Tekamül ve Tevekkül

Tekamül ve Tevekkül

Evrende var olan her şey eşit yaratıldı. Ne bir fazla, ne bir eksik!
Parçaları ise Evrenin, Yaratanın yarattığı insanoğlu ya tamamladı ya çıkardı! 
En büyük hediye AKIL idi!
Kaderimizle doğduk aslına bir bakıma. Kader yazılı ve/ama biçimlendirmek için türlü seçenekler mevcut.
Defalarca yıkıp, inşa edebilmek elimizde.
Biz ne yapıyoruz sizce diye sorsam?
Defalarca yıkımdan yana, yok etmekten yana kullanıyoruz.
Ne inşa ediyoruz peki?
Tüketim, tüketim ve gene tüketim! (içini siz açın dilediğinizce ne tüketiyorsanız onları yazın)
Etnik kökenimiz, rengimiz, dilimiz, dinimiz fark etmeksizin bolca tüketiyoruz
Hepimiz “BİRİZ” değil aslında! Hepimiz birbirimizden farklıyız
Tek “BİR”  olunan yer “BİZ”  olabildiğimiz yer
Oraya geçişte hiç öyle sandığınız kadar kolay değil.
“MIŞ” gibi yapmaktan bahsediyorum.
Empatiyi yapabileni Antipati ’den muaf mı sanıyorsunuz.
Zaman zaman aşağılayıcı davrananı, konuşanı hiç mi sevgi dolu yaklaşabileceğini düşünemiyoruz mesela
Bir insan salt iyi yahut salt kötü olmaz.
İkisi de biziz, bunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var.
O yüzden indirelim maskeleri ve ne isek “O” olduğumuzu bilip, kendimizi kandırmayalım!
Tekâmülümüzü farkındalıkla tamamlayalım
Bir insanın mümkün olan en yüksek şuur seviyesine ulaşması için kendi bilinciyle çalışması gerekir. Kemale erme hakikati bilme ve içselleştirme arayışıdır.
Covid-19  hepimize eşit geldi değil mi?
Peki, bundan kendi payımıza ne çıkardık düşünenler olduğu kadar, tekâmül seviyesi diplerde olanlar da mevcut.
Olsun, olmalı zaten. Evrenin yaratımında bu mevcut. Pozitif ve negatif aynı anda
Ben 6. Haftadır evde izole olurken, onlar benim hakkımı gasp ediyor.
Alın size eşitsizlik!
Ben, kendimden başkalarını düşündüğüm kadar, onlar en yakınlarını düşünmüyor bile
EVDE KAL diye diye dilimizde tüy bitiyor, onlar tüyleri alıp dikiyor mesela
Bilim insanlarını dinlemekten, uykusuz kalıyoruz, onlar evlerde parti düzenleyebiliyor 
Birilerimiz bir el uzatırken, bir diğerimiz o eli kırmaya devam ediyor.
Nereye kadar peki?
Sobanın sıcaklığını elini üzerine koyup, acının, yanmanın ne olduğunu öğrenene kadar.
Bile bile koyarmısın o eli bir daha sobaya
Yok, koyan varsa aklını sorgulasın derim artık.
Ortak akıl, birlik bilinci böyle zamanlarda oluşmayacaksa ne zaman oluşacak
Kurtuluş savaşını düşünüyorum
Neyimiz eksik diye düşünürken, ortalığı görünce bayağı eksiğimiz var diyorum.
Bu Covid19 ve/veya başkaları gelecek bitmedi, bitmeyecek sen insanoğlu TEKÂMÜLÜNÜ tamamlayana kadar devam edecek.
Sen bu tabiatın misafirisin eğer bu düzeni oynatmaya devam edersen, taş taş üzerinde kalmayacak şekilde fazlasıyla nasipleneceğiz.
Tabiri caizse: KURUNUN YANINDA YAŞTA YANACAK!
Bakın doğa yeniden doğuyor, yenileniyor, yapılanıyor
İnsansız saha ne kadar da güzel aslında değil mi?
Var mı bize ihtiyacı doğanın? Balıklar, kuşlar, bitkiler, toprak, denizler, nehirler özgür kaldılar.
Hani insanoğlu o özgürlüğü elinde mal mülk gibi kullandı ya, sonunu düşünmeden, hoyratça…
Şimdi dönen oyunun bir parçası yahut değil, EVREN hoyratça sarsıyor insanoğlunu.
Sahi sarsıldık mı gerçekten?
Yoksa daha beterini mi istiyoruz ne dersiniz?

Tekâmül ve tevekkül artık lügat anlamlarından çıkıp, yerini bulmalı.
Kader, nasip, niyet, kısmet aynı çubuğun üzerinde.
Sen her türlü mevcut düzeni bozup, hiçbirşey yapmadan kaderimiz buymuş deyip tevekkülde olamazsın.
Başın sıkışınca da MEVLAM bizi kurtarır diye bekleyemezsin!
Çiftçi zamanında tarlasını sürüp, ekime hazırlar, tohum atar, sular, yabancı bitkilerden arındırır, toprağını ilaçlar, gerektiğinde gübresini verir.
Ve hasat zamanını bekleyip tevekkülde kalır.
Bunların hiçbirini yapmayan “KADERDE NE YAZILMIŞSA O OLUR” tembelliğiyle, ömrü yettiğince nefes almaya devam eder!
Şimdi gelin tekrar bir düşünelim bu COVİD 19 bize ne mesaj veriyor diye!
Sağlıklı, karantinasız bol sarılmalı günlere kavuşmak dileğiyle…