Bir Eylül Masalı

Bir Eylül Masalı

Masalların hayaliyle büyüdük çoğumuz.
Dinlerken, hayal dünyamızla tanıştık.
Çocukça pırıl pırıl çıktık gerçek yaşamın tuzaklarına
Belki anlatılan masallar yüzünden, gerçeklerle karşılaşınca sendeledik, korktuk.
Hani yalan söyleyenlerle karşılaştığımızda Pinokyo gibi uzayacaktı burunlar, hani kurbağayı öptüğümüzde prense dönüşecekti, Rapunzele ne oldu peki, şirin babanın merhameti gerçek değil miydi yoksa?
Masal bitti millet!
Yaşam gayesi, toplumsal, sosyal, beşeri, aile ilişkileri hepimizi yiğit canavarlar haline dönüştürdü.
Güçlü kalalım diye, pehlivan olduk hatta çoğumuz sumo güreşçisine dönüştü! 
Dönüştükçe kendimizden, özümüzden, benliğimizden uzaklaşanlar olduğu gibi
Doğaya, çevreye, hayvana, çocuğa, yaşlıya sadık kalanlarımızda mevcut
Ama yeterli değil
Çorap söküğü gibi olumsuzluklar yaşıyoruz ülkece maalesef
Dikiş tutmuyor yani
“Singerle canım singerle” reklamı işe yaramıyor!
“Dünyaya yeniden gelsem, şunları yapardım ya da yapmazdım” dediğimiz ne varsa yazın bir yere.
İkinci hayatınız bugün başlasa nelere karşı daha duyarlı olurdunuz mesela?
Biz bu eylül başında Bodrum’da Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüler Derneği katkılarıyla kurduğumuz GÜNDOĞAN ÇOCUK ATOLYEMİZLE birlikte Yunuslara Özgürlük Platformu üyeleri ve yazar Buket Uzuner öncülüğünde;
Duyarlılık ve farkındalık kazandırmak için imza kampanyasına katılım gösterdik. 
İşletilen bu ölüm kamplarının kapatılması için toplanan imzaları Belediye Başkanı Ahmet Aras’a ilettik. 
Basından da takip edildiği üzere, ruhsatı iptal edilmişti.
Burada asıl bahsetmek istediğim konu şu;
Çocuklarımız arasından yunusu gören ya da tanımayanlar vardı. 
Biz imzaların teslim gününden önce,  
Çocuklarımıza yunusları tanıttık, nasıl yakalandıklarını, nasıl eğitildiklerini ve nasıl bir yaşama maruz bırakıldıklarını hem anlattık hem izlettik
Ve sonra sorduk;
“Siz, kendinizi bir yunusun yerine koysanız, ne hissedersiniz?” 
“Bir kafesin içinde yaşamaya mahkûm olsanız” diye
Bilirsiniz, en sıcacık ve samimi cevaplar çocuklardan gelir
Verdikleri cevapta aynen öyle geldi
Kulaklarımıza fısıldanan bir masal gibi 
“ÖZGÜRLÜĞÜMÜ GERİ VERİN”
Sonra hayal dünyalarına bıraktık onları 
Resmettiler “BİR EYLÜL MASALINI “ kendi kalemleriyle. 
Bizler yetişkin olarak fazla mantık, akıl süzgeciyle yaşıyoruz
Ektiğimiz her bilinçli tohum, çocuklarda yeşerecek
Ve onlar kendi masallarını gerçekçi yaşayacak.
Ebeveyn olarak duyarlılık ve farkındalık yaratmak bizlerin elinde
Alın ellerinden şu akıllı telefon ve bilgisayarları biraz.
Doğayla, toprakla, hayvanlarla buluşturun çocuklarınızı.
Ufacık sorumluluklar verin ve bırakın sonuçlarıyla kendileri karşılaşsın, tanışsın.
Bana bir masal anlat baba
İçinde tüm oyunlarım
Kurtla kuzu olsun şekerle bal
Bana bir masal anlat baba
İçinde denizle balıklar
Yağmurla kar olsun güneşle ay
Nasıl güzel dizelerdir Yeni türkünün yazdığı değil mi?

Arada bırakalım kendi masallarını yazsınlar, çizsinler, boyasınlar!

Sevgiyle kalın