Basın Şehidi Uğur Mumcu Anıldı

Bodrum Belediye Meydanı’nda yapılması planlanan basın açıklaması, hava muhalefeti nedeniyle belediye önündeki kapalı alanda yapıldı. Saygı duruşunun ardından basın açıklamasını okuyan Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Av. Cavidan Karaöz Özyiğit, şunları dile getirdi:

"Ortak vicdanımızın karanlık güçler tarafından katledilişinin üzerinden 28 yıl geçti. Uğur Mumcuyu susturamayanlar, onun kalemini susturdu. Bugün çağdaşlık ve laiklik düşmanı çevrelerin, Uğur Mumcu‘yu ve diğer devrimci aydınlarımızı neden katlettiklerini iyi düşünmemiz gereken bir gündür. Uğur Mumcu yolsuzluk ve yoksulluktan arınmış, tam bağımsız bir Türkiye için halkı aydınlatmaya çalışan yeri doldurulamaz yurtsever bir gazeteci olarak tarihe mal olmuştur. Laikliğin, hukukun üstünlüğünün, özgürlüğün, demokrasinin, bilimin, insanı doğruya güzele götüren aydınlanmanın, emeğin yılmaz bir savunucusu olmuştur. 28 yıl önce Uğur Mumcu'nun gördüklerinin bugün yaşadıklarımıza nasıl hayata geçtiğini, cesur ve vatansever insanlara ihtiyacımızın ne kadar fazla olduğunu görmekteyiz. Biz unutkan bir ulusuz. Unutuyoruz olup bitenleri. Unutuyoruz ve oğulları kızları ölen ana-babaları, kanlı gözyaşlarıyla baş başa bırakıp gidiyoruz. Unutmayalım, unutturmayalım! Muğla Barosu olarak ülke sevgisiyle süslenmiş, insan hakları ve demokrasisi tam güvence altında, hukukun üstünlüğü kavramının Tartışılmadığı bir Türkiye özlemi içinde, Sevgili Uğur Mumcuyu ve katledilen tüm Aydınlarımızı saygıyla anıyor, hatırasına ve fikirlerine her zaman sahip çıkacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz."

Av. Cavidan Karaöz Özyiğit’in ardından gazeteci Fatih Bozoğlu da bir açıklama okudu. Bozoğlu açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Yaşadığımız ülkede yıllardır gazetecilere, bilim insanlarına, sendikacılara, aydınlara, öğrencilere karşı düzenlenen saldırıların tek bir amacı var: Halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek ve topluma korku salmak. Halkın vicdanı olan Uğur Mumcu bu saldırıları organize edenlerin karanlık ilişkilerini afişe ettiği için öldürüldü. Her yıl Ocak ayı geldiğinde polis şiddetine kurban giden gazeteci Metin Göktepe’yi, ırkçı kurşunlara hedef olan Hrant Dink’i, hain bir pusu ile Diyarbakır’da katledilen Gaffar Okkan ve profesyonelce düzenlenmiş bombalı suikastta can veren Uğur Mumcu’yu anıyoruz. Yine karanlık güçlerin kurşunları ile yaşamını yitiren Abdi İpekçi’yi de 1 Şubat’ta anacağız. Uğur Mumcu topluma sol-sağ çatışması olarak sunulan olayların ardında derin devletin bulunduğunu ortaya koymuştur. Öğrenci çatışmalarında hem sağcı hem de solcu gençlerin eline silah verenlerin devlet görevlileri olduğunu, silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile terör olayları arasındaki bağlantıları ortaya çıkartmış, halkın dikkatine sunmuş, bu nedenle karanlık çevrelerin hedefi haline gelmiştir. Araştırmacı gazeteci olarak yaşadığı çağa tanıklık etmiş, halkı bilgilendirme görevini cesurca yerine getirdiği için öldürülmüştür.”