HÜSEYİN GÜLERCE GÜNDEM ÖZEL’İN KONUĞU OLDU

Ahmet Karataş’ın hazırlayıp sunduğu ve Kent Tv ekranlarında canlı olarak yayınlanan...

HÜSEYİN GÜLERCE GÜNDEM ÖZEL’İN KONUĞU OLDU
Ahmet Karataş’ın hazırlayıp sunduğu ve Kent Tv ekranlarında canlı olarak yayınlanan gündem özel programının son konuğu, Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce oldu.
Programın ilk bölümünde referandum sonuçlarını değerlendiren gazeteci yazar Hüseyin Gülerce çıkan sonuçlarla ilgili olarak şunları söyledi:
‘’Bu referandum aslında bir Anayasa değişikliği paketi olmasına rağmen muhalefet partileri olan CHP ve MHP tarafından AKP den memnun değilseniz hayır demelisiniz ve gitmeliler noktasına getirildi. Ak parti ise ısrarla özellikle iki maddeden dolayı HSYK’nın yapısı ve seçimiyle, Anayasa mahkemesinin yapısı ve üye seçiminden dolayı bunun bir demokratikleşme olduğunu, parlamento üzerinde yargı vesayetinin sona ermesi gerektiğini söyledi ama CHP ve MHP bunun tam tersini ifade ederek AKP kendi yargı sistemini kurmak istiyor ve yüce divandan kaçıyor gibi bir argümanı dillendirdiler. Sonuç olarak yüzde 58’ lik bir Evet var ve bu yüzde 58’lik evet, CHP ve MHP’nin iddialarının kabul görmediğini gösteriyor.’’
Ahmet Karataş’ın bu çıkan yüzde 58lik sonuçtan sonra iktidar partisinin üzerine düşen sorumluluk ve görevleri nedir sorusunu ise Hüseyin Gülerce şöyle yanıtladı:
“Ben sayın Başbakanın referandumdan sonra Ak Parti Genel Başkanı gömleği ile değil de, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı gömleğiyle konuşmasını tercih ediyorum. Çünkü Ak Parti Genel Başkanı olarak konuşunca sayın Başbakanın üslubunda sertlikler oluyor, kırıcılıklar oluyor. 2.’si iyi veya kötü, az veya çok bu ülkede iktidar olmuş bütün partilerin ülkeye bir hizmeti dokunmuştur. Bu AB üyelik süreci rahmetli Menderes döneminde başlamış ondan önce İsmet İnönü döneminde başlamış, rahmetli Menderes döneminde devam ettirilmiş daha sonra gelen hükümetlerde koalisyon hükümetleri Ecevit’in başbakan olduğu dönemde az veya çok, hızlı veya yavaş Türkiye’nin dış politikasında hep iyiye doğru Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda işler yapılmıştır” dedi.

Gazeteci yazar Hüseyin Gülerce Türkiye’de ki siyaset yapısıyla ilgili düşüncelerini ise şu şekilde belirtti:
“Türkiye’de 3 tane önemli siyasi ticaret var. Din ticareti, Milliyetçilik ticareti birde Atatürkçülük ticareti. Kim bu konuda ne kadar samimi bunun sorgulanmasını ben insanların vicdanına bırakıyorum. Atatürkçü gözüküp Atatürk’ü geniş kitlelere düşmanmış gibi, hasımmış gibi göstermeye çalışanlar Atatürkçü olamazlar. Aynı şekilde dini kavramları siyasetin içerisine çekme ve dindar insanlara siyasi mesajlar vermek dinle bağdaşmadığı gibi, bu dine de zarar veriyor. Siyaset yapacaksanız projenizi koyun Türkiye’nin nasıl kalkınacağını koyun, ne yapacağını koyun, demokratikleşme ile ilgili görüşlerinizi koyun, dini rahat bırakın. Din sadece size siyasetçi olarak şunu söylüyor. Emaneti ehline verin, adil olun, işlerinizi istişare ile yapın yakınlarınızı kayırmayın, rant peşinde koşmayın, haksız kazanç yapmayın, yalan söylemeyin dinin siyasetle ilgisi budur. Ama siz dindar insanlardan oy almak için daha da dindar olduğunuzu göstermeye çalışıyorsanız, bu doğru bir şey değil. Çünkü hiç kimsenin yaptığı işe din kefil olmaz.”
Son olarak referandumda Sahil kesiminde hayır çıkmasıyla ilgili düşüncelerini dile getiren Hüseyin gülerce sözlerini şöyle noktaladı:
“Bu şerit aslında İzmir’i ele alalım, Aydın’ı ele alalım, Muğla’yı ele alalım geçmişte Demokrat Partisi de, Adalet Partisi de, sağdaki siyasi partilere merkez sağ partilere destek vermiş kalesi gibi yerler. O zaman Ak Partinin şu soruyu sorması lazım çünki kendiside merkez partisi olmayı istiyor Ak Parti; acaba eksik olan nedir' veya hatalı olan nedir ki buralardan oy alamıyorlar bu soruyu kendisine sorması lazım Ak Partinin. Bu ciddi analizlere bağlı, ben buradaki seçmenlerin laik kesimin bazı yayın organları tarafından ürkütüldüğü kanaatindeyim. Bu Habur meselesinin birazda Ak Parti’nin beceriksizliği diyeceğim, iyi yönetemediği bir süreçti aleyhine döndürmeye çalıştılar ve çok oy kaybetti orada. Bazı insanlar şuna inandırlar Ak Parti Türkiye’yi bölecek PKK ile iş birliği yapabilir. Bu bölücü örgüt ile görüşebilir. Dikkat ederseniz referandum sürecinde de bu oyunu muhalefet çok oynamak istedi. Kılıçdaroğlu ağzından genel affı kaçırınca hava biraz Ak Partinin lehine döndü. Damardan MHP işliyordu MHP’de ters köşeye yatmış oldu. CHP ile MHP yakınlaşmasını düşünenlerinde, rahatsız olduğu bir süreç oldu.”