Dilin Yanlış Kullanımını Anlattı

Akademisyen, yazar Mahmut Şenol, “Mimarlık Söyleminde Yerleşik Galat-ı Meşhurlar ve Mumpsimus’lar” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.

Dilin Yanlış Kullanımını Anlattı

Türkkuyusu Caddesi üzerindeki Bodrum Mimarlık Kitaplığında düzenlenen söyleşiye, konuya ilgi duyan vatandaşlar katıldı. Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde öğretim görevlisi Mahmut Şenol, mimarlık eğitimi sürecindeki öğrencilerinde gözlemlediği hatalı kullanımların yanı sıra, mimarlık alanı dışında toplumsal ölçekteki dil üzerinde hatalı kullanımlardan bahsederek eleştirel yorumlarda bulundu.

Söyleşi öncesi Kent Haber’e konuşan Mahmut Şenol, şunları dile getirdi:

“Biliyorsunuz her mesleğin dili vardır. Polis polis gibi konuşur, terzi terzi gibi, bakkal bakkalca konuşur. Mimarlık dilinde bir kavram karmaşası olduğunu ders verdiğim bir fakültede uzun zamandır gözlemlemiştim. Onunla ilgili bir sunum yapıyorum bugün. Galat-ı meşhurlar, bizim doğru zannettiğimiz yanlış şeyler. Bu sunum içerisinde ütopyaların yanlış kullanıldığını, kamusal alan denildiği zaman yanlış anlaşıldığını, hümanizmanın yanlış ifade edildiği gibi maddelerden oluşan bir sunum hazırladım.” dedi.

Bu kavram karmaşasının sadece ülkemizde değil, Dünya’nın her yerinde olduğunu ifade eden Mahmut Şenol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küreselleşme ile başlayan A toplumu ve internet dünyasında özellikle metatekstler, pek çok dil karmaşasını ortaya çıkardı. Hatta emojilerin ortaya girdiğini ve dilin ortadan kalktığını görüyoruz. Bu, yanlış anlaşılmalara yol açıyor. Ayrıca popüler kültürde özellikle günümüzde çok sıkça kullanılan ‘sıkıntı yok’ dedikleri, ‘aynen öyle’ dedikleri ya da buna benzer kısa terimlerle dili ortadan kaldıran, onun yerine küçük küçük parçacıklarla ifadeye yöneldiklerini biliyoruz.”

Kavram karmaşası ve dilin ortadan kalkmasının edebiyatı da olumsuz etkilediğini ifade eden Şenol, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

“Ben akademisyenliğimin dışında bir edebiyatçıyım. Romanlarım var, hikaye kitaplarım var. Orada da bunu gözlemliyorum. O alandaki insanlarla, çalışanlarla, birlikte olduğum yazar arkadaşlarımla bunları hep konuşuyoruz. Ne yazık ki edebiyatımız da giderek küçülüyor. Dil, insanın dünyasıdır. Eğer dili küçültürseniz, kavramları küçültürseniz, o zaman diliniz de dünyanız ile birlikte küçülür.” dedi.