DATÇA'NIN HEDEFİ EKO TURİZM

Muğla'nın güneyindeki yarımadaya ismini veren Datça, sahip olduğu tarihi ve doğal...

DATÇA'NIN HEDEFİ EKO TURİZM
Muğla'nın güneyindeki yarımadaya ismini veren Datça, sahip olduğu tarihi ve doğal zenginliklerine rağmen turizmden istediği payı alamıyor. Datça'nın sahip olduğu turizm potansiyeli hakkında bilgi veren Belediye Başkanı Erol Karakullukçu, eko turizmi öne çıkarmak için çalıştıklarını söyledi. Datça'nın, üç yıl öncesine kadar Türkiye'de bilinen ancak insanların gelmeye korktuğu, ürktüğü bir yer olduğunu hatırlatan Karakullukçu, ''Marmaris-Datça arasındaki 78 kilometrelik yoldan insanlar hoşlanmıyordu. Ancak 3 yıl önce tamamlanmasıyla birlikte Marmaris-Datça arası 68 kilometreye indi ve ilçemizde turizm hareketliliği başladı. Ancak, turist sayısında yaşanan artışa rağmen turizmden istediğimiz payı alamıyoruz'' dedi. Karakullukçu, doğayı bozmadan turizmde gelişeceklerini vurgulayarak, Datçalılar olarak önlerindeki kötü örnekleri gördüklerini ve kendilerinden önce gelişen turizm bölgelerindeki gerek kötü yapılaşmayı gerekse yanlış yatırımları bildiklerini dile getirdi. Datça'nın özel bir çevre koruma bölgesi (ÖÇK) olduğunu hatırlatan Başkan Karakullukçu, ''Datça'da doğayı bozmadan turizm yapmamız gerekiyor. Bu yönde de projelerimiz var. Doğayı bozmadan 'eko turizm' diyebileceğimiz bir turizm çeşidi yapmayı düşünüyoruz. İmar planlarımızı buna göre ayarladık'' dedi. Tarım alanlarında, bir yandan tarımı da devam ettirerek turizm yapılması gerektiğini düşündüklerini açıklayan Karakullukçu, öncelikle sahil bölgesinde tarımla uğraşan yerli halkın da turizmden pay almasını istediklerini ifade etti. Datça sakinlerinin turizm yatırımı yapabilecek doğru düzgün bir yerleri olmadığına dikkat çeken Karakullukçu, ''Ancak tarım arazileri oldukça fazla. Tarım arazilerinde yüzde 5'ten fazla yapılaşmaya izin verilmiyor. Bu oranı yüzde 10'a çıkartarak turizm yapılmasına da izin vermeyi planlıyoruz. 1/25 bin ölçekli çevre düzen planlarımız tarım alanlarında turizm yapmayı yasaklıyor. Bunu da kaldırarak, tarım yapan çiftçimizin bir yandan tarımsal ürünler üretirken bir yandan da buralarda yapacağı küçük köy evlerinde dışardan gelen misafirlerini ağırlayarak turizm pastasından pay almasını düşünüyoruz'' dedi. Bu yönde belediye meclisi olarak karar aldıklarını ve bu kararı Özel Çevre Kurumu'na ilettiklerini anlatan Karakullukçu, ''Özel Çevre Koruma Kurumu, Bozburun-Datça koruma bölgesinin 1/25 bin ölçekli çevre düzen planı revizyonunu yapıyor. Bu kararın revizyonun içine konulacağı sözünü aldık. Önümüzdeki sene bu plan bittiğinde, tarım yapan çiftçilerimiz, gelen turistleri tarıma da katarak hizmet verecek'' şeklinde konuştu. İlçenin asıl yerleşim yeri olan Eski Datça Mahallesi, tarihi sokakları ve evleriyle turistlerin ilgisini çekiyor. Ünlü Şair Can Yücel'in ölümüne kadar yaşadığı evinin de bulunduğu Eski Datça, yaz dönemlerinde çok sayıda yerli turisti ağırlıyor. Eski Datça Mahallesi muhtarı Neşe Karaoğlan, mahalledeki tarihi yapıların doğal ve kentsel SİT olarak korunduğunu ve restorasyonların aslına uygun olarak yapıldığını söyledi. Ziyaretçilerin mahalleye genelde Can Yücel'in evi için geldiklerini kaydeden Karaoğlan, '' Buranın turizm simgesi Can Yücel'dir. Turistler buranın taş sokaklarına ve taş evlerine hayran oluyorlar. İlk defa gelen ziyaretçiler, ikinci yıl birkaç arkadaşıyla birlikte geliyorlar'' dedi.
Karaoğlan, kaymakamlık, muhtarlık ve kadınlar tarafından oluşturdukları dernek aracılığıyla kadınlara el işi kursları verildiğini ve böylece kadınların evinden çıkmaya başladığını da ifade etti.
Kurslarda, mahalledeki çocuklara eski evlerin ve dükkanların tarihçesini öğrettiklerini ve çocukların bu sayede gelen turistlere rehberlik yapmaya başladığını anlatan Karaoğlan, daha önce çok yaramazlık yapan çocukların artık sosyalleştiğini ve kendi harçlıklarını çıkartmaya başladığını söyledi.
Datça'ya yaklaşık 35 kilometre mesafede bulunan Knidos, tarihte bilim, mimarlık ve sanatta da ileri bir kent olarak biliniyor. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus'un geliştirdiği ve dönemin büyük buluşu olan güneş saati, ören yerini ziyaret eden turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Özellikle yatları ile Akdeniz ve Ege'yi dolaşan ünlüler, Knidos'u ziyaret ediyorlar. Knidos'un biri 20 bin diğeri 5 bin kişi kapasiteli iki tiyatrosu var. Küçük olanı güneyde, ticari limanın yakınında yer alıyor. Akropoldeki büyük tiyatronun taşları ve mermerleri 19. yüzyılda gemilerle yurt dışına çıkarılmış. Kentte yapılan kurtarma kazılarında bulunanlar ise ören yerinde bulunan küçük müzede sergileniyor.