Teminat Mektubun "Nefesin"

Nerede kalmıştık?
Katıldığım Mucize kursu adlı çalışmadan bahsediyordum size geçenlerde..
Sizlerle bugün nezdimde kursta yaşadığım ve deneyimlediğim, uyumlandığım zamanları yazacağım
Bu yazımda biraz Spiritüalizm ve ötesinden bahsedeceğim
Meditasyon
Enerji
Taşlar
Torus enerjisi
Astral seyahat
Zihin okuma
Telepati
Üst bilinç
Boyut atlama
Ego bilinci
Yer &gök ana
Uzar gider bu liste, bunları bilen uygulayan (astral seyahat cidden tehlikeli, rehberlik öncülüğünde öğrenilmesi ve uygulanması gerekir.)
Kendi özüyle barışık yahut kendini bilme, bulma yolunda kaybolmuş bir sürü insan var!
Yani benim hep dediğim “mış” gibi görünen ve yapan kesim! Onları ilgilendirmiyor bu yazım.
Gelelim Mucize Kursunun ilk gününe, ne yalan söyleyeyim çok araştırdım, cılkını çıkardım, kararsız kaldım, arkadaşlarımın başının etini yedim açıkçası.
Kimdir, nedir, benim bildiğimi bana gösterecekse ne işim var, neler yapıyorlar vs. vs..
Ama cevap alamıyorum, tek söyledikleri “ANLATILMAZ, YAŞANIR”
“Ulan, ne yaşayacağım, bu gizem nedir?” derken buluyordum kendimi.
Hatırı sayılır bir meblağ ödüyorsunuz zira hem de böyle bir zamanda…
“Bir de oraya gideceğim bana “sevgi içimizde” derse, kafa göz dalarım ben buna diye espri yapıyordum”
Bir yanım ısrarla Berna git! Diyor.
En sevdiğim özelliğim “KARARSIZLIĞIM VE GARANTİCİ OLMAM”, risk pek sevmem de.
Başladım kadının videolarını izlemeye, canlı yayınlarına katılmaya.
Kadın dediğim Nevşah Fidan Karamehmet.
Şimdi iğneyi kendime batırmaktan kaçınmadım hiç, gene batırıyorum ve söylüyorum,
“TIRSTIM, KADINDAN”
Bir şey var bilmiyorum ama hem itici, hem çekici geliyor.
Sonunda “AMAN GİT BE” dedim kendime.
16 yıldır edindiğim deneyimler, hayata geçirişlerim, kat ettiğim yollar, yaptığım çalışmalar, dokunduğum yaşamlar bilumum şeyler var.
Neden tırsıyorum? Verdim gazı kendime, bastım gittim.
Kursun ilk günü Kadın salona girdi. Ben kaskatı kesildim!
Harbi fidan gibi kadın, kendinden emin, hem rahatlatıcı hem rahatsız edici bir aurası var.
Tam 3 gün savaştım resmen kendimle.
Nasıl bir ön yargı patlaması yaşıyorum anlatamam size. Sonra kendime dönüp;
“KIZIM MANYAKMISIN, KENDİNE GEL, BURAYA GELİŞ AMACINI HATIRLA” diyorum.
Haa, bu arada hep önlerde yer kapıyorum, ağzının içine bakıyorum, saniye sektirmiyorum ki not almayı kaçırmayayım.
Garip işte, hem kadınla savaş, hem dikkat kesil!
Tam aklımdan olumsuz, sorgulayıcı bir düşünce geçiriyorum, kadın (mecazi anlamda kadın diyorum, kendimle dalga geçtiğim için) anlatımın ortasında benim kafamdakilere karşılık cevap veriyor!
Ben gene DUMUR!
“Ne oluyor yahu?” diye hooppp başka sorgulamaya geçiyorum.
Hele o meditasyonlar yok mu her nefes sonrası.
Kendinizi nefese teslim ettiğinizde yaşadıklarınız size kalmış.
Gerçekten ANLATILMAZ, YAŞANIR!!
Bir meditasyon sonrası herkesi birkaç dakikalığına ayağa kaldırıp ellerinden tutup, gözlerine baktırıyor
İşte ne olduysa orada oldu!!!
Işık hızı göz bebeklerinden içeri süzüldüğümü ve göz bebeklerinde kendimi gördüğüm an.
Nevşah, BEN. BEN, Nevşah olmuşuz!
Sözün Özü: Ne görüyorsam, oyum! Yok, birbirimizden farkımız! Hepimiz geçip gidiyoruz bu yaşamdan. Hepimiz BİRİZ!
Biliyoruz değil mi hani bunları, hatta konuşmalarımızda hep dilimizde yani.
Ben de öyle biliyordum ama yüksek frekansta, yüksek enerjilerle yapılan nefes, yaratılan sinerji ve meditasyon sonrası bildiklerini unuttuğunu hatırlatan bir çalışma sistemi kurmuş kadın!
Tek kelime bile edemeden, resmen kadından gözlerimle utandığımı söyledim.
Üzgünüm dedim, ön yargıma yenildiğim için dedim.
Gözleriyle cevap verdi..
Seviyor mu, dövüyor mu belli değil!
Bak gene ön yargım!
Derken son altın vuruş nefes seansı sonrası derin bir meditasyon çalışmasında, bütün damarlarım patlayacakmış gibi hisseder ve debelenirken kendi kendime
Öz’e bağlantım gerçekleşti ve ilahi düzene teslim oluşum.
Bu konularla ilgili olanlar, ne ifade etmek istediğimi anlarlar!
Sanırım ben Özümle, bir kopuş yaşamışım.
Bana kim olduğumu hatırlattı bu sistem!
Kadın aynı kadın, başında da belirtiyor zaten bu benim diye
Anlam yükleyen biziz.
Kadın aşmış diyoruz burada halk dilinde Yolunu çizmiş, o yolda başarılı, gelen de, giden de eyvallah onun için.
O yoluna bakıyor, çok ta güzel projelere imza atıyor, hedeflerine ulaşıyor.
Ekşi sözlükte yere batıran olduğu gibi, müritleri de mevcut. Tapan yani.. Merak etmeyin tarikat esprisini yapmayacağım, yapıldı o espri zira
Son altın vuruş dediğim seans sonrası tekrar vedalaşma zamanına geldi sıra
“Gelin sarılalım” dedi.
Geldik mi gene karşı karşıya, yüz yüze, göz göze!
Yürekten aktı bu sefer düşünceler, gözlerine.
Gene hiç tek kelime yok!
Tek fark yürekler konuşuyor bu sefer
Tekrar üzgünüm dedim
Üzgün olacak bir şey yok der gibi ifade etti gözleriyle
“Nasılda parçaladım seni atom parçacıkları gibi dedi o kendinden emin, ne yaptığından, ne başarı elde ettiğinin güvencesiyle!” yüreğiyle, gözleriyle. Tek kelime yok!
İşte demek istediğim bu; diyalog gözler ve kalple gerçekleşiyor!
Ve sarıldık!
Cidden sarıldı yaaa! Ben şok.. Birkaç saniye sarılı kaldı hem de!
Ayrılırken kollarından gözlerimle, yüreğimle, bu sefer kelimelerle “TEŞEKKÜR EDERİM” dedim ona..
Ben, bu mucize kursunda, bir yerlerde tıkandığımı hissettiğim kendimi buldum.
Üst bilincimde, algı metotlarımda nerelerde hata yaptığımı, niyetlerimi talep ederken nasıl etmemem gerektiğini öğrendim.
En önemlisi NEFES almaya başladım
Nefesin, hayatımdaki blokaj olarak gördüğüm düşünceleri nasıl değiştirdiğini test ederek, deneyimleyerek öğrendim.
Beni, nefesle tanıştırana, vesile olana ve tırstığım KADIN olmaktan çıkıp, alkışladığım KADIN olan Nevşah ve ekibine nefes dolusu teşekkür ediyorum.
Benim teminat mektubum NEFES!
Sizin ki?
Sevgiyle, nefesle kalın...