HASTALIK BİTTİ YASAK SÜRÜYOR
Bodrumlu su ürünleri üreticileri altın değerindeki süngerleri çıkartarak dünya pazarlarına...
Bodrumlu su ürünleri üreticileri altın değerindeki süngerleri çıkartarak dünya pazarlarına sunmak istiyor; ancak hastalık sebebiyle yasaklanan süngerciliğe bakanlık hâlâ geçit vermiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı "Sünger çıkaramazsınız diyor".
"Tarihin Babası" olarak bilinen Heredot'un süngerin ilk kullanıldığı yer olarak geçen Bodrum'da su ürünleri yetiştiriciliği yapan erdener Çeriğ, sünger ihracatının yeniden başlaması gerektiğini söylüyor. 1979 yılında kurulan ve daha sonra kapatılan Bodrum Sünger Araştırma Merkezi'nde uzun yıllar müdürlük yapan Çeriğ, 1985 yılında çıkan "Sünger Vebası" olarak adlandırılan süngerdeki hastalığın bittiğini tespit ettiklerini söyledi. Süngercilik yaptıkları yıllarda sünger ekimi yaptıklarını ve önemli yol katettiklerini sözlerine ekleyen Çeriğ, "Sünger stoklarımızı tespit ettik, dünyada bu da ilk defa yapılmış bir olaydı ve Güllük ile Gökova körfezlerinin süngercilik açısından çok önemli olduklarını ortaya koyduk. Bu önemli çalışmalardan bir tanesi de burada bir basınç odası tesis ettik. Bildiğiniz gibi sünger avcılarımız burada hayati tehlike ile karşı karşıya idiler. Onların herhangi bir vurgun karşısında İstanbul’a taşınması gerekiyordu. Bizim getirttiğimiz basınç odaları nedeniyle süngercilik burada çok daha rahat bir şekilde gelişmeye başladı" şeklinde konuştu. Hastalıktan sonra son yıllarda sevindirici gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Çeriğ, süngerlerin yeniden gelişim gösterdiğini belirterek, "Sularımızda, özellikle fil kulağı, mandaba, ve kaba dediğimiz ticaret açısından çok çok önemli sünger çeşitleri çıkmaktadır. Bunlar en çok sanayide kullanılıyor. Son yıllarda tıpta çok kullanılıyor. Özellikle ameliyatlarda kan tutucu, kan alıcı olarak. Kozmetik sanayinde çok kullanım alanı var. Bunların yanında son yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinin yapmış olduğu bir takım araştırmaların sonucunda, bir tür süngerin –ki bu sünger Bodrum’da yetişiyor- hastalık açısından, özellikle kanser açısından son derece iyi geldiği anlaşılmış vaziyette. Ve bizim burada yaptığımız araştırma da odur. Bu araştırmalar neticesinde bu hastalıklarda kullanılan süngerin son derece çabuk, olumlu ve sağlıklı geliştiğini ortaya koyduk" dedi. Bütün Akdeniz ülkelerinin bu sünger stoklarının ortaya çıkmasından sonra avcılığını serbest bıraktıklarını söyleyen Çeriğ, Türkiye dışında tüm Akdeniz ülkelerinde sünger avcılığı yapıldığını; ama Türkiye’de daha hâlâ yasak olduğunu dile getirdi. "Temennimiz bu yasağın en kısa sürede kalkması. Bunun için biz yetkili mercilere başvurduk ve yetkili mercilerin de son derece önemli bir yeri olan süngerciliğimizin yeniden açılması için yasağı kaldıracaklarını umuyoruz. Çünkü elimizdeki bir değeri tamamıyla diğer ülkelerin faydalanmasına sunuyoruz biz" diyen Çeriğ, "Bir de süngerde çok ilginç bir taraf vardır, biliyorsunuz sünger tek hücreli bir canlıdır. Bunları ağaç gibi budamazsak yani çıkartmazsak kendi kendilerini eritirler, dolayısıyla ekonomik hiçbir yararı olmamış olur. Süngerciliğimiz gelişmesini istiyorsak, hem yasağın kaldırılması hem de belli boy tahditleri ile –eskiden olduğu gibi- sünger avcılığını hemen serbest bırakmak gerekiyor" uyarısını yaptı. Çeriğ, başvuruya olumlu veya olumsuz bir yanıt almadıklarını ifade ederken, Tarım ve Orman Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü'nün yeni çıkacak olan “Su Ürünleri Avcılığı Yasak Sirküleri”inde bu yasağın kaldırılmasını beklediklerini söyledi. Güvercinlik'te su ürünleri yetiştiriciliği yapan Çeriğ, balık havuzlarının altına yaptığı sünger ekiminden 6 ayda olumlu sonuçlar aldı. Süngerlerin yetiştiğini gören Çeriğ, bu ekonomik değerin değerlendirilmesinde ısrarlı.
"Tarihin Babası" olarak bilinen Heredot'un süngerin ilk kullanıldığı yer olarak geçen Bodrum'da su ürünleri yetiştiriciliği yapan erdener Çeriğ, sünger ihracatının yeniden başlaması gerektiğini söylüyor. 1979 yılında kurulan ve daha sonra kapatılan Bodrum Sünger Araştırma Merkezi'nde uzun yıllar müdürlük yapan Çeriğ, 1985 yılında çıkan "Sünger Vebası" olarak adlandırılan süngerdeki hastalığın bittiğini tespit ettiklerini söyledi. Süngercilik yaptıkları yıllarda sünger ekimi yaptıklarını ve önemli yol katettiklerini sözlerine ekleyen Çeriğ, "Sünger stoklarımızı tespit ettik, dünyada bu da ilk defa yapılmış bir olaydı ve Güllük ile Gökova körfezlerinin süngercilik açısından çok önemli olduklarını ortaya koyduk. Bu önemli çalışmalardan bir tanesi de burada bir basınç odası tesis ettik. Bildiğiniz gibi sünger avcılarımız burada hayati tehlike ile karşı karşıya idiler. Onların herhangi bir vurgun karşısında İstanbul’a taşınması gerekiyordu. Bizim getirttiğimiz basınç odaları nedeniyle süngercilik burada çok daha rahat bir şekilde gelişmeye başladı" şeklinde konuştu. Hastalıktan sonra son yıllarda sevindirici gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Çeriğ, süngerlerin yeniden gelişim gösterdiğini belirterek, "Sularımızda, özellikle fil kulağı, mandaba, ve kaba dediğimiz ticaret açısından çok çok önemli sünger çeşitleri çıkmaktadır. Bunlar en çok sanayide kullanılıyor. Son yıllarda tıpta çok kullanılıyor. Özellikle ameliyatlarda kan tutucu, kan alıcı olarak. Kozmetik sanayinde çok kullanım alanı var. Bunların yanında son yıllarda özellikle Avrupa ülkelerinin yapmış olduğu bir takım araştırmaların sonucunda, bir tür süngerin –ki bu sünger Bodrum’da yetişiyor- hastalık açısından, özellikle kanser açısından son derece iyi geldiği anlaşılmış vaziyette. Ve bizim burada yaptığımız araştırma da odur. Bu araştırmalar neticesinde bu hastalıklarda kullanılan süngerin son derece çabuk, olumlu ve sağlıklı geliştiğini ortaya koyduk" dedi. Bütün Akdeniz ülkelerinin bu sünger stoklarının ortaya çıkmasından sonra avcılığını serbest bıraktıklarını söyleyen Çeriğ, Türkiye dışında tüm Akdeniz ülkelerinde sünger avcılığı yapıldığını; ama Türkiye’de daha hâlâ yasak olduğunu dile getirdi. "Temennimiz bu yasağın en kısa sürede kalkması. Bunun için biz yetkili mercilere başvurduk ve yetkili mercilerin de son derece önemli bir yeri olan süngerciliğimizin yeniden açılması için yasağı kaldıracaklarını umuyoruz. Çünkü elimizdeki bir değeri tamamıyla diğer ülkelerin faydalanmasına sunuyoruz biz" diyen Çeriğ, "Bir de süngerde çok ilginç bir taraf vardır, biliyorsunuz sünger tek hücreli bir canlıdır. Bunları ağaç gibi budamazsak yani çıkartmazsak kendi kendilerini eritirler, dolayısıyla ekonomik hiçbir yararı olmamış olur. Süngerciliğimiz gelişmesini istiyorsak, hem yasağın kaldırılması hem de belli boy tahditleri ile –eskiden olduğu gibi- sünger avcılığını hemen serbest bırakmak gerekiyor" uyarısını yaptı. Çeriğ, başvuruya olumlu veya olumsuz bir yanıt almadıklarını ifade ederken, Tarım ve Orman Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü'nün yeni çıkacak olan “Su Ürünleri Avcılığı Yasak Sirküleri”inde bu yasağın kaldırılmasını beklediklerini söyledi. Güvercinlik'te su ürünleri yetiştiriciliği yapan Çeriğ, balık havuzlarının altına yaptığı sünger ekiminden 6 ayda olumlu sonuçlar aldı. Süngerlerin yetiştiğini gören Çeriğ, bu ekonomik değerin değerlendirilmesinde ısrarlı.
