Akşener Hakkında Suç Duyurusu!

Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, Sinan Ateş suikastıyla ilgili yaptığı konuşmada "Geçmişte siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" ifadesini kullanan İYİ Parti lideri Meral Akşener hakkında suç duyurusunda bulundu.

Akşener Hakkında Suç Duyurusu!

Bugün öğle saatlerinde Bodrum Adliyesi’ne gelen Bodrum Yurttaş İnisiyatifi sözcüsü Ayhan Karahan ile inisiyatif üyesi Süheyla Güvenç, Akşener hakkında Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 

Dilekçesinde “Şüpheli Akşener’in şahit olduğu ve övdüğü kere, bahse konu cinayetlerle ilgili bağlantısı ve sorumluluğu ölçeğinde TCK’nın suçuna denk gelen maddelerinden cezalandırılmasını talep ediyorum” diyen Bodrum Yurttaş İnisiyatifi sözcüsü Ayhan Karahan, basın mensuplarına şu açıklamayı yaptı;

“Az önce İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında suç duyurusunda bulunduk. Şu an itibarıyla kendisi hukuki anlamda “Şüpheli” sıfatı taşımaktadır. Bizlerin vicdanında kendisi zaten mahkum olmuş olsa da, bizler bunun hukuken de tescillenmesini istedik. Ne oldu? 4 gün önce şüpheli Meral Akşener, Sivas’ta; "Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi" dedi. Anımsatırım. Kendisi faili meçhul cinayetlerin ülke karanlığında kol gezdiği zamanların içişleri bakanıydı. Şüpheli Akşener, farkında olarak ya da olmayarak bir suç itirafında bulunmuştur. Ve bu suçundan da pişman olmadığı gibi suçuna sahip çıkmış ve suçuna da 81 milyonun gözlerinin içine baka baka methiye düzmüştür. Şu anda kendisi bizim hukuki girişimimizle “Şüpheli” konumunda. Yani şüpheli Akşener ile ilgili soruşturma süreci başladı. Burada Cumhuriyet Savcılığı bir fezleke hazırlayacak. Bunun kovuşturmaya dönüşmesi durumunda şüpheli Akşener, sanık sandalyesine oturacak. Yani, “Sanık Akşener” olacaktır. Kendisi o sandalyeye oturduğunda soracağımız soruları zaten kendisi 81 milyonun gözleri önünde bize sunmuş. Biz diyor, “Siz kimsiniz” diyeceğiz. “Geçmişimizde siyasi cinayetler” diyor. “Şu siyasi cinayetlerle yüklü geçmişinizi anlatın” diyeceğiz. “Şahit olduk” diyor. “Hangi ölçüde şahit oldunuz” diyeceğiz. “Ama mertçeydi” diyor. Sanırım burada da soruyu 982 haftadır evlatlarının kemiklerine ulaşmak için anneliğin verdiğinden başka bir direnme gücü olmayan “Cumartesi Anneleri” soracaktır. Bir Cumartesi Annesi, “Oğlumu mertçe verdim. Namertçe katlettiniz” dedi. 3 Kasım 1996’daki Susurluk kazasından sonra İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Mehmet Ağar’ın yerine geçen şüpheli Akşener, 8 Kasım 1996-30 Haziran 1997 tarihleri arasında bu görevi yürütmüştü. Bu dönemin de faili meçhuller açısından özellikle mercek altına alınmasını talep ediyoruz. 

Şüpheli bu sözcükleri geçmiş dönem Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in yine geçmiş dönemki ülküdaşları tarafından öldürülmesine ilişkin açıklamasının içerisinde sarf etmiştir. Şüpheli Sinan Ateş’in tetikçilerinin uyuşturucu kuryesi, torbacısı olduğunu dillendiriyor. Şüpheliye İçişleri Bakanlığı’nın yolunu açan Susurluk Kazası’ndaki meşhur Mercedes’in her yanından kokain fışkırıyordu. Her yanı uyuşturucu ile sarmalanmış bir sürecin merti olur mu? Gizli, kapaklı gece yarıları karanlıklarına düşürülen siyasi cinayetlerin merti olur mu? Kadınların domuz bağı ile işkence yapılarak katledilmesinin mertliği olur mu? Kısacası insan öldürmenin, cinayetin mertliği olur mu? Kamuoyundan, özellikle Cumartesi Annaleri’mizden gelen haklı tepkiler üzerine şüpheli; “Onu demedim, bunu dedim” yollu açıklamalarda bulunuyor. Şüpheliye dememiz o ki; “Hiç gerek yok. Bunu sanık sandalyesinde en ince ayrıntısına değin izah edeceksiniz, açıklayacaksınız. Şimdiden boşuna yorulmayınız.” Bizler faili meçhullerimizle ilgili hakikate ulaşmayı ararken, şüpheli “Hakikat bende” itirafında bulunmuştur. Şüpheli Akşener karanlık, kanlı, acılı, göz yaşı yüklü bir sürecin aydınlatılması anlamında önemli bir dönemecin kapısını aralamıştır. Az önce yaptığımız başvuru ile o kapının eşiğine gelmiş olduk. Bundan sonraki süreçte de o kapıdan içeriye mertçe adım atmaktan asla geri durmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız. Biz bu işin peşini asla bırakmayacağız. Bu mertlikten dönersek yüreğimiz kurusun.” dedi.