakkında haberleri neredeyse hepimiz okuduk, izledik, paylaştık, duyurduk. Şehir planlarından, koruma statülerinden, sit durumlarından pek çok haberde ve demeçte bahsedildi. Daha da bahsedilecek ve biz de anlatmaya devam edeceğiz. 

Şu an bulunduğumuz koy ve hemen arkamızdaki Gökburun yarımadası, doğal karakterini koruması nedeniyle, az ötedeki Akdeniz Gölü sulak alanının canlıları için de hayati önemde. Örneğin o sulak alanda yıllar içinde gözlem kaydı bulunan altmışın üzerinde kuş türünü buralarda beslenirken, yuva yaparken, yavrularını büyütürken görmek mümkün. 

Daha büyük resme baktığımızda, Bodrum Yarımadası'nda henüz el değmemiş doğal habitatlar Gökova’ya oradan da Akdeniz’in geri kalanına bağlanan ekolojik koridor niteliğinde. Bulunduğumuz alan böyle bir koridorun en batı uçlarından birisi. Bir başka deyişle, gerek turizm adı altında niyetlenilen sözde yatırımlarla, gerek çeşitli madencilik faaliyetleri nedeniyle, gerek yangınlarla yaşam alanları gittikçe daralan, yok olan yüzlerce canlı için son sığınaklardan biri. 

Sadece canlı yaşamı ve ekolojik dengeler değil, Gökburun yarımadası Bodrum’un tarihsel ve kültürel mirası açısından da en önemli alanlardan biri. Burada gerek yüzey araştırması gerekse daha derinleşen çalışmalar yapan arkeologlar, örneğin Küdür’den hiçbir farkının olmadığını, aynı hassasiyet ile korunması gerektiğini belirtiyor. 

Peki biz bunları anlatmak zorunda mıyız? Karar vericiler bunları bilmiyor mu? Elbette biliyor. Ama planlar her nedense pek koruma öncelikli yapılmıyor. Bugün Gökburun’un sesini duyurmaya uğraşırken yarın Kissebükü Adalıyalı’nın, Torba’dan Yalıçiftlik’e turizm yatırımcıları için satışa çıkarılan 18 milyon metrekarelik orman arazisinin, Ortakent’in feryadı için de uğraşacağız. 

2015 yılında Çamlıhemşin’de ‘yeşil yol’ projesinin önünde dimdik duran Havva teyzenin sözüyle bitirmek isteriz, “biz halkız ve buradayız”.  Onlar vekil biz asılız, onlar gidici biz kalıcıyız!”

Basın açıklamasının ardından söz alan katılımcılar da düşüncelerini dile getirdi. 

Öte yandan eyleme katılan bazı isimler kamuoyu duyarlılığının ve eyleme katılımın azlığına dikkat çekerek sitem etti. Eyleme katılan isimlerden biri olan gazeteci Selin Nasi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; "Bir avuç insandık,ne yazık ki! Bugün denize girmeye gelenler,yarın kapıda kilit bulursa,müstehak! Yıllar yılı dört bir yanda çevre talanı/inşaatlar sürerken,sesini duyurmaya çalışanlara sağır kaldık.Şimdi parasız denize girecek sahil kalmayınca uyandık. Geçmiş olsun!" ifadelerini kullandı.