Birleşmiş Milletler’e Şikayet Ediyorlar

Bodrum Kadın Dayanışma Derneği(BKD), Akbelen Ormanı’nın maden ocağına tahsis edilmesi nedeniyle özellikle Bodrum halkının içme suyunun tükeneceğini ve buna bağlı olarak halk sağlığının tehlikeye girme riski bulunduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletler’e(BM) şikayet dilekçesi gönderdi.

Birleşmiş Milletler’e Şikayet Ediyorlar

Bugün öğle saatlerinde ilçe merkezindeki PTT binası önünde bir araya gelen BKD üyeleri, dilekçeyi hazırlayıp BM İnsan Hakları Konseyi Özel Prosedürler Birimi’ne postaladı. Basın mensuplarına açıklama yapan BKD Üyesi Şener Macit, şunları dile getirdi;

“Akbelen’de yaşananlar, sadece bir orman alanının hukuksuzca ortadan kaldırılıp yerine maden arama alanı olarak tahsis edilmesi meselesi değildir. Akbelen Ormanı sadece orada yaşayan köylülerin meselesi ile sınırlı hiç değildir. İkizköylüler, mücadelelerini iki seneyi aşkın bir süre Akbelen Ormanı’nı korumakla birlikte kendi öznel yaşam biçimlerini de savunacak bir bütünsellikle sürdürüyor. Bu mücadele her zaman kendi sakin ve yalın halini korudu. Geldiğimiz nokta ise Akbelen Ormanı ile birlikte oluşmuş olan hayat akışımızın artık doğrudan bizlere zarar verme biçimine evrildi. İkizköylü kadınların iki yılı aşkın sürdürdükleri bu mücadele bugün Birleşmiş Milletler'in de görmezden gelemeyeceği bir aşamaya taşıyoruz. BM İnsan Hakları Konseyi'nin özel prosedürleri birimine, suya erişim olanaklarımızın yok edilmesi gerekçesiyle başvuru sürecini başlatmak için bugün postanedeyiz. Tam da bu günlerde yaşadığımız susuzluk sorunu yarınlarda nelerin yaşanacağının da açık göstergesi anlamındadır. Yaşamak salt nefes almak değildir. Devletler ve karar vericiler en temel olan suya erişim hakkını görmezden gelerek planlama yapamaz ve yapmamalıdır da. Her türlü ayrımcılığa şiddete karşı mücadelemiz büyüyerek devam edecektir.”

BKD Başkanı Figan Erozan ise şikayet dilekçesi gönderdikleri birimin tüm STK’lara açık olduğunu dile getirerek şöyle konuştu;

“BM, sadece devletleri taraf almıyor. Bu birim üzerinden kendi ülkelerinde yaşayacakları insanların, yurttaşların ya da sivil toplum örgütlerinin başvurusunu alıyor ve o aldığı başvuruyu da şikayette bulunulan devlete soruyor. Türkiye Cumhuriyeti, 30 gün içerisinde cevap vermekle yükümlü. İkizköy’deki mesele, sadece orayı ilgilendiren bir mesele değil. Biz aç kalmamak zorundayız, susuz kalmamak zorundayız, barınaksız kalmamak zorundayız. Ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamak zorundayız. Buna, Akbelen Ormanı’nın tahsisi de dahil.”