Bodrum Nereye Gidiyor?

Ayhan Ongun Yazdı; 'Bodrum Nereye Gidiyor?'

Bodrum Nereye Gidiyor?

Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel, en doğal, en huzurlu kentlerinden biri olan Ege'nin incisi Bodrum, giderek bir dolu özelliklerini yitirmeye başladı.
Kuşkusuz içinde bulunduğumuz çok özel koşulların etkisi de büyük.

Geçmişte yaşanan deprem, sel baskınları, orman yangınları ve çarpık kentleşme uygulamalarıyla cazibesini yitirmeye başlayan Bodrum’da, çok geçmeden tersine göçler yaşanmaya başlayabilir.

Ekonominin can damarı ve lokomotifi olan turizm sektöründe yaşanan sıkıntılar geçen yıl bir ölçüde azaldı derken, bu yıl yaşadığımız küresel salgın yalnız turizmi değil, sosyal ve ekonomik yaşamı derinden etkiledi.

Merkezi hükümetin değişken, tutarsız politikaları ve uygulanamayan destek projeleri bir yana, yerel yönetimlerin de bu krize hazırlıksız yakalanmaları esnafı çok zor duruma soktu.

Yaşanan bu ekonomik krize çözüm aramak yerine günü kurtarmaya yönelik çabaların ne esnafa ne Bodrum halkına bir yararı olmadığı da gün gibi ortada.

Pandemi dönemi doğal olarak birçok projeyi ve hizmeti geri plana itti.

Ancak kriz yönetiminde esas olan mevcut koşullara uygun çözüm üretebilmektir.

Bu boşluktan yararlanarak projelerin hazırlanması, mevcutların güncellenmesi, eksiklerin ve yapılması gerekenlerin planlanması için bu dönemi bir fırsat olarak değerlendirmek mümkündü.

Sayın Aras’ın iyi niyet ve samimiyetine ilişkin kredisi devam ediyor. Ancak çalışma yöntemi ve öncelikleriyle ilgili eleştiriler çoğalmaya başladı.

Bu demektir ki ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi ve popülist politikalar yerine daha gerçekçi, somut ve halka dokunan projelere ağırlık vermesi gerekiyor.

Yerel yönetimlerle ilgili yorumlarımızı gerektiğinde söylüyor, yazıyoruz.

Bu yazımda Bodrum’un sosyolojik yapısına ilişkin bazı tespitlerimi paylaşmak istiyorum.

Bırakın Türkiye’yi, dünyanın dört bir yanından, farklı dil, din ve kültürden insanların bir arada yaşadığı Bodrum’un bu huzur ve barış iklimini bozmaya çalışanlar çıkmaya başladı.

Bu kadar evrensel ögeleri bir arada taşıyan bir kentte, üstelik de demografik yapının tamamen değişmesine rağmen hala mikro milliyetçilik, yerlicilik yapmaya çalışanların varlığı insanları rahatsız etmeye başladı.

Öte yandan ekonomik sıkıntıların yarattığı travmaların da etkisiyle son zamanlarda kavgalar, intiharlar, şiddet olaylarında artış gözlenmeye başladı.

Eskiden yalnızca medyanın magazin sayfalarında ve programlarında yer alan Bodrum, son günlerde turizmi baltalayacak, ekonomiye zarar verecek yayın ve açıklamalarla gündeme gelmeye başladı.

Her sosyal gruptan, her gelir grubundan insanların yaşadığı ya da tatil yaptığı Bodrum’da doğal olarak her kişi ve gelir grubuna uygun işletmeler var ve bunların fiyat politikaları elbette farklı olacaktır.

Çok lüks bir restoranda çok yüksek faturalar ödeyerek yiyeceğiniz bir yemeğin aynısını neredeyse beşte bir fiyatlarla yiyebileceğiniz mekânlar bulmak da mümkün.

Kuşkusuz bu durum; Bodrum'da ulaşım, ev kiraları ve konut fiyatlarının başka yerlere göre çok daha pahalı olduğu gerçeğini değiştirmez.

Ancak o yüksek faturaları ödeyenlerin büyük bölümü zaten alın teriyle o paraları kazanmadığı için, fiyatı daha düşük tutsanız da o mekânlara gelmez.

Yani, alan memnun, satan memnun!

Bodrum’un bir dolu sorunu varken, gündemi bu gereksiz konularla meşgul etmenin bence anlamı yok.

Aslında sorunların daha da büyümemesi, ortak aklın öne çıkabilmesi adına, geç de olsa bir kriz masası oluşturulmalıdır.

Kamu ve yerel yönetimlerin yanında meslek odaları, Sivil Toplum Kuruluşları, özel sektör temsilcileri ve kanaat önderlerinden oluşacak bir danışma kurulu, moral olarak bile olsa piyasayı rahatlatır.

Bodrum gibi insan potansiyelinin bu kadar yüksek olduğu ve bu potansiyelden yararlanılmadığı bir yer düşünülemez.

Bodrum'da yaşayan her meslek grubundan bu kadar çok yetkin insan elinizin altında olacak ama siz hala sorunların çözümünde bunlardan yararlanmayacaksınız.

Sayın Aras, enerjisini ve çabalarını doğru kullanmak zorundadır.

Göreve geleli bir yıl oldu ve geçmişten biriken sorunların yanında verilen sözlerle yükselen beklentilere artık cevap verme zamanıdır.

Bence ne kadar hızlı gitmeye çalışsanız da, arada bir dikiz aynasına bakıp arkayı kollamak gerekir.