Cemre Size Düşseydi?

Cemre Size Düşseydi?

Cemremiz düştü, vatana, millete hayırlı olsun!
Her şeyi, kontrol etme çabası ve gayesi içinde olan insanoğlu, nedense döngüsel çembere hükmedemiyor.
Zamanı gelince CEMRE düşüyor!
Doğanın ahengini, sistemin benzersizliğini göremiyor
Kaldı ki, var olanı yok ediyor
Sonra doğa felaketleri meydana geldiğinde dövünüyoruz!
Başımıza ne geliyorsa dövündüğümüz gibi!
Ne zaman kabul ederiz, sistem tam ve bütün,
İşleyişte bir sorun yok;
O zaman belki bebek adımlarıyla farkındalığa geçebilir ve olması gereken gibi yaşamaya başlayabiliriz!
Bazı durumlar bizim kontrolümüz dışındadır…
Olanı bozmak yerine başka bir şey inşa etmek, mevcut dengeyi kaldırmaktır
Maşallah hepimiz çok şey biliyoruz.
İlimi, bilimi, felsefeyi, fiziği…
Komşumuzu bile atom parçacıklarına ayırabiliyoruz mesela bir masa etrafında.
Paramparça ediyor sonra bütün haline getirmeye çalışıyoruz.
Cemre doğanın bir ritüeli misali düşüyor. 
Hadi onu düştüğü tarihten önceye yahut sonraya çeksene insanoğlu.
Var mı o gücün, kudretin?
Cemrenin açıklamasında der ki;
“ilkbahar başlangıcında yedişer gün arayla; önce havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışı. Arapça olan sözcük kor durumunda ateş anlamına gelir.. İlkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. Sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. Oradan da yere girer. Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir.”
Tasavvuftaki kor ve ateş kavramlarının mecazi anlamları vardır. Temizlenmeyi ve yeniden doğuşu temsil eden ateş aşk kavramının yakıcılığıyla da yakından ilgilidir.
Böyle bir giriş yaptıktan sonra sormak isterim hepimize şimdi;
“CEMRE, SİZE DÜŞSE NE OLURDU”?
“NASIL BİR DENEYİM YAŞAMAK İSTERDİNİZ HAYATINIZDA”?
“NELERİ FARK ETMEK, NELERİ GÜNCELLEMEK ZİHNİNİZDE”?
“HANGI DURUM VE ŞARTLARDA OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ DAVRANMAK İSTERDİNİZ? & VE BUNU NASIL/ NE ZAMAN UYGULAMAYA BAŞLARDINIZ?”
“BU SEFER NEYİ SEÇERDİNİZ”?
“KENDİNİZE NE SORARDINIZ?”
“KENDİNİZLE NE ZAMAN YÜZLEŞİRDİNİZ VE BU YÜZLEŞMEYE HANGİ ADIMDAN BAŞLARDINIZ?”
“KEŞKELER YERİNE İYİKİLERİ NASIL YERLEŞTİRİRDİNİZ YAŞAMINIZA?”
“FARKLI BİR YOL İZLEMEK İÇİN NELER YAPARDINIZ?”
“HANGİ DAVRANIŞ KALIPLARINI ESKİLERİYLE YER DEĞİŞTİRİRDİNİZ?”
“ŞİKÂYET YERİNE YAPICI OLABİLECEĞİNİZ ALANLARI NASIL TESPİT EDERDİNİZ?”
“TAKILAN MASKELERİ ÇIKARMAK “MIŞ”GİBİ YAPMAKTAN FERAGAT ETMEK
SİZCE NASIL BİR DUYGU OLUŞTURURDU ”?
“KENDİNİZİ SEVMEK İÇİN VAKİT AYIRIR MIYDINIZ?” BUNU NE ŞEKİLDE VE NASIL YAPARDINIZ”?
Hazır CEMRE düşmüşken, temizlenmek, arınmak, ateş olup kor gibi yanmak için nasıl yaklaşırdınız KENDİNİZE?
Bu sorulara başka sorular eklenebilir. Yazı baki kalır, söz uçar.
O yüzden en ince ayrıntısına kadar cevaplarınızı detaylandırarak yazmanızı öneririm.
Nasılsa kendinizle baş başasınız istediğiniz kadar yazın, çizin, silin, baştan yazın ama mutlaka yazın!
Siz yazmaya başladıkça beyin harekete geçer, düşünceler tek tek gelir. 
Eylemin ilk hareketi düşünceyi titretmektir unutmayın…
 
Amacım zaten sahip olduğunuz değerlerinize göz atmanızı sağlamak, hatırlatmak.
Hiçbirimiz mükemmel değiliz ama çok güzel mükemmeli oynayan canlılarız.  
Diyorum ki, hal böyleyken bir silkelenelim, kış uykusundan, mahmurluğundan kalkalım…
Ruhumuza,
Zihnimize,
Bedenimize,
Önceliklerimize,
Dönüp bir bakalım.
Gelin CEMRE’NİN hakkını verelim!
Biz de olanı, serzenişlerle değil, birliğe hizmet için kullanalım.

CEMRE’YLE YIKANALIM!