Sivas’ta Katledilenler Anıldı

Sivas katliamında yaşamını yitirenler, Bodrum’da düzenlenen etkinlikle anıldı.

Sivas’ta Katledilenler Anıldı

Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Etkinliklerine gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesiyle can veren, çoğu aydın ve sanatçı 33 kişi ile iki otel çalışanı için her 2 Temmuz’da olduğu gibi anma etkinliği düzenlendi.

Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği tarafından da dernek bahçesinde bir anma etkinliği düzenlendi. Katliamda yaşamını yitirenlerin anılıp yargılama süreci üzerine konuşmaların yapıldığı anma etkinliğinde deyişler söylendi.

Anma etkinliğindeki basın açıklaması da yapıldı. Açıklamayı okuyan derneğin yönetim kurulu üyesi Gamze Ardağ, şunları dile getirdi;

“Pir Sultan Abdal ve Aşık Veysel gibi dünyaya mal olmuş ozan ve şairlerin şehri Sivas, 2 Temmuz 1993 yılından bu yana katliamlar şehri olarak anılıyor. Ne yazık ki 30 yıldır devam eden mazlumların hak arayışı, devlet kademesinde karşılık bulamadı, bulamıyor. İnsanlık adına utanç vesilesi olan Madımak davası, hem hukuki alanda hem de toplumumuzun vicdanında sınıfta kaldı. 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri esnasında Madımak Otelinde yaşanan ve 33 canın hayatına mal olan bu katliam; Alevi inancına yönelik gerçekleştirilen ne ilk ne de son saldırıdır. 

Bilindiği üzere 2 Temmuz 1993 yılında yaşanan Madımak Katliamında en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en küçücüğü 12 yaşındaki Koray Kaya olmak üzere şenlik için gelen, aralarında Metin Altıok, Behçet Aysan, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin'in de olduğu 33 insan yaşamını yitirmişti. Aleviler olarak; neredeyse hiçbir gerçek failin yargılanmadığı 30 yıl önce gerçekleşen davanın seyri gibi, daha öncesinde yaşanan Dersim, Çorum, Maraş katliamlarıyla birlikte bugünlerde neler yaşayacağımızın tohumlarının da atıldığının farkındayız. İnsanlık tarihinde din adına işlenen böyle bir vahşet görülmemiş olmasına rağmen Utanç Müzesine dönüştürülmesini istediğimiz otelin, müze değil Bilim ve Kültür Merkezi’ne çevrilmesinin karanlık amaçlı gerekçesinin de bilincindeyiz. 

Sivas katliamından bize çıkan temel ders, Alevilerin hak ve özgürlük mücadelesi için güçlü bir dayanışmanın yaratılması zorunluluğunun her zamankinden daha elzem olduğu gerçeğidir. Alevi inancına sahip canlar olarak geçmişte olduğu gibi bugün de yaşadığımız onca zulme rağmen çoğulcu ve eşitlikçi demokrasinin bütün kanallarıyla işlemesi için tüm örgütlerimizle barıştan ve demokrasiden yana her kesimle dayanışma içerisinde olduk ve olmaya devam edeceğiz. Her an hepimizi tutsak alacak olan anti-demokratik bu koşullardan kurtulmak için her platformda mücadele ediyoruz. Demokrasiye, Laikliğe, insan hak ve özgürlüklerine olan ihtiyacımızla gelecek kuşakların daha umut dolu bir ülkede yaşayabilmesi için mücadelemizden vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz. Sivas katliamı insanlık suçudur ve bu insanlık suçunun aydınlanması için mücadelemize soluksuz, aralıksız devam edeceğiz.”